Pusula

 

Bayram Akcan  

Benim savcım iyidir! İşini bilir…


Bazı gazete ve köşe yazarları, AkePe’ye açılan kapatma davasından ötürü Cumhuriyet Başsavcısına ateş püskürüyor ve savcıyı demokrasiye suikast yapmakla itham ediyorlar… Peki şimdi soralım baylar ve de bayanlar… Ergenekon “Opera”syonunda savcının iddianamesi bile yokken yazı yazdığınız gazetelerin manşetlerinde ve köşelerinizde mahkemeye bile çıkmamış insanları “terörist” ilan ederken vicdan, hukuk, demokrasi yok muydu?

Şu olup bitenlere ister “komedi” ister “trajedi” ister “ali Cengiz oyunu” veyahut “Karamanın koyunu” diyebilirsiniz ama hangisini söylerseniz yeridir. Neden mi bahsediyoruz? Elbette “hukuk adına demokrasi, demokrasi adına hukuk” katliamından…
Ergenekon “Opera”syonu ve “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu iddiasıyla AKePe’ye açılan kapatma davası…
Peşinen söyleyeyim ki; Ergenekon operasyonunda adı geçen isimlerle şahsi bir yakınlığım olmadığı gibi, AKePe’yi ne derece sevdiğimi (!) sağır sultan bile duydu. Bu küçük hatırlatmayı yaptık ki; “bir gece yarısı evinde pjama ile dolaşmışsın” denilerek derdest edilip “terörist” ilan edilmeyelim…
Neyse hiç uzatmadan gelelim mevzuumuza…
Bazı gazete ve köşe yazarları, AkePe’ye açılan kapatma davasından ötürü Cumhuriyet Başsavcısına ateş püskürüyor ve savcıyı demokrasiye suikast yapmakla itham ediyorlar…
Peki şimdi soralım baylar ve de bayanlar…
Ergenekon “Opera”syonunda savcının iddianamesi bile yokken yazı yazdığınız gazetelerin manşetlerinde ve köşelerinizde mahkemeye bile çıkmamış insanları “terörist” ilan ederken vicdan, hukuk, demokrasi yok muydu?
Soruşturmayı yürüten savcıya, hükümete methiye yarışına giren sizler, 83 yaşındaki ve 2 kez ciddi olarak kalp spazmı yaşamış bir darbe heveskârı başyazarı bir gece yarısı evinden terörist muamelesi yaparak alınırken hangi tepkiyi gösterebildiniz!
“Yargıya intikal etmiş” konuda yayın yasağını bile dinlemeyerek çarşaf çarşaf yazı yazan, hatta kitap bile yayınlayan sizler hangi hukuktan, demokrasiden, ahlak ve dürüstlük bahsedebilirsiniz?
Yani hukuk, demokrasi, insan hakları işinize yaradığı zaman iyidir, yaramıyorsa kötüdür! Savcı sizin menfaatlerinize göre “cici” yahut “öcü”dür, öyle mi?

KÜRESELLEŞME YAHUT MİLLİ DURUŞ!

Lafı hiç dolandırmadan söyleyeyim, ucuz liboş ayaklarına yatarak “bu devirde parti kapatma mı olur” demeyeceğim.
Makul ve somut deliller varsa bal gibi de kapatılır ama ortada da lastik gibi her yana sündüreceğiniz iddia yani göreceli bir gerekçe yoksa!
Çünkü ne insan hakları ne de demokrasi kanla ve irfanla kurduğumuz devletimizin bekâsından daha önemli değildir. Devlet olmadan ne insan hakları, ne demokrasi ne de laiklik olur! Ve tabii, yine hukuk adına demokrasi, demokrasi adına hukuk katledilmemeli!
Cumhuriyet Başsavcısının AKePe’ye açtığı kapatma davasının gerekçesi bize göre yanlıştır. İddianamenin içeriği gösteriyor ki; niyet “bağcıyı dövmek”tir. Zira partinin alt düzey birkaç yöneticisinin işgüzarlığı partinin geneline yansıtılmaktadır. Savcı beyin bu mantığına göre AKePe’ye oy veren birkaç laiklik karşıtı vatandaşı bile delil olarak sunmak gerekmektedir!
Millî ve manevî değerlerimizin işportacısı AKePe’ye “laiklikten” ziyade, “küreselleşme” adı altında milli bütünlüğünü tehlikeye atmaktan dava açılabilirdi, çünkü bu konuda binlerce kanıt var. Tayyip Erdoğan’ın terörist Öcalan’a “Sayın”, şehitlerimize “kelle” demesi, Türkiye’de 26 etnik gruptan bahsetmesi de cabası…
AKePe millî ve manevi değerlerimizin yıkımında taşeronluk yaptığı için, AB-D “Türk yargısına” saldırmakta, bağımsızlığımızın sembolü mahkemelerimize hakaretler yağdırmaktadır! Çünkü AB-D kadim işbirlikçisini kaybetme korkusunu yaşamaktadır. Bütün çaba, öfke, hakaret de işte bu yüzdendir...

AKePe MUHAFAZAKÂR MI?

AKePe’nin muhafazakâr olduğu şayiası da koca bir yalandır. “Özelleştirme” adı altında devlet kurumlarını “babalar” gibi satan, Vakıflar Yasasını çıkartan, vatan toprağını peşkeş çeken, oğluna gemicikler alan, genel başkanın milyar dolarlık hesabı olan, bakanı İngiliz vatandaşı bir siyasi parti nasıl muhafazakâr olabilir? AKePe’nin muhafazakârlığı ölmek üzere olan “liberal-kapitalist” sistemin, Batıcı zihniyetin yeniden dirilmesini sağlamaktan ibarettir. Yani sistemin varlığını devam ettirmesidir.
Bir muhafazakâr parti düşünün ki Etyen Mahçupyan, Cengiz Çandar, Mehmet Barlas, Elif Şafak, Ahmet ve Mehmet Altan, M. Ali Birand, Perihan Mağden, Ergun Babahan, Ermeni patriği Mutafyan savunuyor…
Ergenekon Operasyonu sürecinde ve AKePe’nin kapatılma davasına yapılan çoğu yorumlar açıkça gösterdi ki, “benim darbem/darbecim iyidir” acziyetinden “benim savcım iyidir” seviyesizliğine kadar düştük. Bu durum hukuk adına hukuksuzluk olduğu gibi “hukuku kendi emellerine” alet etmeye çalışmaktan öte bir şey değildir! Bir kısım gazete ve köşe yazarlarının yaptıkları yorumlar “AKePe’ye sırf inat” kokarken, diğer bir kısmı da “nemalandıkları arpalıkları” bitmesin diye çırpınmaktan, siper kaptırmama gayretini göstermektedir.
Her iki meselede de “hukuk” adına hukuksuzluğa yani hukukun şahsi emeller uğruna ters-düz yapıldığına şahit olduk!
Demokrasi “sınırsız özgürlük” olmadığı gibi, çoğunluğun faşizan iktidarı da demek değildir! Hele hele yüzde 47’ye sığınıp, yüzde 57’ye “Kunta Kinte” muamelesi yapmak hiç değildir. Batıcı mankurtlar bilsin ki, demokrasisine kurban olduğunuz Avrupa’da da böyledir ABD’de de! Aksini iddia eden varsa beri gelsin…


www.ufukotesi.com - 04 / 2008  

bayramakcan@mynet.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.