Pusula

 

Bayram Akcan  

AKePe küreselci mi, muhafazakâr mı?


AKePe’ye “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle açılan kapatma davası ile birlikte, AkePe’nin muhafazakârlığı daha sert bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Gerçi AKePe’nin muhafazakârlığının tartışılması ta kuruluş aşamasından başlamaktadır. Biz de bu tartışmalara AKePe’nin muhafazakârlığını sorgulayarak katılalım.

Türk siyasi hayatında en fazla kullanılan kelimelerden bir tanesi de kuşkusuz “muhafazakârlık”tır. Siyasi yelpazede sağ cenahı oluşturan partiler muhafazakâr olmakla övünür hatta bu kavramı gerek seçimlerde gerekse siyasi hamlelerinde kullanılırlar. Hal böyle olunca muhafazakârlıkta birçok kavramda olduğu gibi özü sulandırılarak siyasi istismara açık hale gelmiştir.
AKePe’ye “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle açılan kapatma davası ile birlikte, AkePe’nin muhafazakârlığı daha sert bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Gerçi AKePe’nin muhafazakârlığının tartışılması ta kuruluş aşamasından başlamaktadır.
Biz de bu tartışmalara AKePe’nin muhafazakârlığını sorgulayarak katılalım.
Ne demektir, muhafazakârlık?
Türk Dil Kumrunun sözlüğüne göre; “tutuculuk” yani “mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen (kimse), muhafazakâr, konservatör” demekmiş…
Kubbealtı Vakfı’nın çıkarmış olduğu, 34 yıllık bir çalışmanın ürünü Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te muhafazakâr şöyle açıklanıyor: “Millî, manevî değerlere bağlı olan, onları yaşatmak isteyen kimse” olarak yazmış muhafazakârlığı.
Kısacası muhafazakârlık millî, manevî değerlere bağlı olan demekmiş!
Bu sonuca göre şimdi şu sorulara yanıt arayalım birlikte:
AKePe muhafazakâr mıdır, yoksa şartlara göre milli ve dini değerlerimizi istismar eden, muhafazakâr geçinen bir parti midir? Bunun cevabını AKePe idarecileri ve ortaya koydukları icrayı siyasetleri cevaplasın!

AKP’NİN DIŞ POLİTİKASI

Bildiğiniz üzere Irak yıllardır ABD’nin işgali altında inim inim inlemektedir. ABD, Irak’ın petrolleri sömürmekte, milyonlarca Müslüman’ın kanını hala akıtmaktadır.
Iraklıların birer tavuk gibi sebepsiz yere katledilmekte, ABD askerlerin Iraklı kadınlara tecavüzlerinin artık sıradanlaştığı, Irak için bakın ne düşünüyor…
Her fırsatta muhafazakâr olduklarını söyleyen “Sayın” Başbakan R.T. Erdoğan, 31 Mart 2003 tarihli The Wall Street Journal gazetesinde yazdığı makalesinde ABD’li askerlere dua ettiğini söylüyordu:
“Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.”
Bir dönem AKePe’nin Başbakanı ve daha sonra Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül de “Dünya barışı için, barışı korumak için, son 50 senede dünyada en çok Amerikalılar kendi çocuklarını feda etmişlerdir” demişti!
ABD’nin Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyaretinde: “Biz Irak’a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret vermiştir” sözleri sanırım her şeyi özetlemektedir.
Devam edelim… Her fırsatta Türkiye’nin mozaik olduğundan dem vuran, kendince etnik unsurlar icat eden ve bu olmayan etnik unsurların birer zenginlik olduğunu kaydeden “Sayın” R. T. Erdoğan, Komünist Kızıl Çin’e yaptığı resmi ziyarette aynen şöyle demiştir: “Tek Çin anlayışını destekliyoruz. Çin’in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye’nin herhangi bir tereddüdü yok, saygısı vardır. Terörün dini, milleti, ırkı olamaz.”
Bunu ne için söylüyor Erdoğan, Doğu Türkistan için! Bilmeyenlere hatırlatalım Doğu Türkistan 30 milyon Müslüman Türk’ün yaşadığı, toprak büyüklüğü Türkiye’nin 5 katı olan Türklerin Ata yurdudur. Erdoğan Türkiye’de etnik grup icat edip bunları bir zenginlik olarak kabul ederken Çin’nin işgali altındaki Müslüman Türkleri unutuvermiştir!
Yine aynı şekilde Erdoğan Rusya ziyaretinde “Teröre karşı işbirliğinden” söz etti! Yani? Çeçenlerin, Ruslara göre terörist olduğunu hatırlarsak…
Muhafazakâr olduğunu söyleyen AKePe hükümetinin İsrail’in talebiyle ve onun güvenliği için, kamuoyuna karşı çıkmasına aldırış bile etmeden Lübnan’a asker gönderebilmektedir!

ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN

Yukarıda dış politikaya ilişkin saydığımız örnekleri misliyle çok rahat bir şekilde çoğaltabiliriz. AKePe’nin iç politikada muhafazakâr bir tavrı söz konusu mudur?
Neydi muhafazakârlık, tekrar hatırlayalım… Millî ve manevî değerlere bağlılık!
Şimdi sorgulayalım, Theodore Herzl tarafından kurulan AJC örgütünden bugüne kadar “cesaret ödülü” alanların içinde Yahudi olmayan tek kişi olan Erdoğan’ın ve parti programını ABD’deki CFR ile ilişkili AKePe’nin muhafazakârlığını…
AKePe “Özelleştirme” diyerek Türkiye’yi “Küresel Pazar” haline getiren kimdir? Tüpraş başta olmak üzere yapılan özelleştirmelerde değerinin çok altında satılan kurumlardan Türkiye’yi milyar dolar zarara sokan kimlerdir?
Vakıflar Yasasını çıkartarak, Soros ve AB-D destekli “sözde” azınlık vakıflarının dışardan her türlü yardımı almasına, istediği yerden parayı basınca toprak alıp, mülk edinmesine kim izin vermiştir?
Ya vatan topraklarını karış karış kim satmıştır?
29 Ekim 2004’de “Bütün Türkler yok edilmeden Hıristiyan dünyası rahat etmeyecek.” diyen Papa Cixtus’un heykelinin manevi huzurunda AB Anayasası’nı imzalayanlar kimlerdi?
Her fırsatta fakir bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen, Belediye Başkanlığı ve küçük çaplı ticaret haricinde herhangi bir ticari faaliyeti olmayan Erdoğan’ın 2 milyar doları var mıdır, yok mudur?
AKP’nin başbakanlığını ve dışişleri Bakanlığını yapan Sayın Abdullah Gül’ün 15 yaşındaki oğlu Mehmet Emre Gül nasıl şirket kurup iş adamı olmuştur? Para kaynağı neresidir? Peki muhâfazakâr “Sayın” Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan gemi alacak parayı o yaşta nereden bulmuştur?
Türkiye’yi 30 etnik parçaya bölen Erdoğan, şehitlerimize “kelle”, terörist Öcalan’a “Sayın” dememiş miydi?
Bu listeyi çook uzatmak mümkündür ve sözün özü şudur azîz okuyucular, İngiliz vatandaşı Bakanı olan; Etyen Mahçupyan, Cengiz Çandar, Mehmet Barlas, Elif Şafak, Ahmet ve Mehmet Altan, M. Ali Birand, Perihan Mağden, Ergun Babahan, Ermeni patriği Mutafyan desteklediği AKePe muhâfazakâr değildir!
AKePe, Türkiye’yi İran yapacak diye korkanlar, küçük Amerika olmak üzere olduğumuzu görmelidirler!
AKePe’nin tek muhafazakârlığı ölmek üzere olan vahşi “liberal-kapitalist” sistemin, Batıcı zihniyetin yeniden dirilmesini, gelişip semirmesini sağlamaktan ibarettir.
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, AKePe millî ve dinî değerlere sahip muhafazakâr bir parti midir yoksa küresel emperyalizmin bir uzantısı mıdır?


www.ufukotesi.com - 05 / 2008  

bayramakcan@mynet.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.