|
|
|
Milli klavyemize küresel saldırı F klavyenin suyu mu çıktı?
|
Türkçe’yi katletmek isteyen yabancı hayranları şimdi de başımıza Q klavyeyi bela ettiler. İnternet kafelerden bankalara, hatta okullara kadar Q klavyeyi soktular. Oysa Türkçe için F klavye şart. . . . .
Kurthan REYİZOĞLU |
Türkçe’nin korunmasından yana sıkıntısı olmayanlar, hatta Türkçe’yi katletmeyi görev bilenler, alfabe kitaplarına bile alfabemizde yer almayan Q, W, X gibi harfleri sokanlar şimdi de son darbeyi indirmeye hazırlanıyorlar. Başımıza bir de Q klavyeyi bela ettiler. Q klavyenin Türkçe’ye ve alfabemize hiç uygun olmadığı bilinmesine rağmen.
Jared Diamond'un “Tüfek, Mikrop ve Çelik” kitabını Türkçe’ye çeviren (TÜBİTAK Yayınları) Ülker İnce'den Q'nun öyküsünü bir göz atalım:
‘‘Şimdi belki inanmayacaksınız ama bu klavye 1873'te mühendisliğe aykırılık abidesi olarak tasarımlanmıştı. Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına dağıtılmış, (sağ elini kullanan insanları zayıf ellerini kullanmak zorunda bırakacak şekilde) harfler solda toplanmış.
Görünüşte verimliliğe aykırı bütün bu özelliklerin gerisinde yatan neden, 1873'teki daktilolarda yan yana iki tuşa art arda basıldığı zaman ikisinin birbirine karışmasıydı, bu yüzden üreticiler daktilo yazanları yavaşlatmak zorundaydı.
Daktilolardaki gelişmeler bu karışma sorununu ortadan kaldırınca 1932'de daha verimli olacak şekilde düzenlenmiş klavyelerle yapılan denemeler yazı yazma hızımızın iki katına çıkacağını ve harcanacak çabanın yüzde 95 azalacağını gösterdi. Ama artık Q klavyeler bütün kaleleri ele geçirmişti.”
ON PARMAK İÇİN F KLAVYE ŞART
Evet, pratikte de teoride de Q klavyenin kullanılması çok zor. Üstelik Türkçe yazarken Q klavyeyi kullanmak daha da zor. Buna rağmen bazıları sırf muhalefet olsun diye, bazıları da Türkçe’yi katletmek için, kimileri de sırf ticari sebeplerden Q klavyenin kullanılmasını savunuyor.
Oysa F klavyede 10 parmakla, klavyeye bakmadan yazan bir kişi hangi parmağım hangi tuşa basacak diye düşünmez. Aksine, parmaklar zaten nereye gideceklerine alışık olduğundan yazı yazan kişiler düşüncelerine yoğunlaşabilirler. F klavye hem Türkçe’nin ruhuna uygun, hem de Türkçe harfler için tasarlanmış.
TÜRKÇE KATLEDİLİYOR
Bilinçsizlik, vurdumduymazlık ve sorumsuzluk ne yazık ki F klavyeye karşı çıkmakla kalmıyor, Türkçe karakter setini dünya standartlarına sokamıyoruz. Bugün internet kullanıcıları ve dolayısıyla Türkçe sevdalıları için başka bir sorun daha var. Elektronik posta yazışmalarında Türkçe karakter uyumsuzluğu büyük sıkıntılara sebep oluyor. İ, ı , ş, ç, ğ, ü, ö gibi Türkçe harfler elektronik yazışmalarda bozuk olarak görüntüleniyor. Kullanıcılar bu sorundan kaçmak için, Türkçe harflerin yerine aksak karşılıklarını, yani 'ğ' yerine 'g', 'ı' yerine 'i', 'ş' yerine 's', ‘ö’ yerine ‘o’, ‘ü’ yerine ‘u’ harflerini kullanıyorlar.
Böyle olunca da bir çok rezillikler, gariplik ve komiklikler ortaya çıkıyor. Arkadaşınız Şükrü ise adını yazamıyorsunuz. Sıkıntılı iseniz bunu hiç yazamazsınız rezil olursunuz. Özür dilerim de diyemezsiniz. Hatta Türkçe bile yazamıyorsunuz. Türkçe’nin dışında farklı ve garip bir dil kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Böyle giderse Allah korusun Türkçe’yi unutturacaklar.
Bu sorun, el yazısını tanıyan yeni nesil mobil cihazlarla kangren olma aşamasında. Tablet bilgisayar, avuç içi bilgisayarlar el yazısını tanıyor ancak Türkçe’yi desteklemiyor. W, Q, X gibi harfleri destekliyor ama Türkçe harfleri desteklemiyor. Bu da Türkçe için başka bir sıkıntı oluyor. Teknolojik yenilikleri hayatımıza sokarken terminolojisini Türkçeleştirmekte özenli davranılmıyor. İngilizce kullanmak marifet sanılıyor.
İnternet diline, elektronik posta yazışmalarına Türkçe karakterleri yerleştirmeye gayret etmemiz gerekirken, Q klavye belasıyla dilimize ikinci bir darbe indirme uğraşı veriyoruz. Sevindirici bir durum Doğan Hızlan gibi isimlerin F klavyeye sahip çıkması ve kullanılmasını teşvik etmesidir.
