-

 

Mehmet Gözay  

Türkiye sanayisinin yapısı ve darboğazları


Dünya üzerinde insan uygarlığının kullandığı ve ürettiği hammadde, malzeme, makine, eşya, araç ve gereç çeşidi bir milyonu aşmıştır. Bu kadar çeşit ürünün üretim bilgisi ve ölçülerini belirleyen teknik bilgi sisteminin ortak adı teknolojidir. Fiziki üretim tesisleri ve işlemlerinin adı ise sanayidir.

Değerli Okuyucularımız,
Bu yazımıza başlarken 40 yıllık arkadaşım ve aile dostum Sevgili Dilaver CEBECİ’ yi 28 Mayıs 2008 günü saat 18 sıralarında kaybetmiş olmamızın derin üzüntüsü içindeyim. Kendisi bir Türk Milliyetçisi olarak maddeten fakir, manen zengin bir hayat sürdü. Milli ve manevi değerleri yüceltici şiirleri ve edebi yazıları ile Türk Edebiyat tarihindeki yerini aldı. Yalnızca “Türkiyem” şiiri dahi, Türk gençliğinin ve Aziz Milletimizin Vatan ve Millet sevgisini abideleştirmiş eseri, Türkiye semalarındaki yıldızlar gibi devamlı görünecek ve hatırlanacaktır. Yüce Tanrıdan kendisine rahmet dilerken, kederli ailesine, dostlarına ve Türk Milletine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Ruhu Şad olsun’...
Türkiye’nin zenginleştirilmesi, mevcut sorunlarının çözümü konusunda yapılmış çalışmalar ile dünya literatürünün ilgili araştırmaları da dikkate alınarak yeniden değerlendirilmiş, sonuçlar bir plan dâhilinde kaleme alınmaktadır. Bu yazımızda da Türkiye sanayiinin 2008 yılı fotoğrafı çekilerek, sorunlar ve yapılacak işler ana başlıklar halinde sunulmaktadır. Her konusu ayrı bir araştırma ve daimi çalışma guruplarının çalışma alanı olan konular; üretilecek Ulusal Siyaset Projesinin detaylarını oluşturmaktadır. Bu yazımızda Türkiye sanayiinin, dünya sanayi karşısında nerede ve ne durumda olduğu ile acilen yapılacak işler öne çıkarılmıştır.

İNSAN UYGARLIĞININ TEKNOLOJİK BİLGİ BİRİKİMİ
Dünya üzerinde insan uygarlığının kullandığı ve ürettiği hammadde, malzeme, makine, eşya, araç ve gereç çeşidi bir milyonu aşmıştır. Bu kadar çeşit ürünün üretim bilgisi ve ölçülerini belirleyen teknik bilgi sisteminin ortak adı teknolojidir. Fiziki üretim tesisleri ve işlemlerinin adı ise sanayidir.
Teknolojik bilgi sisteminin yayın stoku; A-4 formatında 20 milyon kitap ve 200 milyon sayfayı aşmış bulunuyor. Teknolojik kaynak birimleri dijital ve basılı malzeme kütüphaneleri olarak sınıflandırılmıştır.(1) Türkiye bilim ve teknoloji kütüphanelerinin veri tabanında bu verilerin yüzde 1’i dahi bulunmuyor. Bilim ve teknolojinin sanayi üretimindeki bilgi stokunun yüzde 10’u özel korunmalı ve üretim yöntem bilimi ve standardı (Know-How’ı) halindedir. Sanayinin beyni olan bu bilgi varlığının parasal değeri, dünyanın birikimli sabit sermayesinin yüzde 5’ine karşılık gelen 30 triyon dolar değer olarak düşünülmektedir. Askeri amaçlı Know -How ise gizli tutulmakta, alınıp satılması da yasaklı durumdadır.

