TeknoVizyon

 

Nilüfer Yalçın  

Ar-Ge Teşvikleri…


Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) yatırımlarının teşviki amacıyla, Ar-Ge yatırımında bulunan merkez ya da şirketlere vergi, SSK primi ve sermaye desteği geliyor. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edilen Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı, Ar-Ge çalışması yapan şirketlere, sektör ya da faaliyet kolu ayırımı gözetmeksizin 2023 yılına kadar bazı teşvik ve destekler getiriyor.

Tasarıya göre, Ar-Ge faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla Kurumlar ve Gelir Vergisi Kanunları uyarınca daha önce mükelleflere tanınan Ar-Ge harcamalarındaki yüzde kırk seviyesindeki matrah indirimi yüzde yüze çıkarılıyor. Yapılacak Ar-Ge harcamalarının tamamı yapıldığı yılda vergiden düşülecek, ayrıca bu gider amortisman yoluyla daha sonraki yıllarda vergi matrahından indirilecek.
Tasarıda, kanundan faydalanmak isteyen şirketlerin en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırma zorunluluğu var. 500’den fazla Ar-Ge personeli çalıştıran işletmelerin, her yıl, bir yıl önceye göre ek olarak yaptıkları Ar-Ge harcamalarının yarısı, vergi matrahından düşülecek. Ar-Ge personelinin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin yüzde 80’i, doktoralı olanlarda ise yüzde 90’ı alınmayacak. Ar-Ge personelinin ücretleri üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren hissesinin yarısı, 5 yıl süreyle bütçeden karşılanacak. Yeni düzenlemeyle ekonominin uluslararası rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretme, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirme, ürün kalitesini ve standardını yükseltme, verimliliği artırma, üretim maliyetlerini aşağıya çekme ve teknolojik bilgiyi ticarileştirme amaçlanıyor. Türkiye bu adımı atmakta geç kaldı. Keşke çok daha önceden bu adım atılsaydı. Ama çok sevdiğim iki söz daha vardır: “Geç olsun güç olmasın” ve “Zararın neresinden dönülse kârdır”
Teknolojik gelişme küresel bir boyut kazanmış olsa da, teknolojik gelişmeler yaklaşık 15–20 kadar gelişmiş ülkenin tekelinde bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin, dünya pazarında rekabet edebilmesi ve sanayi varlıklarını sürdürebilmesi için, teknolojik innovasyonda yetkinlik kazanması ve bu yetkinliklerini kendi Ar-Ge’lerine dayandırmaları gerekmektedir. Bilim bir ölçüde uluslararası olsa da, teknoloji geliştirmek, Ar-Ge bilincinin oluşması ulusal bir kavramdır. Bir ülkede bilim ve teknolojiye verilen önem ve gelişmişliğin ölçüsü olarak, Ar-Ge harcamalarına ayrılan kaynağın, GSYİH içindeki payı alınır. Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı yüzde 2’den fazla ise o ülkeler gelişmiş ülke sayılırlar.
İnsanoğlu, yaşadığı bugünkü uygarlık düzeyini, ulaştığı sosyal ve ekonomik refahı teknolojik gelişmelere borçludur. Bu gelişmelerin ana kaynağı buluş ve yeniliklerdir. Buluş ve yeniliklerin temel kaynağı ise temel ve uygulamalı Araştırma-Geliştirme faaliyetleridir. Bugün, modern çağın modernliğinin ve teknolojik olarak gelişmişliğinin temelinde Ar-Ge faaliyetleri bulunmaktadır. Ülkelerin refah düzeylerinin yüksek olmasının, uluslararası siyasi ve ticari arenada daha güçlü ve söz sahibi olabilmesinin ve ekonomik anlamda güçlü olabilmesinin ardında güçlü bir sanayi oluşumunun, teknolojik yatırımların gerçekleştirilmesi gereğinin ve ne ölçüde teknolojiye dayalı yüksek katma değer taşıdıklarına bağlı hale geldiği artık yadsınamaz bir gerçek olarak tüm insanlığın karşısında durmaktadır. Türkiye bu kararname ile gelişmiş ülke olma yolunda en önemli adımlardan birini atmıştır, teknoloji trenine son anda atlamıştır. Eğer ülkemizdeki Ar-Ge merkezleri, yeni kurulacak Ar-Ge merkezleri, üniversiteler bu teşvikleri doğru ve uygulamaya yönelik projelerde kullanırlarsa ülkemizin yukarıda bahsedilen 15–20 ülke arasında yer almaması için hiçbir sebep yoktur.
Teknolojik anlamda gelişen rekabet ortamında, dünya ülkelerini “Teknolojiyi üreten ülkeler” ve “Teknolojiyi satın alan ülkeler” olarak ikiye ayırmak mümkün görünmektedir. Gelişmekte olan ülkeler, her yıl milyonlarca dolar ödeyerek teknoloji transfer etmekte ve bu yolla sanayileşme ve teknolojinin gelişmesine çaba harcamaktadır. Ancak, çoğu gelişmekte olan ülkede, Ar-Ge faaliyetlerine yeterli önemin verilmemesi sebebiyle sanayileşme konusunda yeterli başarıya ulaşılamamaktadır. Türkiye “Teknoloji üreten ülkeler” trenine binmek için çok önemli bir adım atmıştır.


www.ufukotesi.com - 03 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.