F klavyenin hikâyesi
İhsan Sıtkı Yener F klavyenin babası olarak bilinir. 1925 Afyon doğumlu olan Yener, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğrenimini 1946'da tamamladıktan sonra 1957'de ABD New York Üniversitesi İşletme bölümünde Ölçme ve Değerlendirme konularında lisansüstü eğitimi almış. Doktorasını da 1958'de yapan Yener, pek çok okulda daktilo ve steno dersleri vermiş.Yener; on parmak yöntemi ile klavye kullanımını öğrettiği yetenekli öğrencilerini dünya şampiyonalarına hazırlıyor. Yener, F klavye nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor:
“Harf inkılâbından sonra, üzerinde Türkçe harflerin de bulunduğu daktilolar ithal edilmeye başlanmış. Ancak, her fabrikanın klavyesinde Türkçe harflerin yerleri farklı farklı. Belki 70 farklı klavye dizilişi var. 1928'de resmi dairelerin alacakları klavyelerin aynı dizilişte olmasına karar verilmiş ama o karar başarılı olmamış. 1946'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazdım. Demokrat Parti'nin yeni seçildiği dönemde, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'den randevu alabildim. Onunla birlikte Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a gittik. 'Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınızı kabul edelim' dediler. Yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kuruldu. Türkçe'de kullanılmakta olan tüm kelimelerin istatistiğini Türk Dil Kurumu'nun kılavuzundan yararlanarak çıkardık. 29 bin 934 kelime içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfleri yerleştirdik. Ellerin kullanım yüzdesini de hesaba katarak yaptığımız klavyede sol el yaklaşık yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler yerleştirilmiştir. Türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından sesli harfleri sol elde topladık.”
Yener, F klavyenin 20 Ekim 1955'te standart Türkçe klavye olarak kabul edildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Gümrük mevzuatına eklenen bir madde ile de ithal edilecek tüm daktiloların bu standarda uyması zorunlu hale getirildi. 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından da zorunlu standart olarak kabul edildi. TSE'nin 1978 ve 79'daki düzenlemeleri bilgisayarları da içine alacak niteliktedir. Standartta önemli bir de bölüm vardır. 'Klavyedeki tuş sayısı ne olursa olsun, şekildeki Türk Alfabesi harflerinin ve rakamlarının yerleri değiştirilemez. Diğer tuşların yerleri ve üzerindeki bilgiler önceden belirtilmek ve şekildeki yerleştirmeye uygun olmak kaydıyla düzenlenebilir' demektedir.”
Milli Eğitim de F klavyeden yana
Milli Eğitim Bakanlığı, F ve Q klavye tartışmasında, F klavyeden (Standart Türk Klavyesi) yana tavır koydu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yayımladığı genelgede, F klavyenin yaklaşık 30 bin kelime ve 185 bin harfin incelenmesiyle oluşturulduğuna dikkat çekti. F klavye kullanımının yararlarına değinen Çelik, ticaret meslek liseleri başta olmak üzere okullarda ve yetişkinler için düzenlenen kurslarda F klavyeyi esas alan yazı makinelerinde ''on parmak ile bakmadan yazma'' metoduyla yüzbinlerce kişinin eğitildiğini anlattı.
Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda, başta bilgisayar olmak üzere her türlü makinelerde klavye kullanımı ve temininin şu esaslara göre yapılması talimatını verdi:
"Bakanlığımız ve bağlı kuruluşları ile her derece ve türdeki okul ve kurumlarda TS 2117 nolu F klavye kullanılacaktır. Halen Q klavyeye göre üretilmiş makinelerin klavyeleri kademeli olarak F klavyeye, mahalli imkânlarla dönüştürülecektir.
Klavyeli makineler satın alınırken veya bağış yoluyla temin edilirken F klavyeye göre üretilmiş olmasına dikkat edilecektir. Daha öne Q klavyeye göre beceri kazanan personelin F klavyeye geçiş eğitimlerini sağlamak üzere ticaret meslek lisesi müdürlüklerince mahalli kurslar düzenlenecektir.”
Türk Dil Kurumu ne diyor?
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, sorunun Türkçe’ye ilgisizlikten kaynaklandığını söylüyor. Tüketicinin Türkçe’ye sahip çıkarak bilinçli davranması, yetkili kuruluşların da kuralları uygulaması gerektiğini belirten Akalın, şöyle devam etti: “Türkçe sözlerde çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harflerin en kolay ulaşılabilecek yerlere konulduğu klâvye, F klavyedir. Değişik diller için değişik klavyeler üretilebilmektedir. Ülkemizde Bakanlıklar Arası Standardizasyon Komitesi daha 1955'te F klâvyenin Türkçe’ye uygunluğunu resmen kabul etmiş, daha sonra Türk Standartları Enstitüsü ile Devlet Malzeme Ofisi de bu kararı benimsemiştir. Gümrükler Yasası'na da standartlara uymayan klavyelerin ithalini yasaklayan bir madde eklenmiştir. Bütün bunların sadece daktilolar için geçerli olduğu gibi yanlış bir düşünceyle bilgisayar klavyelerine bu kuralların uygulanması ne yazık ki ihmal edilmiştir. Oysa işletim sistemlerinde F klavyeyi etken hale getirmek son derece kolaydır. Son kullanıcının bilgisayarı alırken bilinçli davranarak Türkçe F klâvye istemesi yeterlidir. Ancak bu durum diz üstü bilgisayar kullanıcıları için ne yazık ki o kadar kolay değil.”
|
Bu haber defa okundu.
|
Ufuk Ötesi : 2003 / 05
|
|
|