TÜRKİYE SANAYİİNİN EKONOMİK YAPISI
Türkiye sanayi ve teknoloji envanteri olmadığından, insan gücü, altyapı, makine parkı, fiziki üretim kapasitesi, üretim girdilerinin miktar ve kalitesi ile firma ve ülke bazlı verimlilik, rekabet gücü, kârlılık ve vergi matrahına ait sağlıklı analiz ve değerleme yapılamamaktadır. Sistematik olmayan veri kaynaklarından toplanabilen bilgilere göre; Türkiye sanayiinin ekonomik ve teknik yapısı, Haziran 2008 ayı itibariyle özet sonuç olarak aşağıdadır.

Türkiye Sanayiinin Ticari Organizasyonu
Türkiye sanayiinde 270 bin firma bulunuyor. Sanayi odalarına kayıtlı 70 bin firma, sanayi kaydı bulunmayan 200 bini aşkın firma bulunuyor. Sanayi odalarına kayıtlı firmaların istihdam ve ekonomik birim büyüklüklerine göre yapılan analizlere göre; 1000 firma büyük sanayi kuruluşu olarak belirlenmiş, 269 bin firma ise KOBİ kapsamında değerlendirilmektedir. Sanayi sektörünün GSMH içindeki payı 300 milyar YTL (160 milyar avro) ile yüzde 35’tir. Türkiye sanayiinin birikimli sabit sermaye yatırım toplamı 1 trilyon YTL (820 milyar dolar ) seviyesindedir. KOBİ’lerin sabit sermaye yatırım payı yüzde 6 olup, 50 milyar dolardır. 1000 büyük sanayi kuruluşunun sabit sermaye yatırımı ise 770 milyar dolar seviyesindedir. Kamu sabit sermaye yatırımları 2015 yılı itibariyle 60 milyar avro değerinde olarak toplam sanayi sabit sermaye yatırımının yüzde 4’ünü oluşturacaktır Türkiye sanayiinin ürettiği katma değer; GSMH’nın yüzde 40’ını (264 milyar dolar/yıl) oluşturuyor. Türkiye sanayii, kapasitesinin yüzde 70’ini kullanarak bu katma değere ulaşmaktadır. KOBİ kapsamındaki firmalar, 50 milyar dolarlık sabit sermaye ile 105 milyar dolarlık katma değer üretiyor. 770 milyar dolar sabit sermayeli 1000 adet büyük sanayi kuruluşu (tüm teşvik ve kolaylıkları kullanmasına rağmen) 160 milyar dolarlık katma değer üretebiliyor.

Türk Sanayiinin İhracaat Yapısı
Türk sanayii ürünleri ihracaatı; 2007 yılı DTM verilerine göre, 120 milyar dolarlık ihracatın 50 milyar dolarlık (yüzde 40’lık) kısmını oluşturuyor. KOBİ’lerin ihracatı 4 milyar dolar ile sınırlı kalmaktadır. Sanayi ürünleri ihracatının 2023 yılı itibariyle 500 milyar dolar/yıl olarak hedeflemiş olması, çok ileri bir iddia durumundadır. Sanayi malları satış ciroları halen 265 milyar dolar seviyesinde olup yüzde 8’lik büyüme ile 2023 yılına kadar artarak yılda 800 milyar dolar/ yıl sanayi cirosu hedeflenmelidir.

Türk Sanayiinin Kârlılık durumu
Türk sanayiinin kârlılık durumu, veri yetersizliğinden bilinemiyor. Sanayi firmalarının tamamı, kâr düşüklüğünden şikâyet edip hükümetlerden mali ve ekonomik teşvikler talep ediyor.
Türk sanayiinde formatlanmış bir Maliyet Muhasebesi sisteminin işletilmeyişi, üretim girdileri envanterinin gizliliği, ürün stokları ve satışlarının kayıt yetersizliği, sağlıklı bir kârlılık analizine imkân vermiyor.
Firmaların gerçek ürün arzları ile bilânço değerleri büyük ölçüde sapmalarla doludur.
Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın üretim girdileri üretim ve ithalatını takip ve değerlendirme birimleri, işlerini yapmadığından; Türk sanayiinin üretim girdi envanterini değerleyecek bilgi ağı sistemi bulunmuyor.

