Kuşbakışı

 

Şahin Zenginal  

Siyaseti de magazinleştirdik


Şimdi gündemde yeni anayasa var. Her şeyden çok daha önemli… Çünkü anayasa hukukun başı… Akşamdan sabaha, oldubitti ile anayasayı değiştirirseniz sonra kimse bunun altından kalkamaz… Aslında açık bir örnek önümüzde duruyor. Malum 21 Ekim’de sandık başına gideceğiz. Anayasa değişikliğini oylayacağız. Birçoğumuz niçin referandum yapıldığını bile bilmiyor. Bilenler de eksik biliyor.

Fikirleri konuşmaz olduk, dedikodu haberlerine kilitlenip kaldık. Sadece sokaktaki vatandaşlar değil, devletin zirvesindekiler bile fikir konuşmak, yeni bir şeyler ortaya koymak yerine çoğu zaman dedikodu yapmayı tercih ediyor.
Anayasanın baştan değişeceği söyleniyor. Önerilen yeni anayasa taslağında hangi hükümler var? Anayasanın hangi maddeleri değişecek, bilen var mı? Yeni anayasada Atatürk ilke ve inkılâpları yer alıp almayacağı tartışmasının ötesinde, başka bir bilgiye rastladınız mı?
Özgürlükler genişlesin, demokratik bir anayasa olsun deniliyor. Hangi hükümleri yazacaksınız da özgürlükler genişleyecek? Demokratik anayasadan kastınız nedir? Kuru laflarla bu işler olmuyor, niyetini ve yapacaklarını açık açık söyleyeceksin…
Bugün bunlar tartışılmazsa, yarın bakarsınız ki anayasa taslağı önünüze konulmuş, hadi kabul edin derler… O zaman da parti tutar gibi herkes bir tarafı tutacak ve sabah kalktığımızda yeni bir anayasamız olacak…
İki yıl kadar önce Türk Ceza Kanunu değiştirilirken öyle olmadı mı? Aylarca zina suç olsun mu olmasın mı diye tartışıldı. Sonra bir de baktık ki, yasa yürürlüğe girmiş. Ondan sonra da şu madde niye böyle oldu, diye dert yanmaya başladık. Hemen değiştirmenin yollarını aradık. Hâlâ bu sıkıntı devam ediyor.
Şimdi gündemde yeni anayasa var. Her şeyden çok daha önemli… Çünkü anayasa hukukun başı… Akşamdan sabaha, oldubitti ile anayasayı değiştirirseniz sonra kimse bunun altından kalkamaz…
Aslında açık bir örnek önümüzde duruyor. Malum 21 Ekim’de sandık başına gideceğiz. Anayasa değişikliğini oylayacağız. Birçoğumuz niçin referandum yapıldığını bile bilmiyor. Bilenler de eksik biliyor. Vatandaşlar, “Artık cumhurbaşkanını halk seçecek, bunu değiştirmek için referanduma gidiyoruz” diye biliyor.
Anayasa değişikliği kabul edilirse cumhurbaşkanını halk seçecek. Tabii buna seçmek denirse…
Kimler cumhurbaşkanı adayı olabilecek, sokaktaki vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları cumhurbaşkanı adayı gösterebilecek mi? Veya anayasadaki şartları taşıyan ve cumhurbaşkanı seçilebilme yeterliliğine sahip isteyen herkes “Ben de cumhurbaşkanı adayıyım” diyebilecek mi?
Bu sorunun cevaplarını kaç kişi biliyor?
Bu ayrıntıları bilmeden, muhtemelen halkın büyük bir çoğunluğu anayasa değişikliğine evet diyecek. Sonra da gerçekle yüz yüze kalınca ben yine ne yaptım diye dizini dövecek…
Tekrar hatırlatalım, 21 Ekim’de oylayacağımız anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanı adayı olabilmenin şartı şu şekilde düzenlenmiştir; “Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.”
Kimse kimseyi kandırmasın. Cumhurbaşkanlığı adaylığı yine milletvekillerinin ve partilerin tekeline bırakılmıştır. Milletvekilleri veya partiler, daha doğrusu parti liderleri aday gösterecek, halk da bu adayı seçecek.
Bugüne kadar liderler aday gösterip milletvekilleri cumhurbaşkanını seçerdi. Şimdi yine liderler aday gösterecek ama halk seçecek. Aradaki tek fark bu…
Biz de parti liderlerinin gösterdiği adaylardan birine oy verdiğimiz için cumhurbaşkanını seçtik diye sevineceğiz…
Anayasa değişikliklerini, bilmem hangi mankenin kaçıncı sevgilisinden niçin ayrıldığı kadar konuşmuş olsaydık bunları yaşamazdık.
İnşallah yeni anayasa hazırlanırken de aynı şeyler başımıza gelmez…


www.ufukotesi.com - 09 / 2007  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.