Sözün Özü

 

Alptekin Cevherli  

Yanlışlıkla Kerkük’e girsek ne olur?..


Bu ABD’liler de çok sakar ve başıbozuk canım… ABD Savunma Sekreterliği’nden bir memur açıklıyor: “PKK’lı teröristlerden ele geçen silahlar, Irak’ta ordudan firar eden ABD askerlerinin olabilir. Konu araştırılacak…” Daha önce de askerlerimizin başına çuval geçirdiklerinde yanlışlık oldu demişlerdi. Çekiç Güç PKK’ya lojistik destek sağlarken de, ne hikmetse silah sandıkları ve ilaçlar yanlışlıkla PKK kamplarının yanlarına düşüyordu…

Siz bakmayın PKK itirafçılarının “ABD ordusuna ait zırhlı araçlarla bize silahlar geliyordu” demelerine.
Hiiiç koskoca ABD öyle şey yapar mı canımmm…
Dedik ya, bu Amerikalılar çok sakar canım, yanlışlık olmuştur. Hatta o silahları Türkmenlere vereceklerdir de yanlışlıkla teröristlere teslim etmişlerdir…
Zaten bizim monşerler de ABD’lilerden evvel bu minval üzere pek çok laf ediverdiler de durumu kurtardılar değil mi?
Bakın size PKK’nın elindeki silahların nereden geldiğini anlatalım da Bush’un ne kadar masum ve melek gibi (?) bir adam olduğunu anlayasınız…
Irak’a giden ABD ordusuna mensup 5000 civarındaki asker Bağdat’taki çatışmalardan korkup tam teçhizatlı olarak firar eder… (Malum PKK’nın 5000 civarında teröristi olduğu söyleniyor ya, o açıdan…)
Tabi bu coniler aptal değil ya, elin ülkesinde aç bi aç kalsınlar… Ordudan firar ederken askerî depolardan yanlarına yeteri kadar mayın, uzaktan kumandalı düzenekleri filan ne varsa alırlar. Ne de olsa yabancı memleketteler değil mi canım?
İnsan başı sıkıştığında birkaç mayın satar boğazından iki lokma geçer… Yazık garibanlara…
Hâlbuki bilseler biz Türkler ne kadar cömertiz, misafirperveriz, elimizdekini avucumuzdaki onlara bedava veririz…
Yazık tabi bu coniler cahil. Bunları bilmiyorlar. Biraz gazete okusalar bütün ABD Türkiye’ye akar, ama nerdeee?
Bakın PKK sempatizanlarını bile kutsal meclisimize misafir etmedik mi? Hiç işte, cehalet kötü şey tabii. Adamlar bilmiyor ki!
Neyse bizim kaçak 5000 coni, aç kalınca ellerinde avuçlarında ne varsa PKK’lı teröristlere satıvermişler.
Ama teröristler demiş ki; “küresel ısınmadan dolayı bu kadar sıcak havada, Irak gibi ekvatora yakın yerde, o silahlar nasıl taşınır? İnsanın sırtında ağırlaştıkça ağırlaşır o silah sandıkları.” Coniler de acımış gariplerim; “Biz madem firar ederken birkaç zırhlı araç da çalarız. Size silahları teslim ettikten sonra birliklerimize gider zırhlı personel taşıyıcıları geri bırakırız!” deyivermişler…
Görüyor musunuz adamlar melek yav! Teröriste bile adam muamelesi yapıyorlar!..
İşte bunların kıymetini bilmiyoruz ya, ona yanarım…
Neyse bizim firari coniler aradan zaman geçince yine aç kalmışlar…
Tabi, hazıra dağ mı dayanır? Para bitivermiş.
Gariban firari coni subayları da, Filistin’deki çatışmalardan kaçan İsrailli asker kaçağı subaylar ile birlikte iş aramaya başlamışlar. Adamlardaki fedakârlığı görüyor musunuz?
Firari erleri aç kalmasın diye firari ABD’li ve İsrailli subaylar peşmergelere silahlı eğitim vermeye başlamışlar…
Sırf coniler açlıktan ölmesin diye… Yazık gariplerime ya!…
Adamlar ne bilsin Barzani’nin adamlarının niyetini? Bunlar evliya mı canım? Gerçi başkanları Bush, kendini Hz. İsa’nın hizmetkârı sanıyor ama, neyse? Adamlar evliya olsa zaten gâvur olmazdı. Hiç işte benim ki de laf…
