Azerbaycan’da Ermeni sorunu henüz bitmeden, topraklarımız Ermeni teröristlerin işgali altında inlerken Azerbaycan’ın zaten kolay olmayan haritasının üzerine, kalın ve koyu vuruşlarla yeni bir boya lekesi; yani Kürtler de ekleniyor. Sadece 2007 yılının ilk altı ayı içerisinde, Türkiye’nin doğu illerinden İran ve hatta Irak’tan 70 binden fazla Kürt Azerbaycan’a göç etti. Gizli himaye altında göç ettirilen Kürtler ilerde Azerbaycan Türkleri için çok ciddi sorunlar yaratabilir. |
2007 yılı içerisinde gerçekleşen “Kürt Göçü” ülkedeki demokratik kuvveleri ve toplumu oldukça endişelendirmektedir. Ayrıca bu konu Azerbaycan’da özgür basın organlarında ve İsveç Stockholm’da faaliyet gösteren www.azadtribun.net sitelerinde geniş şekilde ele alınmaktadır. İlginç olan Kürtlerin, özellikle Binegedi kasabasından başlayarak Gazah şehrine kadar, Bakû-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın geçtiği en stratejik bölgelere yerleştirilmesidir.
Kürtleri yerleştirme sürecinin, büyük güçlerin desteğiyle gerçekleştirildiği kanısında olan Azerbaycanlı siyaset bilimcisi Gabil Hüseyinli “Yeni Musavat” gazetesine verdiği demeçte şöyle dedi:
“Kürtler, Azerbaycan’a yönelmenin yanı sıra, Rusya’nın da çeşitli bölgelerine yerleşmek istiyorlar. Çünkü, Nijni Novgorod ve Krasnodar şehirlerinde, ilgili organlara, Kürtler için normal koşulların sağlanması talimatı verildi. Tüm bunlar, sadece Kürt halkının isteği doğrultusunda yapılmıyor, bu aynı zamanda, dünyanın kaderini etkileyen büyük devletlerin yürüttükleri bölgesel politikanın bir parçası. Azerbaycan’a Kürtlerin yerleştirilmesi de uluslararası himaye altında” diye ekledi.
Kürtlerin daha çok Bakû-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın geçtiği bölgeye yerleştirilmesi, ayrı bir tehlike oluşturabilir. Terör örgütüyle ilişkisi olan kişilerin veya grupların boru hattına zarar vermeyeceklerini kimse garanti edemez.
Bu gün Kuzey Irak’ta, bağımsız bir Kürt devleti kuruluyorsa, Irak’ın önce federatif, şimdi ise konfederatif birliğinden bahsediliyorsa; Kürt lider Barzani Türkiye’yi tehdit ediyorsa tüm bunlar, PKK’nın arkasında büyük güç merkezlerinin oluğunu gösteriyor.
Azerbaycan’a yönelik “Kürt Göçü” Ermenistan basınında da ele alınarak, konuya ilişkin internet ortamında yayımlanan yazı ve yorumlarda çeşitli değerlendirmelerde bulunuluyor. Özellikle de Golos Armenii gazetesinin geçtiğimiz 10 Nisan 2007 tarihli internet sayfasında, Kürt göçünün sebepleri ve Ermenistan’a yansımaları konularında görüşler ortaya konuluyor.
Kimileri, “Kürtlerin Ermenilere karşı olası askeri faaliyetlerde kullanılmak için” Azerbaycan’a yerleştirildiğini ileri sürüyor.
İkinci sebep: “Türkiye’deki Kürtlerin kitleler halinde göç ettirilerek Türk-Kürt çatışmasını azaltmak olabilir. Yüz binlerce-veya neredeyse bir milyon kadar Kürdün Azerbaycan’a göç etmesi, Türkiye’deki Kürt-Türk çatışmasını etkileyemez. Ayrıca Azerbaycan’daki Türklerin, ateşi üzerlerine çekecek kadar fedakâr olduklarına inanmak da çok zor.
