Yeni Ufuklar

 

Ahmet Tüzün  

İz Bırakan


O; “inandığı gibi”, “istediği gibi” yaşadı… Eğer başka bir hayatı tercih etseydi; çok değişik mevkilerde olabilirdi. Ama dedim ya, inandığı ve istediği gibi yaşadı.“Fark” da buradaydı. Belki çok parası, ışıltılı makamları olmadı, lâkin ülke sınırlarını aşarak, bütün Türk Dünyasının gönlünde taht kurdu. Vahşi kapitalizmi, Amerikan emperyalizmini kıracak yegâne gücün Türk Birliği olduğuna inanıyordu. Ve son nefesine kadar bunun için çalıştı.

Mukadderat…
Bu dünya yolunda herkes yürür…
Ama herkes iz bırakamaz.
Kemal, iz bırakanlardandı.
2000’li yılların başlarında, ülkenin girdiği sıkıntılı darboğazda, biz de işimizden olmuştuk.
Bir çıkış yolu arayarak, Ufuk Ötesi’ni ve Basın Birliği’ni kurduk.
Ufuk Ötesi’nin ilk sayılarını ben çıkarmıştım. Daha sonra Kemal devam ettirmişti.
O; “inandığı gibi”, “istediği gibi” yaşadı… Eğer başka bir hayatı tercih etseydi; çok değişik mevkilerde olabilirdi. Ama dedim ya, inandığı ve istediği gibi yaşadı.
“Fark” da buradaydı. Belki çok parası, ışıltılı makamları olmadı, lâkin ülke sınırlarını aşarak, bütün Türk Dünyasının gönlünde taht kurdu. Vahşi kapitalizmi, Amerikan emperyalizmini kıracak yegâne gücün Türk Birliği olduğuna inanıyordu. Ve son nefesine kadar bunun için çalıştı.
Nur içinde yatsın…
Her doğan ölüyor.
Ölüm, en büyük nasihatçi.
Ve bize, hayatın gerçeğini, acı bir şekilde anlatıyor.
Mevkiler, makamlar, fâni dünyanın süflî menfaatleri… Hepsi boş ve yok olmaya mahkûm.
Bize “her şeyden” anlayan değil, “bir şeyden” anlayan insan lâzım. Kemal gibi Türk Dünyasında uzman, Bünyamin gibi Türk müziğinde uzman, Abdülkadir gibi gazetecilikte uzman… Sevdiklerimizin dâvâsını devam ettirebilmek ve hedefe ulaşabilmek için.
Her ayrılık acıdır. Satırlarımı; yıllar önce, Ufuk Ötesi’nin ilk sayısının arka kapağında çıkan yazımdan birkaç paragrafla bitiriyorum:
“Güneş her gün ışıklarını dünyaya sunuyorsa; yaşanacak yeni şeyler, ümit beslenecek hedefler, uğruna yola çıkılacak ufuklar var demektir.
Biliyoruz ki, karanlığın en koyu zamanı, şafak sökmeye en çok yaklaşıldığı andır.
Sosyal çalkantıların, krizlerin, bunalımların zirveye çıktığı bir ortamda, maddî sıkıntılar içinde bunalanları ayakta tutacak yegâne şey, ümit ve ufuk zenginliğidir.
Böyle bir ortamda farklı olan yol; karanlığa küfretmektense, bir ışık yakmaktır.
Bizim kitabımızda yeise yer yok.
Ve, ‘Ümit en son terk olunan şeydir.’
Bilgisini, cesaretini, zekâsını ümidiyle besleyenler; büyük zirveleri, yeni ufukları ve hattâ, “ufuk ötelerini” hedef seçebilir.
Güneş her gün doğuyorsa, o dünyada; sonsuz ümitlere, yeni ufuklara ve ufukların ötesine yer var demektir!
Ümidimiz ufukların ötesinde, gönlümüz ötelerin ötesinde…”


www.ufukotesi.com - 11 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.