Bilmem dikkatinizi çekiyor mu? Gazetemizin internet sitesinin köşesinde, ‘Kırımda Bir Çocuk Okut’ diye bir kampanya ilanı/reklâmı vardır. Bu kampanyayı ve kampanya ile ilgili anıları yazalım istedik bu yazımızda.
Kırım’a ilk gittiğim 2003 yılında ilk tanıştığım insanlardan biri de Kırım TİKA Koordinatör asistanı/yardımcısı İsmet Yüksel‘di ki görebildiğimiz kadarıyla Kırım Tatar Milli Meclisi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında köprü idi. Ataları, yıllar önce Kırım’dan ‘Hak Topraklar’a gelmiş, Türkiye’nin Yozgat iline yerleşmiş, daha sonra, Kırım’a dönüş başladığında Türkiye’den oralara gidip, dede toprağına oturmuş, burası benim vatanım demiş, ama Türkiye’yi de hiçbir zaman unutmamış bir yürekli insan. Biliyorum ki buradaki yazdıklarımı okuduğunda yüzünü tatlı bir mahcubiyetlik kaplayacak, büyük bir tevazu ile ‘Biz ne yaptık ki’ diyecektir.
İsmet Yüksel, Kırım’ın neresinde ne var, nasıl olmuştur, neler yapılması gerekir bilecek kadar Kırım uzmanıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin sürgünden dönen Kırım Türklerine vaat ettiği 1000 konut projesine sağladığı katkı, Kırım Türklerinin problemlerini ne denli özümsediğini ve meseleye çözümler üretmedeki zekâsını gösterir. Bu katkı nedir diyecek olursanız, Kırım’ın bir alanına, toplu konut halinde yapılacak yerleştirmeden ziyade, Kırım’ın her alanında müstakil evler satın aldırarak, Kırım Tatar Türklerinin kendilerine ait toprağa sahip olmalarıdır. Bu aynı zamanda Kırım Tatar Türklerinin güvenliği için de gerekli bir çözümdür. Siz bir şehirde, bir blok alsanız, hükmünüz aldığınız bir blok ve en fazla 10 dönüm araziye yeter… Hâlbuki müstakil evler alırsanız, binlerce dönüm arazi almış olursunuz.
Kırım Türklerinin mücadelesinde, Amerikan ajanlarının isteklerine karşı çıkan, Türk tarafının tezlerini erkekçe savunan bir adsız kahramanın başlattığı ve başarıyla yürüttüğü bir projedir Kırım’da bir Çocuk Okut kampanyası… Kurbanlarımızı Kırım’da keselim projesinde olduğu gibi, Safiye Nezetli Anısına Şiir, Hikâye, Resim, Roman, Tiyatro yarışmalarında olduğu gibi, Kırım Tatar Türklerine ait bir tv ve yayın organı olması ile ilgili çalışmalarındaki gibi, Türkiye’nin Kırım’dan rahatlıkla dinlenmesi ve izlenmesi ile ilgili programda olduğu gibi, Kırım’da İstanbul Spor Kulübü’nün kurularak gençlerin güzel bir amaç uğruna bir araya getirilmesi örneğinde olduğu gibi, Kırım’dan Türkiye’ye öğrencilerin gönderilmesi projesinde olduğu gibi, Kırım Tatar El Sanatları ve motiflerinin kursunun açılması, kuyumculuk kursunun açılması, Kırım Türklerinin klasik musikisinin aletleriyle beraber kurulup öğretim kurslarının açılması ve Safiye Nezetli’nin evinin değerlendirilmesi örneğinde olduğu gibi, Milli Mekteplerin donanım ve iaşesi projelerinde olduğu gibi… İnanın bunlar bir çırpıda aklıma gelen fikir ve projeleridir İsmet Yüksel’in. Hangi birini sayacağımı ben de bilemiyorum.
Bu arada Safiye Nezetli Hanımı burada iki kere zikrettik ki, bir başka yazımızda da bu Kırım sevdalısı ve Kırım Tatar Türklerinin Abte (teyze)’sini tanıtalım. Mekânı cennet olsun.
İsmet Yüksel’in başlattığı ‘Kırım’da Bir Çocuk Okut’ kampanyası, Kırım TİKA Koordinatörlüğü bünyesinde yürütülüyordu. Biz de Kırım’da, TİKA bünyesinde bir başka projede, Türkoloji projesinde çalışıyorduk. Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinden, Kırım’da Bir Çocuk Okut kampanyasına katılanların yolladıklarını, okullardaki hak edenlere dağıtmak üzere TİKA çalışanları ile beraber Kırım’ın değişik yerlerine gider ve dağıtırdık. Son derece hayırlı bu iş için, en ufak bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde, son derece titiz davranarak hak edenlere dağıttığımız yardımın akabinde merkeze dönerken içinde bulunduğumuz huzur ortamını ve geride bıraktığımız tanıdıkları, onlarla ilgili anıları unutmak kolay değil. .