TÜRK SANAYİİNİN TEKNOLOJİK YAPISI
Türk sanayiinin yüzde 70’i standartları çok düşük basit teknoloji ile taklit ve kopya üretimli tüketim malları üretmektedir. KOBİ’lerin yüzde 90’ı bu gurupta yer alıyor.
Sanayi sektörünün yüzde 25’i geçen yüzyılın orta seviyeli teknolojisi ve standartlarında tüketim, ara ve yatırım malları üretmektedir. Türk sanayiinin ancak yüzde 5’i ileri teknoloji ve standartlarda tüketim, ara ve yatırım malları üretmektedir.

Demir –Çelik Sanayii
Teknolojik darboğazların başında, yüksek kalitede demir-çelik ürünlerinin (yapı çeliği, paslanmaz, takım ve kalıp çeliği, grafitli dökme demirlerin) üretilemeyişi gelmektedir.

Kompozit Malzeme Üretim Sanayii
Kompozit malzemeleri de (Kimya sanayiimiz teknoloji üretemediğinden) üretememekteyiz.
Tüketim, ara ve yatırım mallarının yüzde 70’i yeni kompozit malzemelerden üretilen bir dünya pazarında yer alabilmemiz için; yüksek standartlı ve çevre kirliliği üretmeyen malzemeleri mutlaka üretmek zorundayız.

Tekstil Sanayii
Sanayi sektörünün halen lokomotifi olan tekstil sanayii; tedarikçi konumundan, uluslar arası tekstil pazarında, akıllı elyaflardan üretilen, terletmeyen, ütü istemeyen, kir tutmayan kumaşları üretmek zorundadır. Sağlıklı tekstil ve konfeksiyon üretimini yapacak bir insan gücü, bu sanayi kolunun Know-How ihtiyacına cevap verecektir. Tekstil sanayii makine parkında ithalatın kontrol altına alınması, yüksek standartta ürün üretimi yanısıra; Çin vb ülkelerin 3. sınıf ürünlerinin ithalatının engellenmesi gerekiyor. Türkiye’de satılan tekstil ürünlerinin yüzde 70’nin girdisi ithal ürünü olması da ayrı bir sorundur.

Çimento ve seramik sanayii
Çimento ve seramik sanayiinde hijyenik standartları yükseltilmiş malzeme üretim teknolojisinin üretilmesi gerekmektedir. Kimya sanayiimizin sorumlu olacağı alanlardan biri olan çimento ve seramik sanayii, yeniden değerlendirilmesi gereken sanayi dalıdır. Konut, okul, hastane, iş yerleri, sosyal tesisler ıslak hacimlerinin vitrifiye malzeme ve gereçlerinin özgün tasarımlı ve ileri teknoloji ile üretimi de ticari zorunluluktur.

İş Makineleri Üretim Sanayii
Türkiye’nin alt yapı, yol, köprü, tünel, liman, havalimanı, okullar, hastaneler hizmet tesisleri ile tarım, sanayi tesisleri ile konut yapımının ihtiyacı iş makineleri üretim sanayii; birkaç istifleme ve tarım gereci dışında iş makinesi üretemiyor. Yüzde 95’i ithalat yolu ile tedarik edilen iş makineleri, çalışma saatlerini doldurmalarından ve yenilenmesi yapılamadığından, 30 milyar dolarlık iş makineleri mezarlığı oluşmuştur. Yılda dört milyar doları aşan iş makineleri ithalatının yerine lisanslı da olsa iş makineleri üretim sanayii tesislerinin kurulması şarttır.

Tıbbi Cihaz Üretim Sanayi
Dünya tıbbi cihazlar imalat sanayii yaklaşık, 500.000 ürün çeşidine ve 180 milyar avroluk bir işlem hacmine ulaşmıştır. Sektörde dünya liderliğini; yaklaşık yüzde 40'lık pay ile ABD, ikinciliği yüzde 30'luk pay ile Avrupa Birliği, üçüncülüğü ise yüzde 11'lik pay ile Japonya almaktadır. Türkiye tıbbi cihaz malzemeleri üretim sanayii; 500 milyon dolarlık üretiminin 120 milyon dolarını ihraç ediyor. Buna karşılık 5 milyar dolar ithalat yapılıyor. Aradaki fark, sağlık hizmeti maliyetlerini yükseltiyor. Sağlık alanında yeterli envanter çalışmasının olmaması, kontrolsüz ithalat yapılmasına ve Türkiye’nin tıbbi cihaz çöplüğüne dönüşmesine sebep oluyor.