Üstelik bu peşmergelerle birlikte PKK’lı bazı teröristler de yanlışlıkla eğitim almışmış... Bak sen! Bu Türkler de ne kadar art niyetli…
Adam kampa gelmiş, “Ders dinleyeceğim” diyor. Hiç, “Sen teröristsin” deyip kovulur mu?
İşte, bizim içimiz fesat canım.
Hiç tarihimizi bilmiyoruz valla…
Bak ne demiş Hz. Mevlâna “Ne olursan ol yine gel!”
Hiç işte, bizdeki de alenen özünden kopmak ve cahillik. Neyse Allah’tan bizim monşerler uyanık davranıp, ABD’li yetkililerden önce TV’lere çıkıp; “Silahları ABD vermemiştir” dediler de durumu biraz kurtardılar. Yoksa alimallah dünyaya rezil olacaktık…
Dedik ya, adamlar biraz başıbozuk ve sakar!
Anlayın işte canım…
Yanlışlıkla son Körfez Savaşı’nda da bilmem kaç bin sortiyi Türkiye üzerinden yapmışlar.
İşte gariplerim, ne bilsinler ki Türkiye bağımsız bir ülke. Hava sahasını ihlâl etmek için önceden izin almak gerekiyor…
Yanlışlıkla bizim Muavenet Muhribini de vurmuşlardı zaten.
Diyorum ya, bu adamlar sakar, sakar!
Dikkatli olmak lazım. Ayı yavrusunu severken öldürürmüş, biz de öyle olmayalım…
Askerlerimizi de terörist zannedip başlarına çuval geçirmişlerdi de gariplerim kaç gün sonra esir aldıklarının Türk subayları olduklarını anlamışlardı…
Kim bilir ne üzülmüşlerdir… Yazııık!...
Hele o Çekiç Güç zamanında yanlışlıkla ABD helikopterlerinden PKK kamplarının yanlarına paraşütle düşen yiyecek, silah ve ilaç sandıkları… Adamlar kesin kahırlarından ölmüştür yav!
Gariplerime keşke biraz teselli verseydik. Bizde de hiç anlayış yok ki canım!
Adamlarda sanki peygamber sabrı var! Yine de bize iyi dayanıyorlar valla…
Tezkere TBMM’den geçmeyince biraz naz yaptılar gerçi ama… Neyse, o kadar kusur kadı kızında da olur…
Ya işte böyle dostlar!
Şimdi diyorum ki:
Adamlara acıyorum! Irak’ta her gün onlarca askerleri şey cennetine gidiyor. İyisi mi biz, şu Kerkük referandumundan önce “YANLIŞLIKLA” Kerkük’e kadar girelim. Hatta sadece Kerkük yetmez. Musul, Erbil, Süleymaniye, Tuzhurmatu, Zaho, Kandil Dağı…
Ne kadar Türkmen kasabası ve şehri varsa hepsine bir gecede girip, düzeni sağlayalım…
Bush var ya, bize ne dua eder biliyor musunuz?
Adamın o duası; bize cennetin kapılarını ardına kadar açar valla!
Düşünsenize zaten referandumdan sonra Barzaniler bağımsızlığını ilan edecek diye gariplerim ‘yanlışlıkla bir şey yapmamak için’ bölgeyi nasıl da boşaltıyorlar. Hani çok sakarlar ya, onun için…
Hani yanlışlıkla Karayılan’ı, Barzani’yi, Talabani’yi filan kaza kurşunuyla indiriverirler. Allah muhafaza değil mi ya! Hani Muaveneti yanlışlıkla vurmaları gibi, Ya da Şanlıurfa’nın köyüne yanlışlıkla düşen ‘akıllı’ füze gibi…
Sonra ne olur, ne olmaz… En iyisi orada istikrarı biz sağlayalım.
Her akşam haberlerde kendilerine demokrasi getirmek için, dünyanın öbür ucundan gelmiş ‘melaikelere’ silah çeken Iraklıları gördükçe millet olarak kahroluyoruz…
Gerçi bizim çocuklar da, firari ABD’lilerin cep harçlığı için sattığı mayınlarla ve uzaktan kumanda düzenekleri ile şehit oluyor ama… Neyse müttefikler arasında lafımı olur canım?
Dedim ya; en iyisi biz, bir gece ansızın ‘yanlışlıkla’ Kerkük, Musul, Erbil, Süleymaniye, Tuzhurmatu, Zaho, Kandil Dağı… vesaireye girelim de; garibim conilere bir katkımız olsun. Valla adamların bunca iyiliği karşısında utanıyoruz canım…
Bizim de bir izzet-i nefsimiz var, değil mi ya?


www.ufukotesi.com - 08 / 2007  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.