Kuşbakışı

 

Şahin Zenginal  

Kendilerine Müslüman


İnsanlar eşit mi? Kanunlarda değil, kafalarımızda insanlar eşit mi? Evet deyip de kendinizi aldatmayın boşuna… Kafalarda insanlar hiç de eşit değil… Dağdaki çoban ile Türkiye’nin başkentini bilmeyecek kadar cahil de olsa televizyonlarda boy gösteren bir manken kafalarda kesinlikle eşit değil… Kafaların içinde olan bu gerçeği dile getirdi diye boşu boşuna o mankene kızmayın…

Mankenin biri; “Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?” deyince kızılca kıyamet koptu. Başbakan Erdoğan, “Artistik yapma lan… Ananı da al git…” dediğinde susanlar; yine Erdoğan’ın, şehitlerimize “kelle”, teröristbaşı Abdullah Öcalan’a da “sayın” demesini sineye çekenler bile ayaklandı…
Milletvekilleri, bakanlar, genel başkan yardımcıları mankene laf yetiştirmek için yarıştı. Hatta kimileri mankenden daha seviyesiz sözlerle karşılık verdi…
Şimdi olayı tersinden ele alalım…
Gerçekten insanlarımız eşit mi? Yani dağdaki çoban ile bir gazeteci, yazar, avukat, doktor veya milletvekili aynı haklara sahip mi?
Biliyorum, hepiniz evet diyorsunuz…
Anayasada ve kanunlarda gerçekten de öyle… İstisnalar hariç tabii... Milletvekili ve memur dokunulmazlıkları gibi…
Milletvekili ve memur dokunulmazlıkları anayasa ve kanunlarda düzenlendi. Olmamalı ama hadi ona da hak verelim…
İnsanlar eşit mi? Kanunlarda değil, kafalarımızda insanlar eşit mi?
Evet deyip de kendinizi aldatmayın boşuna…
Kafalarda insanlar hiç de eşit değil… Dağdaki çoban ile Türkiye’nin başkentini bilmeyecek kadar cahil de olsa televizyonlarda boy gösteren bir manken kafalarda kesinlikle eşit değil…
Kafaların içinde olan bu gerçeği dile getirdi diye boşu boşuna o mankene kızmayın…
Kafalarda insanları sınıflandırdığımız için önce kendimize kızalım…
Öyle şey olur mu diyorsanız, size onlarca örnek verebilirim.
Kamuoyunda “Ergenekon” diye bilinen, konulan ismi ile bile en azından toplumun bir kesimini rahatsız eden soruşturmayı hatırlayın…
2007’nin Haziran başından itibaren 40’tan fazla insan tutuklandı. Ortada dava yoktu, iddianame yoktu. Hiç kimse “40’tan çok insan niçin 7 aydır tutuklu, niye bu zamana kadar iddianame hazırlanmadı, dava açılmadı?” diye sormadı…
Ta ki… İlhan Selçuk gözaltına alınana kadar…
İlhan Selçuk gözaltına alınınca… Her şey değişti… Sorular, usulsüzlükler bir bir gündeme gelmeye başladı. Daha önce kahraman ilan edilen savcı bile hesaba çekilmek istendi?
İlhan Selçuk gözaltına alınmamış olsaydı, bunlar olacak mıydı? Tabii ki hayır…
Demek ki, kafalarda insanlar eşit değil…
Yine başka bir örnek…
AKP için kapatılma davası açıldı…
İktidardaki bir parti hakkında, üstelik yüzde 47 oy almışsa, kapatılma davası açılması hiç de hoş değil…
Dava açıldığı andan itibaren özgürlük, demokrasi lafları alıp gitti. Demokrasilerde partiler kapatılmazından tutun da akla gelen her şey söylendi, yazıldı, çizildi…
Öyle bir hava estirildi ki; AKP varsa özgürlük var, demokrasi var, yoksa özgürlük de yok demokrasi de…
Peki, AKP’nin dikta uygulamaları karşısında niye sustunuz?
Başbakan Erdoğan, şehitlere kelle, teröristbaşına sayın derken neredeydiniz?
Ayağınıza az basılınca kıyameti koparıyorsunuz, ama başkalarının ayağı kopsa bile dönüp bakmıyorsunuz…
Sadece kendinize Müslümansınız…


www.ufukotesi.com - 04 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.