Binlerce Kırım Türk çocuğu, onun planladığı ve uygulamaya koyduğu bu kampanya sayesinde hem rahat okumuş ve hem de, çaktırmadan, çocukların kendi dilini, Latin alfabesini öğrenmelerini ve Türkiye’ye sevgi beslemelerini sağlamıştır.
Sistem çok basittir. Türkiye’den veya dünyanın çeşitli yerlerinden, ilan veya reklâmlarla kampanya duyuruluyor, internet sitesinden, ihtiyaç sahibi çocukların listesi yayınlanıyor, yardım etmek isteyenler bu çocukları seçerek yardımlarını ve seçtikleri çocuğu veya çocukları (bir kişi birden çok öğrenciye de karşılıksız burs verebiliyor) adrese bildiriyor. Burs, öğrenci başına 15 Amerikan Dolarıdır. Bu kişilerin ve burs kazanan çocukların kayıtları TİKA Koordinatörlüğünde görevli bir kişi tarafından tutuluyor. Gelen paralar, imza karşılığında ve genellikle toplu olarak hak edenlere dağıtılıyor, çocuklar kendilerine yardım eden veya burs sağlayan kişilere, gönderdikleri bursu aldıklarına dair, teşekkür eder mahiyette bir mektup yazıyorlar. Burs kazanan çocuklar, burs verenlere yazdıkları mektubu, Latin alfabesi ve anadilleri Kırım Tatar Türkçesi veya Türkiye Türkçesi ile yazmak zorundadırlar. Sistem bu şekilde devam ediyor.
Şimdilerde burs kazanan veya halen bursları devam eden çocukların sayısını bilmiyorum. Ancak, bizim zamanımızda, sadece bir kişinin 100 öğrenciye burs sağladığı, çocuklarla mektuplaşmayı ve organizasyonu sağlamak üzere bir kişiyi görevlendirdiğini biliyorduk. Bu kişi, adının açıklanmasını istemeyen Türkiye’den bir hayırseverdi. Ayrıca, dünyanın değişik yerlerinden ve ekser çoğunluğu Türkiye’den olmak üzere 460-500 arasında öğrenci de bu 15 dolarlık burslardan alıyordu.
15 dolar Türkiye’de yaşayan çoğu insan için hiçbir şey değildir. Ama, bir soykırım uygulamasından arta kalan ve bütün hakları ellerinden alınan, buna rağmen Türkiye için de çok önemli bir coğrafya olan anavatanları Kırım’a dönebilmek için mücadeleden vazgeçmeyen Kırım Türk halkına mensup çocuklar için bu para çok büyük miktardır. Bir öğrenci bu parayla okulundaki bütün masraflarını çıkardığı gibi, para da biriktirebilir.
Kırım Tatar Türklerinin pek çoğunun geçim şartları çok zor. Bu parayı her öğrenci almıyor. Gerçekten ihtiyacı olanlar alıyor. Burs alanların pek çoğunun ya babası, ya annesi yoktur. Ya da birinden biri hasta veya çalışamaz durumdadır.
Sudak’ın Taraktaş köyü, çok ilginç ve inat insanların yaşadığı alandır. Bu alanda yaşayan ve bu kampanya sayesinde tanıdığım iki kardeşin, uydu kanalı yoluyla takip ettiği Türkiye’den maçları ve birisinin Fenerbahçeli, bir diğerinin Galatasaraylı oluşu ve derby maçları esnasında kavga edişleri, sonra da bu yaşadıklarını burslu bir öğrencimizin kendisine burs veren kişiye yazması, kendisine burs veren kişinin de Beşiktaşlı olduğunu öğrendikten sonra, Beşiktaş forması, albümü istemesi ve şimdilerde koyu bir Beşiktaş taraftarı olarak Taraktaş’taki uydu anteni kanalıyla maçları takip etmesi, öğrendiğim ilginçliklerden birisi olarak yazılmaya değer…
Son olarak, Kırım’da Bir Çocuk Okut kampanyası ile ilgili, şimdilerde acaba gelişen ve değişen bir şey var mı? İsmet Yüksel, yine bu işi devam ettiriyor mu? TİKA bu işe destek sağlıyor mu?
Benden selam olsun bu kampanyaya katılanlara ve yine benden selam olsun bu kampanyanın adsız kahramanı, kavga ederek dost olduğum İsmet Yüksel’e…
|