TeknoVizyon

 

Nilüfer Yalçın  

Küresel Rekabet


Hangi sektörde olursa olsun, günümüzün hızla değişen ve artan rekabet koşullarında klasik rekabet kavramının yanında, küresel rekabet kavramı ortaya çıkmıştır. Küresel rekabet firmalar arasındaki basit rekabetin dışında bir oluşumdur. Yaşadığımız yüzyılda ekonomik, sosyal ve teknolojik alanda meydana gelen gelişmeler pazarların küreselleşmesine, uluslararası rekabetin yapısal ve boyutsal olarak şekil değiştirmesine neden olmuştur.

Gittikçe daha dinamik hale gelen ve zaman faktörünün giderek önem kazandığı pazarlarda rekabet üstünlüğü elde ederek başarılı olmak isteyen işletmelerin başarısı çevrelerinde yaşanan değişimi kısa vadede algılayıp, bunu kendi bünyelerinde uyarlayabilme yeteneğine bağlıdır. Yoğun rekabet ortamında başarılı olmak işletmelerin üretim maliyetlerini düşürmelerine, kaliteyi yükseltmelerine ve müşterilerinin beklentilerinin üzerine çıkmak için gerekli önlemleri alıp almadıklarına bağlıdır.
Klasik rekabet küresel rekabete dönüştüğünde, işletmelerin kendi başlarına rekabet ortamını iyileştirmek için aldıkları önlemler yeterlimidir? Küresel rekabette teknolojik altyapı, eğitim sistemi, kamu-özel sektör ilişkileri, ekonomi politikaları iç içe geçmektedir. Bu nedenle küresel rekabet ortamında, sadece firmalar değil aynı zamanda hükümetler de giderek önemli bir rol oynamaya başlamışlardır. Bir ülkede uluslararası düzeyde rekabet gücü sağlayacak bir ortam oluşturulmamış ise sektörel rekabet gücü sınırlı olmakta ve korunmasında engeller ortaya çıkmaktadır. Uluslararası rekabet ortamlarında firmaların dinamik ve rekabetçi yönetim stratejileri rekabet şanslarını artırmakta tek başına yeterli olmamaktadır. Bunun için firmaların içinde yaşadıkları ülkelerin uluslararası gücünden yararlanmaları, destek almaları gerekmektedir.
Dünya çok önemli bir değişim sürecine girmiş durumda. Ekonomik, siyasal, teknolojik, sosyo-kültürel, ekolojik ve demografik değişimlerin önemi giderek artan bir trend izlemekte olup, yeni yükselen değerler toplumları geleneksel değerlerden kopmaya zorlamaktadır. Küresel rekabette başarının anahtarı değişim ve gelişimdir. Değişimin birçok anlamı vardır. Hareket, bir durumdan diğerine geçme, gelişme, büyüme ve kalkınma, geleneksel, kalıplaşmış düşünce sistemlerinden uzaklaşma, daha yüksek verimlilik ve etkenlik sağlayacak yöntemler geliştirme gibi. Değişimin itici gücünü teknolojik gelişmeler oluşturmaktadır. Teknolojik gelişmeler endüstride rekabetin yapısını değiştirebilmektedir. Teknolojide yaşanan değişimler ekonomik, siyasal ve sosyo-kültürel değişimleri de tetiklemektedir ve hükümetleri güçlü kılmaktadır. Teknoloji geliştiren ülkelerdeki işletmelerin rekabet gücü teknolojiyi satın alan ülkelere kıyasla yüksektir.
Dünya Ekonomik Forumunun (World Economic Forum) 131 ülkeyi kapsayan 2007–2008 Küresel Rekabet Endeksine göre yapılan sıralamada Türkiye, geçen yıla kıyasla 6 basamak yükselerek 53. olmuştur. Aynı endekste Türkiye, geçen yıl 125 ülke arasında 59'uncu olurken, geçtiğimiz yılın sıralamasına dahil olan ülkeler arasında 9 basamak yükselerek 50. olmuştur. Türkiye’nin küresel rekabet endeksinde son iki yıl içinde 21 ülkenin önüne geçmesi sevindiricidir. Ancak yeterli değildir. Türkiye teknoloji geliştirmelidir. Ar-Ge’ye verilen destekler artırılmalı, oluşturulacak bir bilim ve teknoloji politikası çerçevesinde ihtiyaç duyulan sektörlerde uzman araştırma merkezleri kurulmalı, beyin göçü önlenmelidir. Küresel rekabet endeksinde ilk ona neden girmeyelim ki…


www.ufukotesi.com - / 82  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.