“Her şeye rağmen” **********************************************************************************************
Neil Simon’ın bu tanınmış oyunu, Yekta Yurtbulan ve Talat Bozok’un akılcı uyarlamasıyla Anadolu yollarında. Oyunda Yurtbulan ve Bozok’un yanı sıra, Yakup Sarıçam, Yeşim Özekit, Selma Yurtbulan ve Okan Güzeloğlu rol alıyor. Grup rejisiyle sahneye konan oyunun dekor ve kostümleri de, oyuncuların ortak ürünü.
Gerek Yekta Yurtbulan, gerekse Talat Bozok, tiyatroya yıllar yıllar önce gönül koymuş iki adsız kahraman. Ne var ki “istikrar” bir türlü sağlanamamış, yerleşik bir salon edinilememiş ve topluluk “turne”ye mahkûm olmuş...
“Turne deyip geçmeyin” diyor Talat Bozok. “Neyin ne olduğunu oralarda daha iyi görüyorsunuz... Okullarda çocuk oyunları da oynadığımız için öğretmenlerle “muhatap” olmaktayız ve çoğunun “kara cahil” olduğuna tanıklık etmekteyiz... -Biri-ikisi dışında- çoğu boş zamanlarında bir kitap bile açmıyor, gazete okumuyor. Varsa-yoksa kâğıt oyunu...”
Dileriz, Bozok’un bu uyarısı adresini bulur. Unutmayalım ki, “öğretmen” demek, “yarının Türkiye’sinin insanını yetiştirmekle yükümlü” demektir !
*******************************************************************************************
Tıpkı Sen -Tıpkı Ben *******************************************************************************************
Halit Akçatepe, sanat yaşamının 60. yılını Hadi Çaman Tiyatrosu’nda kutluyor. Sıtkı ve Leman Akçatepe ustaların çocuğu olan Halit, 4 yaşında sahneye çıktı; bugün 64 yaşında ve 60 yıllık oyuncu.
Tiyatro dünyasında “güzelliklerin adamı” olarak tanınan Hadi Çaman, bu anlamlı kutlamayı kendi tiyatrosunda gerçekleştirmek istedi ve Devlet Tiyatrosu’ndan Haluk Işık’ın yazdığı “harika” bir oyun aracılığıyla, Akçatepe’yle sahnesini paylaştı...
“Tıpkı Sen-Tıpkı Ben”, iki eski tiyatrocunun yaşam kavgasını irdeleyen, içinde bol güldürü, bol ironi, biraz politika, ama en çok da “duygu” barındıran, tadına doyulmaz bir oyun. Oyunu “tadına doyulmaz” kılan, yalnızca konusu ve Çaman-Akçatepe ustalar değil tabii ki ! Suna Keskin ustanın ve yaşından büyük bir yetenek olan Ayça Bingöl’ün oyunculuğundan da uzun uzun söz etmek gerek.
Oyunun yönetmeni, -Avrupa’da demlenmiş- bir başka usta: Şakir Gürzumar. Kostümlerde Çaman’ın, ışık düzenlemesinde Serdar Ece’nin, dekorunda Mete Yılmaz’ın imzası var. Burak Belet ve Sevay ise, tiyatronun iki vazgeçilmez yöneticisi.
*********************************************************************************************
Tiyatro stüdyosu Anadolu’da
*********************************************************************************************
Önemli oyun yazarlarından Yasmina Reza’nın son yapıtı olan “Yaşamın Üç Yüzü”nü sezon boyunca İş Sanat Kültür Merkezi başta olmak üzere birçok merkezde sergileyen Tiyatro Stüdyosu, şimdi bu güzel oyunla Anadolu yollarında...
Altın Portakal ödüllü Yasemin Alkaya, Devlet Tiyatrosu’nun deneyim yüklü iki oyuncusu olan Mutlu Güney ve Mehlika Balkan, Dostlar Tiyatrosu’ndan Ömer Çolakoğlu “Yaşamın Üç Yüzü”nün dört oyuncusu.
Çetin İpekkaya’nın güzel Türkçesiyle ve Ahmet Levendoğlu “hoca”nın rejisiyle sahnelenen oyun, yaşama ve insana değgin çok şey anlatıyor. Ahmet Levendoğlu’nun, gerek dilimize kazandırdığı gerekse sahneye koyduğu tüm oyunlarda “yaşama ve insana değgin bir şeyler anlatmak” hep öne çıktı bugüne dek.
2000 yılında İngiltere Krallık Ulusal Tiyatrosu’nda sahnelenişinden bugüne tüm dünya merkezlerinde beğeniyle izlenen “Yaşamın Üç Yüzü”, 2003-2004 sezonu başında İş Sanat Kültür Merkezi’nde birkaç kez daha sergilenecek. Kaçırmış olanlara duyurulur.