Bu vatansız Müslümanları, Osmanlı’nın son döneminde ortaya çıkan İslamcılar ile sakın karıştırmayalım. Zira rahmetli Atsız’a göre o denemin İslamcılarının bugünkü milliyetçilerden hiçbir farkı yoktur. İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in İstiklal Marşını okuyanlar da bunu açıkça göreceklerdir. Çevrenize bir bakın bu “vatansız, soysuz” Müslümanları mutlaka göreceksiniz. |
Nereden çıktılar, neye inanıyorlar…
Aynı ülkede yaşıyor, aynı havayı soluyoruz amma…
Mezarlarımız bile aynı yöne bakıyor lakin ayrı dünyaların, ayrı inanç ikliminin insanlarıyız.
Kimlerden mi bahsediyoruz; “tam bir dindar gibi” hareket eden fakat ruhu bu toprakların değil, yâd ellerin izlerini taşıyanlardan...
Bir taraftan muhafazakârlık iddiası taşırlarken, öte taraftan küreselleşmenin en hararetli savunuculuğunu yapmaktadırlar.
Onlar ki; her şeye düşman…
Diyebiliriz ki, sevgiye, kardeşliğe, bütünleşmeye düşman…
Hatta, evet hatta “vatan mefhumuna, göklerde dalgalanan bayrağa” düşman…
“Sevdiriniz nefret ettirmeyiniz, müjdeleyiniz korkutmayınız, kolaylaştırınız zorlaştırmayınız.” diyen rahmet peygamberine inat, inananları cehennem ile korkutup, nefret tohumları ekiyorlar insanların arasına.
Onlar ki; iman ölçüp insanları tasnif ederler; imanlı, imansız, zındık, kâfir, Müslüman…
Onlar da tıpkı liboş takımı gibi “vatanım ruy-i zemin, milletim nev-i beşer” kaidesiyle yaşıyorlar…
Ne ekmeğini yedikleri vatanın bir kutsiyeti ne de gölgesinde Yaradanına kulluk yaptıkları al bayrağın bir önemi var…
Ve işte onun içindir ki; bunlar “vatansız Müslümanlardır”…
Ne diyor Şanlı Peygamber: “vatan sevgisi imandandır”…
BİR İBRET VESİKASI
Bundan haftalar önce Fatih Altaylı’nın programına katılaran iki genç kızın, dudakları uçurtan açıklamalarını siz de ibretle seyretmişsinizdir. Birinin adı Kevser Çakır diğerinin ise Nuray Bezirgan.
Şöyle diyordu Kevser Çakır; “Humeyni'yi seviyorum, Atatürk'ü sevmiyorum!”
Gönle zincir vurulamayacağına göre herkes sevgisinde ve nefretinde hürdür lakin bu vatan için mücadele etmiş insanlara saygı duymak mecburiyetindedir.
Nuray Bezirgan’ın Kurtuluş Savaşı’ndan bahisle söylediği “…o dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz hep Müslüman insanlar” sözü bu topraklara ve inanç dünyamıza ne kadar yabancı olduklarını göstermektedir. Bezirgan’ın “Müslüman insanlardı” sözlerinde bile bir nefret, bir ayrımcılık görmekteyiz. Allah’ın Türk olarak yarattığı insanlara yalnızca dini inançla yaklaşmak İslami anlayışa zıttır. Elbette farklı unsurlar Kurtuluş Mücadelesine destek vermiştir fakat asli unsurun Türk olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.
İNGİLİZLER OLSAYDI!
Bu iki kafadarın hezeyanları bunlarla son bulmadı elbet. Bezirgan’ın söylemiş olduğu öyle bir cümle var ki; duyduğunuzda tüylerinizin ürpermemesi mümkün değil! Bezirgan: “İngilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı” diyerek cehaletini sergilediği gibi aynı zamanda bizim yazımızın girişindeki satırlara uyan tipik bir örnektir.
İngilizlerin ne menem İslam düşmanı olduğundan habersiz olan, üzerinde yaşadığı devletin, bayrağın kıymetini idrak bile edemeyen bu vatansızlara bilmem ki ne demeli? Hemen gözümüzün önündeki Irak’ta olup bitenleri bilmemenin imkânı var mı?
Bu vatansız Müslümanları, Osmanlı’nın son döneminde ortaya çıkan İslamcılar ile sakın karıştırmayalım. Zira rahmetli Atsız’a göre o denemin İslamcılarının bugünkü milliyetçilerden hiçbir farkı yoktur. İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in İstiklal Marşını okuyanlar da bunu açıkça göreceklerdir.
Çevrenize bir bakın bu “vatansız, soysuz” Müslümanları mutlaka göreceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti denilince, Türk Bayrağı denilince, Türklük denilince cin çarpmışa dönüyorlar. Bu vatansız, bu soysuz sahte dindarları iyi tanımalı, maskelerini düşürmeliyiz.
|