Üçüncü ve son sebep: “Etnik Kürt olan Aliyevler, Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanlığı görevinin babadan oğula geçmesini istiyorlar. Bu nedenle de, sempatilerinden şüphe etmeyecekleri ve oy kullanma hakkına sahip etnik akrabalara ihtiyaçları olacak.” Golos Armenii gazetesi’nin iddiaları bunlar.
Fakat görünen o ki, Orta Asya ve Kafkasya gibi önemli ve büyük bir coğrafyayı ilgilendiren böylesi bir göçün arkasında Batı kaynaklı güç odaklarının olduğunu ve bütün bunların büyük devletlerin aktif müdahalesi sonucunda gerçekleştiğini göz ardı ederek, kısır bir yaklaşımı ortaya koyan Ermeni basının çok daha farklı bir amacının olduğu ve bunu güncelleştirmeye çalıştığı sebepsiz değil.
Azerbaycan’a Kürtlerin yerleştirilmesi süreci çok daha öncelere dayanıyor. Son 20 yıl içerisinde 1987 yılından başlayarak Azerbaycan’a göç eden Kürtler 1993 darbesinden sonra o dönemlerde daha da fallaştılar. Darbe sonrası yapılan baskılar ve kaos Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nden demokratik kuvvelerin ülkeden kaçmasına sebep oldu. Bütün bu yaşananlardan sonra ülkede yaranan işsizlik, savaş şartları, kaçkınlık durumları bölge insanını ülkeyi terk etmeye mecbur etti.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni terk edenlerin ekserisi Türkiye’ye veya Rusya Federasyonu’na gidiyorlardı. Sonuçta Nahçıvan’a dönemedikleri için çok ucuz fiyata sattıkları evleri ve toprakları fırsattan yararlanan PKK yanlıları alıyorlardı. Böylece Nahçıvan köylerinde yaşı 18-50 arası çok az erkek kalmıştı.
Nahçıvan’da boşalan köy ve ilçelere Kürt asıllı PKK Kongre-Gel yanlıları getirilerek işle temin olunması, ev ve toprak almalarına yardım edilmesi kimseye sır değildir. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti ile sınırı olan Sederek ilçesinde ve etrafında Kürt asıllı ailelerin yerleştirildiği tespit edilmiştir.
Göç ettirilen Kürtlere şimdi bile hemen iş bulma ve kendi işlerini açma imkânları sağlanıyor. Kürtlerden birkaç asır önce buralara gelen yerli Türkler, haklı olarak Kürtlerin bölgede sahip olduğu imkânlardan şikâyetçiler.
Örneğin; İran ve Nahçıvan’daki Kürt unsurlar PKK adına çekinmeden mazot ve uyuşturucu madde ticareti yapıyorlar. Bölgede en rahatsızlık yaratan faktörlerden biri de Türkiye’nin doğu ilçeleri ve İran’ın kuzeybatı bölgeleri Nahçıvan sınırı boyu Kürtleştiriliyor. Kürtler, Türk işçilerin yerini alarak Nahçıvan’da çok kârlı inşaat sektörünü ele geçirdiler. Hanlar, Şamhor, Daşkesen, Gazah ve Tovuz bölgelerinde de metal ticaretini ellerinde tutuyorlar.
Elde ettiğimiz bilgilere göre Türkiye’nin Ermenistan, Gürcistan ve İran sınırları yakınlığında olan yerleşim yerlerinin ekserisinde bu süreç yeteri kadar hızla gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin Türk devletleri ile arasına örülen duvar gittikçe yükseliyor. Sonuçta Türkiye’nin Doğuya açılan kapılarını kapatmak için Kürt faktörü ve hassasiyeti kullanılmak suretiyle Azerbaycan-Türkiye arasındaki köklü tarihî ilişkilerin zedelenmesinin hedeflendiğini görmekteyiz. Azerbaycan bir Kürt sorunuyla karşı karşıya fakat gittikçe yaklaşan bu tehlike Azerbaycan’ın yüksek dairelerinde ne hikmetse görmezden geliniyor.
|