İlaç Üretim Sanayii
ABD ilaç endüstrisi, dünyanın en fazla yeni ilaç keşfeden, araştırma yapan kuruluşlarına sahiptir. AB ülkeleri ve Japonya’daki firmaların önüne geçmiş durumdadır. Şu anda en çok satılan 10 ürünün 8’i ABD ilaç kuruluşları tarafından keşfedilmiştir.
Üniversitelerimizde biyomedikal mühendisliği bilim dalının acilen geliştirilmesi; ilaç, adli tıp, DNA, tarım, hayvancılık, çevre ve kimya sanayinin en önemli girdisi olacaktır. Ülkemiz sağlık harcamalarının 20 milyar doları aşmış olması, işin ekonomik boyutunu da ortaya koymaktadır

Ulaşım Araçları Üretim Sanayii
Otomotiv Sanayi: Bu sanayi dalında oluşan gelişmelerin ana ekseni ve yönü; montaja dayalı üretim ile fason mal üretimine odaklanmıştır. Üretim teknolojisi ve standartlarının yüzde 100’ü, üretim girdilerinin yüzde 90’nı ithal yolu ile montaj hatlarında araç üretilmektedir. AB otomotiv devlerinin Türkiye için öngörüleri, düşük maliyetli otomotiv işçiliğinin tedarik merkezi olmasıdır.
Otomotiv açık pazarı olan Türkiye’nin, özgün tasarım ve teknoloji üretebilen bir otomotiv sanayii yoktur. Hidrokarbon kaynaklı sera gazı üretiminin azaltılması için Hybrit ve Hidrojen yakıtlı motor teknolojisine geçiş, kaçınılmaz hale geldi. Türkiye, AB’nin ve AB ve dışındaki ülkeler için lastik tekerlekli araç üretim üssü yapılmasının otomotivcilerin öğünmelerine yol açsa da; sanayiciliğin tekrar sorgulanmasını gerektirmektedir. Pazarın yıllık cirosu 25 milyar dolardır.
Raylı Sistem Sanayi: Türkiye kamu sektörü 1940’lı yıllar teknoloji seviyesinde bulunur iken, özel sektörün bu sanayi kolunda bulunmayışı, tam bir araştırma konusudur. Şu andaki ihtiyaçların tamamı, ithalat yolu ile karşılanmaktadır. İlgili kuruluşlar teknoloji geliştirmek bir yana, son teknoloji ürünlerini bilememekte ve kullanamamaktadır. Pazarın yıllık cirosu 0,3 milyar dolardır. Fransa raylı sistem sanayiinin cirosu ise 20 milyar doları aşmaktadır.
Hava Araçları Sanayi: Birkaç bakım onarım atölyesi dışında; askeri hava araçları üretim sanayii, montaj aşamasından henüz kısmi üretim aşamalarına geçiş aşamasındadır. Sivil hava araçları sanayii ise THY’nin birkaç bakım-onarım atölyesinden ibarettir. Türkiye hava araçları üretim sanayiinde ülke içi ihtiyaçlar ile uluslar arası yük ve yolcu ulaşımı hava araçları üretim sanayiinin (Türk Uçak Sanayiinin 1936 yılındaki muhteşem girişimine rağmen) olmayışı, hazin bir durumdur. Yapılacak ilk iş, envanter çıkarılarak bu sanayi dalının teknik ve ekonomik proje ve üretim tesis yatırımlarının hızla yapılması ve üretim hedefine ulaşılmasıdır.

