Erbakan okulunda siyaset terbiyesi (!) almış dini bütün (!) kardeşlerimiz de, (Başbakan Erdoğan’ın söylemiyle “biraderlerimiz”de) dünya tarihi boyunca, benzer örneklerine sürüsüyle rastlanmış bir doğa olayından siyasi kazanç sağlamayı fırsat saymışlardı. Nurettin Sözen’in rakibi şimdiki başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da yaşanan bu kuraklığın ardından Türk siyasi hayatına girdi. |
|
Yıllar önce de İstanbul’da kuraklık vardı. O zamanki Belediye Başkanı Nurettin Sözen su kıtlığına çare bulmak için “yağmur bombaları” gibi uçuk fikirlerden bile medet ummuştu. İstanbul’daki su kıtlığı insanları canından bezdirmişti. Herkes belediyenin beceriksizliğinden yakınıyordu.
Nurettin Sözen’in siyasi rakipleri de, fırsat bu fırsattır diye adama yükleniyorlardı. Hele Refah Partisi mensupları Sözen’e acımasızca eleştiriler getiriyorlardı. Refahçılar fısıltı gazetesinde yaydıkları haberlerde İstanbul’da yaşanan kuraklığın “solcuların” nasipsizliğinden olduğunu dillendiriyorlardı.
Halkın canı yanmıştı. Evde musluklardan su akmıyordu. Millet gece üç-beş nöbetleri tutarak sınırlı verilen suyu plastik bidonlara depoluyordu.
Erbakan okulunda siyaset terbiyesi (!) almış dini bütün (!) kardeşlerimiz de, (Başbakan Erdoğan’ın söylemiyle “biraderlerimiz”de) dünya tarihi boyunca, benzer örneklerine sürüsüyle rastlanmış bir doğa olayından siyasi kazanç sağlamayı fırsat saymışlardı. Nurettin Sözen’in rakibi şimdiki başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da yaşanan bu kuraklığın ardından Türk siyasi hayatına girdi.
İstanbul’da gene kuraklık var. Belediye Başkanı birader Kadir Topbaş millete suları israf etmemesi için yalvarıyor. Bize göre de israf haramdır.
Yıllar önce birilerinin nasipsizliğinden söz eden çevrelerde ise artık laf kuraklığı var. Nedense bu çevreler birilerinin nasipsizliğinden söz etmiyor. Bu çevreler 1999 yılında yaşanan o büyük depremi de milletin gözbebeği silahlı kuvvetleri yıpratmak için kullanmışlardı.
Başbakan Tayyip Erdoğan bir kuraklıkla Türk siyasetine giriş yaptı, gene bir kuraklık var. Bu sefer gidebilir. Türk siyasetindeki kuraklıktan da böylece kurtulmuş oluruz.
MUHARREM TAHSİN’İ KAYBETTİK
Bulgaristan Türkleri’nin büyük kültür savaşçısı, yazar Muharrem Tahsin’i Mayıs ayında ebediyete uğurladık. Vasiyeti üzerine doğduğu köy olan Razgrad’daki Gökçesu köyüne gömüldü. Türk dünyasının başı sağolsun. Muharrem Tahsin’in ektiği fidanlar inşallah Bulgaristan Türklerinin içinden yeni kültür savaşçıları çıkaracaktır.
FENERBAHÇE ŞAMPİYON
Babam Fenerbahçeliydi, ben Fenerbahçeliyim oğullarım da Fenerbahçeli.
100. yılında şampiyon olan Fenerbahçe’yi tebrik ediyorum.
|
