Pusula

 

Bayram Akcan  

Yazmasam olmaz!


301 kaldırılır yahut içi boşaltılacak şekilde düzenlenirse; Türk Milletinin asil evlatları, madem kanunlar bize olan hakareti, iftirayı, haksızlığı koruyor, biz de hakkımızı korumasını biliriz demezler mi? Derler, derler… Hem de çok iyi derler! 301’in kaldırılması demek ‘Türk’ten boşalacak zehirli kandan’ bahsetmek demektir ki; bunun arkasından istemediğimiz “o günler” gelecektir.

Kıymetli okuyucularım, hepinizin malûmdur ki, Türkiye’nin gündeminde birbirinden önemli, bir birinden hassas meseleler var. Bu ayki yazımızı tek bir konuya ayırmak yerine her biri birbirinden önemli konuları yazmayı yeğledik.

PKK TERÖRÜ

PKK terörünün artmasıyla kamuoyunun ve TSK’nın yoğun baskılarına dayanamayan AKePe, Sınır Ötesi Harekât tezkeresini lûtfedip çıkarmıştı. E tabi “davullu-zurnalı” gelen bu harekât için de PKK önlemini çoktan almıştı.
TSK uzun süre bekledi ve nihayet hava harekâtı yapabildi. Kara harekâtı ne zaman diye sesler yükselirken sonunda kara harekâtı da başladı.
Bu kez “PKK’nın kökü kazınacak”, bu kez bu iş “tamam” diyorduk…
Kara harekâtının 8’nci gününde, önce ABD Savunma Bakanı Robert Gates sonra da “başkan” Bush, Türkiye’nin operasyonları bitirmesi gerektiğini söyledi. Genelkurmay Başkanımız Büyükanıt, Türk askerine yaraşır bir eda ile ‘ne zaman biteceğine biz kara veririz’ dedi. Elbette Türk Milletinin göğsü bir kez daha kabardı. Kabardı amma, ta ki ertesi güne kadar! Ertesi gün yani TSK Irak’ın kuzeyinden çekilmeye başladığını açıklayana kadar… Her ne kadar Büyükanıt ‘kendi isteğimizle çıktık, aksi ispatlanırsa üniformayı çıkarırım’ dese de, Türk Milleti büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak, onuru zedelendi. Dünya kamuoyunda da şanlı Türk ordusu ABD’nin emriyle çekilmiş intibaı meydana geldi… Ve Türkiye, AKePe iktidarı zamanında yaşanan çuval hadisesinden sonra bu kez de çuvallamıştı. Şimdi soruyoruz…
Şerefli Türk Ordusu ABD’ye ve bu acı “tesadüf”e inat birkaç gün daha orada kalıp, PKK’nın bütün sığınaklarını dağıtamaz mıydı?
Çuval olayını unutmayan necip milletimizin onuru düşünülüp, başta PKK ve onun “legal” uzantıları olmak üzere PKK terörünü “Kürt Sorunu” ilan eden içimizdeki hainlere, “zafer” ve “sevinç” çığlıkları attırılmasa olmaz mıydı?
Olmadı, olamadı!
Bu azîz millet aç yaşar, susuz yaşar fakat asla ve kat’a onursuz yaşayamaz! Gerekirse ölür, bayrağındaki al renk olur ama yine de haysiyetsiz yaşayamaz!
Onursuz yaşamaktansa, bizler Türk milleti olarak bu vatan ve bayrak için gerekirse ölmeyi talep ediyoruz paşa, aarrrzzz ederim!
Velhâsıl, “çuval olayı”ndan sonra bu “çuvallama” bize yakışmamıştır Paşam!

VAKIFLAR YASASI

Vakıflar Yasası 242 oyla kabul edildi. Nedir bu Vakıflar Yasası?
İş bu yasayla, yabancılar Türkiye’de yeni vakıf kuracak ve buralarda yöneticilik yapabilecekler.
Vakıflar, izin almadan mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek.
Vakıflar, (misyonerlik, toprak ele geçirme gibi) ulvi (!) gayeleri için uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecekler.
Bitti mi? Elbette hayır…
Vakıflar, yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan, ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilecekler! Yani Soros başta olmak üzere ABD, Yunanistan, İngiltere gibi devletler bu vakıflara rahatça para akıtabilecekler… Bu da demektir ki; emperyalist Batı, kendi emellerine hizmet eden bu vakıflar sayesinde her türlü faaliyeti yapabilecektir.
Hatırlayın Gürcistan’da, Ukrayna’da, Kırgızistan’daki “Soros” destekli ayaklanmaları…
Özetlersek aziz okuyucular, başta Patrik Bartholemeos olmak üzere “niyeti bozuklar” vakıf adı altında örgütlenerek Türk topraklarını kimseye danışmadan satın alabilecek, misyonerlik de dâhil olmak üzere istediği faaliyeti yapabilecektir. Paraları yetmezse Yunanistan’dan, “Soros”tan, ABD’den yardım alabilecekler!
Sonrası mı? Ne olacak dostlar…
Öz vatanımızda garip, öz yurdumuzda parya!
Nasıl mı? Tıpkı İsrail gibi? Sahi İsrail bugün kaç kişi daha katletti?
Cumhurbaşkanı Gül onayladı, MHP ve CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu! Temennimiz odur ki yüce mahkeme Lozan’a aykırı olan bu yasaya, bu “ihanete” dur diyecektir!

301 KERE HAYIR!

TCK’nın 301’nci maddesinin kaldırılmasını istiyorlar. 301. madde Türklüğe hakareti suç sayıyor ve bu madde kaldırılsın Türk’e rahatça, gerine gerine, ağzımızdan tükürükler saça saça küfredelim, hakaret edelim diyorlar. İşte bu yüzden 301 kere hayır, kalkmasın diyoruz!
Dikkat ediniz 301. maddenin kaldırılmasını isteyenlere, araştırın bakalım kim bunlar?
Görebileceğiniz tek şey sürekli provokatörlük, bölücülük, millî ve dinî değerlerimize saldırıda bulunan, sicilleri ve haliyle tipleri bozuk aydıncıklar olduğudur!
İçlerinde bir tane Türkoğlu Türk’e de rastlayamazsınız.
Türklüğün korunmasına ihtiyaç yoktur diyenler, ilerde devletin resmî dilinin, üniter yapısının da değişmez hükümde olmasının da gereği yoktur demezler mi?
Türk kimliği ve ruhu ile kavgalı olan başta AKePe iktidarını, Soros çocuklarını, AB putçularını ve aydın geçinen karanlık simaları açıkça uyarıyoruz…
301 kaldırılır yahut içi boşaltılacak şekilde düzenlenirse; Türk Milletinin asil evlatları, madem kanunlar bize olan hakareti, iftirayı, haksızlığı koruyor, biz de hakkımızı korumasını biliriz demezler mi?
Derler, derler… Hem de çok iyi derler!
301’in kaldırılması demek ‘Türk’ten boşalacak zehirli kandan’ bahsetmek demektir ki; bunun arkasından istemediğimiz “o günler” gelecektir.
Çok tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz! Söylemedi demeyin!
İşte söylediğimiz gibi bunları yazmasak olur mu, elbette olmaz!


www.ufukotesi.com - 03 / 2008  

bayramakcan@mynet.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.