İletişim Sanayii
Lisanslı da olsa tüplü, plazma ve LCD TV üretiminde ileri adımlar atılmıştır. Sektörde marka olan birkaç isimden biri Vestel ürünleri ile AB TV pazarının yüzde 25’ine hitap ediyor. Cep telefonu üretiminde 1996 yılında olağanüstü girişim yapan Aselsan kuruluşumuzun 200 milyon dolarlık üretim tesis yatırımı yapılmadığı için, cep telefonu üretiminde yokuz.
Aselsanın üretim tesisi kurulmalı ve özgün tasarımlı cep telefonu üretimine başlanmalıdır. Her yıl 10 milyar dolar ithalata para ödeyerek, iki yılda bir cep telefonu çöplüğü üretmeye son verilmelidir.
Bilgisayar üretim teknolojisinde karşılaşılan en büyük engel; entegre devre, chip, hard disk ve ilgili chip kartları üretimidir. Türkiye geleceğin teknoloji alt yapısı ve işletmesinde ana faktör olan bilgisayar teknolojisi Ar-Ge üretim merkezi ile bilgisayar elemanları üretim tesislerini kurmak için 25 milyar dolarlık fonu mutlaka oluşturmak ve yatırımını yapmak zorundadır.

SANAYİ İSTİHDAMI VE İHRACAATI
Türkiye sanayiini oluşturan işletmelerin ekonomik ölçekleri ve üretime katkıları, çağdaş sanayi ölçekleri dışında bulunuyor. Toplam 270 bin imalat sanayii işletmesinin 269 bini (yüzde 99,5’i) KOBİ işletmesi olarak; Türkiye sanayiinde 4,5 milyon çalışanın, 3 milyonunu (yüzde 66’sını) istihdam ediyor. Büyük ölçüde ticari işletmecilik yaparken kısmen sanayii dallarında üretim için girişimde bulunmuş bir milyona yakın firma bulunuyor. Bu firmalar da kendilerine göre bir makine parkı kurarak, kayıt içi ve kayıt dışı tüketim malı ve ara mal üretim yapıyor. Bu kuruluşlardaki sanayi ile kısmen ilgili personeli de sanayii istihdamı kapsamında değerlendirme halinde; Türkiye sanayiinin tamamı altı milyon çalışanı istihdam ediyor.
Türkiye sanayii 2007 yılı itibariyle toplam ihracaatın yüzde 40’nı (50 milyar dolar ihracat) yapıyor.
İhracatın yüzde 92’si 1000 büyük sanayi kuruluşunca geçekleşiyor.

MEVCUT SANAYİ POLİTİKASI İLE 2015 YILI TABLOSU
Mevcut sanayi politikası değişmediği takdirde; sanayi yatırımlarının yüzde 96’sı (1440 milyar dolar) özel sektöre ait olacaktır. Yürürlükteki sanayi teşvik ve kredi politikası ile 269,000 firmadan oluşan KOBİ’lerin sanayi sektöründeki payı, 105 milyar dolardan 125 milyar dolara ulaşırken, sanayi yatırımları içindeki payı yüzde 6’dan yüzde 4,6’ya düşmüş olacaktır. 1000 büyük sanayi kuruluşu sabit sermayesi 770 milyar dolardan 1300 milyar dolar değerine ulaşacaktır. Özetle, 1000 sanayi kuruluşu sahibi 530 milyar dolar daha zenginleşecektir.
Özel sektörün senyörleri olan 1000 firma, sabit istihdam ile çalışan her kişi başına bir milyon dolar yatırım değerine ulaşacaktır. Bunun anlamı, 1000 firmanın AB firmaları ile yüksek oran ve derecede entegre olacağıdır. Kamu kuruluşları genel sanayii içinde; yüzde 3 oranında olabilecektir

