Kuşbakışı

 

Şahin Zenginal  

Egemenlik kimin?


Son günlerin en moda tartışması türban, başka bir deyişle başörtüsü… AKP ile MHP başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması için anlaştı. Bununla ilgili Anayasa değişikliği Meclis’e sunuldu… Kızılca kıyamet koptu, kopuyor… İnsanların, istemedikleri bir yasaya veya Anayasa değişikliğine tepki göstermeleri normaldir. Bunun için eylem yapılır, miting düzenlenir.

Yasaların izin verdiği her türlü tepki gösterilebilir… Yasa çıkana kadar… Yasa çıktıktan sonra herkes uymak zorundadır. Demokrasinin birinci kuralı da budur…
O sebeple tepkileri, doğru bulmamakla birlikte, yasaların içinde kaldıkları sürece normal karşılıyorum, saygı duyuyorum…
Ancak, öyle sözler söyleniyor ki, yenilir yutulur cinsten değil…
Herkesin bildiği ancak işine gelmediği zaman görmezden geldiği kesin bir kural vardır. Anayasamızın 6. maddesinde “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” hükmü yer almaktadır. 7. maddesinde de “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez” denmektedir…
Bu şu demektir; TBMM, Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan ilk üç maddesi dışındaki tüm maddeleri değiştirebilir, yenisini yapabilir… Buna hiç kimse itiraz edemez… Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay da dâhil…
Buna rağmen ne deniyor; siz başörtüsünü serbest bırakamazsınız. Niye? Anayasa Mahkemesinin kararları var… Anayasa Mahkemesi’nin kararları ne zamandan beri Meclis iradesinin üstüne çıktı?
Türkiye’yi hâkimler mi idare ediyor, milletin seçtiği vekiller mi?
TBMM ve yürütmenin başı olan hükümetin, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarına karışması ne kadar tehlikeli ve yasak ise yargı organlarının da yasamanın yetkisine ipotek koyması o kadar tehlikeli ve yasaktır…
Bu konu tartışılmayacak kadar açık ve nettir. Anayasa’da herkesin görevi bellidir. TBMM’nin de, yürütmenin de, yargının da… Ama illa anlamak istemeyene zaten hiçbir kuralı anlatamazsınız…
Bir rektör çıkmış diyor ki; “TBMM’nin en yüksek irade olduğunu kabul etmiyorum.”
Bu açıklama suçtur. Savcıların bu işe el atmaları gerekir. Rektör bey anayasal düzene karşı çıkmıştır… Anayasa’yı eleştirmek farklıdır, anayasayı beğenmiyorum diye karşı çıkmak, kabul etmiyorum demek farklıdır… Rektör anayasaya karşı çıkmış ve suç işlemiştir…
Diğer bir husus…
AB yıllardır Türkiye’ye yasa dayatıyor… Hatta dayatmayla çıkarttıkları yasaları bile beğenmiyorlar, sonra değiştirilmesi için baskı yapıyorlar... Meclis’in iradesine el koymak istiyorlar… Bugün haktan, hukuktan, demokrasiden bahsedenlerin hiçbiri o zaman sesini çıkarmadı. O dayatmalara karşı şimdi de çıkarmıyor... Ama işlerine gelmediği bir yasa olunca kıyameti koparıyorlar…
Türkiye henüz AB’ye girmedi… Ama Avrupa Anayasası’na imza attı… Meclis’in iradesi kenara itildi… Entel liberaller bırakın tepki göstermeyi bu duruma alkış tuttu… Büyük başarı diye millete yutturulmak istendi…
Daha da tehlikelisi uluslararası antlaşmaların Anayasamızdan bile üstün olduğuna ilişkin kural Anayasamızın 90. maddesine konuldu…
O zaman da herkes sus pus oldu…
Şimdi halkın isteği doğrultusunda Anayasa’da bir değişiklik yapılmak istenince herkes ayaklandı…
En büyük tepkiyi de düne kadar AKP’lilerle kol kola olan liberaller gösteriyor…
Dost bildiğiniz entel liberalleri iyi tanıyın…


www.ufukotesi.com - 02 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.