SONUÇ
1. Yetişmiş İnsan Gücü Eksikliği
Türkiye sanayiinin en önemli sorunu, sanayi alt sektörlerinin ihtiyacı uzman teknik personelin yetersizliğidir. MEB ile üniversiteler, çağdaş teknolojinin birikim ve becerisine sahip eleman yetiştiremiyorlar. Bu temel neden, Türkiye sanayiinin ileri teknolojiye geçişinde en büyük engeli oluşturuyor. Türkiye öğretim kurumlarının yeniden yapılandırılması zorunlu çözüm tedbiridir.
2. KOBİ’ler ve sanayi çalışanlarının yüzde 90’ı fakirleşecektir
Türkiye sanayiinde, 3,6 milyon kişi istihdam edebilecek KOBİ’lerin kişi başı yatırımı 20 bin dolardan yukarı çıkamıyor. Teknolojik standartları olmayan basit teknolojili sanayi ürünleri ile üretim payı giderek gerileyecektir. Orta ölçekli sanayi kuruluşları fasonculuk yolu ile küçük ölçekli firmalara, küçük firmalar da atölye çalışanlarına dönüşmeye başlamıştır. Oysa ABD ve AB sanayi ekonomilerindeki KOBİ payı yüzde 50 seviyesindedir.
Mevcut sanayi politikası ile rekabet gücü olmayan ve ihracaattan pay da alamayan bir KOBİ firmaları mezarlığı üretilmiş olacaktır. KOBİ’lerin temel sorunları: Vasıfsız insan gücü, teknoloji düzeyi düşük makine parkı ve yetersiz üretim bilgisi ile sanayi kredisi olmadan üretim yapma şartlarında çalışmalarıdır
3. Sanayide Verimlilik ve İleri Teknoloji Kullanımı
Türkiye sanayiinin 2007 yılı üretim toplamı 265 milyar dolara ulaşmaktadır. Türkiye sanayii, kurulu kapasitesinin ancak yüzde 70’ini kullanabiliyor.
Büyük sanayi kuruluşları, toplam sanayi ürünleri üretiminin yüzde 60’ını üretmekte, sanayi malları ihracaatının yüzde 98’ini elinde tutmaktadır. Üretimdeki verimlilikleri yüzde 75 seviyesindedir.
KOBİ’ler ise toplam sanayi üretiminin yüzde 40’ını üretmekte, fakat sanayi gelirleri pastasından yüzde 20 pay almakta, ihracat payı da yüzde 8 seviyesinde bulunmaktadır.
4. Türkiye Sanayii Çalışanlarının Sosyal Güvenlik Konusu
Türk sanayiinde çalışanların sosyal güvenlikleri ne ölçüde sağlanmaktadır? KOBİ çalışanları sigortalılık, emeklilik, prim ödenmesi durumu ile ekonomik ve sosyal örgütlenmesi ne durumdadır? Hangi tedbirler uygulanıyor? Sorunun cevabına yönelik yasal veri tabanı maalesef bulunmuyor.
Ülkemizi yönetenler, demokrasi ve insan hakları adına konuşan sözde aydınlar ile TÜSİAD ve sözde AB yetkilisi olan kişi ve kurumlar, durumu düzeltici hangi işleri yapıyorlar?
Türk sanayiinin sorunları karşısında sorulması gerekli ilk soru: AKP Hükümetleri 6 yıldır bu önemli ve gerekli işleri neden yapmamıştır?
(1) Bakınız: Tübitak - Ulusal Akademik Ağ ve Bilim Merkezi ile Thomson – Institute of Scientific İnformation arasında imzalan “Türkiye Bilimsel Yayın Göstergeleri”, PROQUEST Dissertations and Theses Full Text (tüm akademik alanlardaki doktora ve master tezlerini kapsamaktadır. Uluslararası tezlerde dünyanın en geniş arşividir.) ,Referex Engineering (birinci sınıf teknik e kaynak eserleri kapsar) , EngineeringVillage2 (Teknoloji disiplininde araştırmacılar, akademisyenler ve uzmanlar için bilgi bankasıdır) , Book Index with Reviwes Bowker’ın "Global Books in Print" veritabanına alternatif olarak üretilmiş bir veritabanıdır. 4 milyondan fazla kitap, 450 binden fazla müzik başlığı, 200 bin DVD, 800 bin tam metin.


www.ufukotesi.com - 07 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.