Irak sorununa çözüm arayışlarını sürdüren ABD Başkanı George Bush, aslında Irak’ın sorunlarına çözüm değil, Irak’taki petrol rezervlerinin nasıl ele geçireceğinin çözümünün peşindedir. Irak petrolleri Bush yönetiminin “Savaş ganimetleri”dir. Irak’ın petrol rezervlerinin ABD ve İngiltere çok uluslu şirketleri tarafından çıkarılmasına dair planlar yapıldığı ve planın gelecek sene yürürlüğe konmasına çalışıldığı bilinmektedir. |
Planın gerçekleşmesi halinde Irak’ın 2000 milyar dolarlık milli servetini kaybedeceği yorumu yapılıyor. Irak’ın zengin enerji kaynaklarından yabancı şirketlere hisse devretmesiyle “eski sömürge tuzağına” düşmüş olacağı da göz önündedir. Irak’ta güvenliğin sağlanmaması dolayısıyla henüz hiçbir çok uluslu şirket faaliyet göstermiyor. Irak petrollerinin yağmalanması Kürtler vasıtası ile gerçekleştirilebilir.
IRAK PETROLLERİNİN YAĞMALANMASI İÇİN ZEMİN HAZIRLNIYOR.
Azerbaycan’da 20. asrın önlerinde Almanların, İngilizlerin ve Rusların iştahını kabartan Bakû petrolü, tarihin tekerrüründe yerini Irak’a bıraktı.
21. asrın önlerinde şimdi Irak’ın kuzeyinde ve güneyinde olan petrol kaynakları ABD ve İngilizlerin iştahını kabartmaktadır. Bakû petrolünü ele geçirmek isteyen emperyalist devletler gayelerini, Ermeni Taşnakların yardımıyla gerçekleştirdiler.
Irak petrolleri de Amerikan Bush yönetiminde aynı senaryoda, Irak’ın kuzeyindeki zengin petrol kaynaklarını ele geçirmek için, Kerkük Kürt Amerikan işbirlikçilerinin hedefi haline gelmiştir. Rusya Bolşeviklerinin lideri Vladimir Lenin 1918 yılında Ermeni asıllı Bolşevik Stepan Şaumyan’a gönderdiği telgrafta şöyle yazıyordu: “Bakû’yü elden vermek olmaz çünkü Bakû petrolü Ruslara lazımdır”
Dolayısıyla 1918’de Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan Almanya da bütün vasıtalarla Enver Paşa’nın, doğu siyasetini bozmak istiyordu. Gürcüler gibi, Ermeniler de Almanya’nın vasiliğine can atıyorlardı. Fakat o sırada Almanlar Ermenilerin savunulması ile ilgilenmiyorlardı. Almanlar, Türkleri Ermenistan ve Güney Azerbaycan topraklarından geçip İngilizlerin Bakû yolunun bağlanmasını istiyorlardı. Çünkü Almanlar için Bakû petrolü büyük zarurete çevrilmişti ve Almanlar, çok iyi biliyorlardı ki, Bakû Türklerin eline geçerse Almanlar petrolden pay almayacaklardır. Hatta Orhan Pamuk’un aldığı siyasi ödülün, “Nobel” ödülünün kaynağında da Bakû petrolünün payı vardır.
Bu doğrultuda, Irak’a sözde demokrasi getiren, Bush yönetiminin amacı ne Irak’ta güvenliğin sağlanması, ne de Irak sorununun çözümü değil, asıl amaç Irak’ın Kuzeyindeki zengin petrol kaynaklarının yağmalanmasıdır. İngiltere’nin ünlü The İndependent gazetesi, Aralık 2005’te Irak’ın Petrol zenginliklerinin ABD ve İngiliz şirketlerinin kontrolüne geçebileceğini bildirmişti.
Nitekim 203’te Irak’a karşı başlatılan savaşın gerçek gayesinin, Irak petrolünün Batı kontrolüne sokulmasının sağlanması da bir gerçektir. ABD dışişleri Bakanlığı tarafından daha Irak’ta saldırıdan önce üretim, paylaşım anlaşması teklif edildiğini ve bu önerinin daha sonra Irak’taki Geçici Koalisyon yönetimi tarafından onaylandığını ifade etti. Raporda, Şimdiki hükümet de süreci hızla takip ediyor. Hükümet, anayasal süreç, seçimler ve Petrol Kanunu’nun çıkarılmasına paralel olarak halen petrol şirketleriyle sözleşmeler yapılması için görüşmelerde bulunuyor” denildi.
Irak Hükümeti aralık ayında yapılacak genel seçimlerden sonra, petrol rezervlerini işlemek üzere yabancı yatırımlar bulunmasına çalışacağına dair planlarını açıklamıştı. “Savaş ganimeti” olarak Irak’ın Petrol rezervlerinin ABD ve İngiltere çokuluslu şirketleri tarafından çıkarılmasına dair planın gelecek sene yürürlüğe konmasına çalışıldığı ifade edildi.
Irak’ın 115 milyar varil kesinleşmiş petrol rezervi var.
Irak, dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında üçüncü sırada yer alıyor.
BBC’nin, ABD’de Bush yönetiminin daha 11 Eylül saldırılarından önce Irak petrollerinin ele geçirilmesini planladığına dair belgeler yayımladığı biliniyor. “Geçen yüzyılda ABD ve İngiltere dünya petrol rezervlerinden haddinden fazla pay elde ederken dünyada pek çok ihtilafa, karışıklıklara ve çevre felaketlerine yol açtı.
War on Wantbaş yöneticisi Louise Riçhards da “İnsanlar giderek Irak savaşının petrol, kar ve yağmalanma için yapıldığına inanmaya başlıyor. Siyasetçiler bu düşüncenin komplo teorisi olduğunu söylese de bizim raporumuz, çokuluslu şirketinin gözlerinin Irak’ın petrol karlarında olduğunun detaylı bir delilini ortaya koyuyor.
Sonuçta Irak, yeni bir başlangıç yapmak yerine çok eski Azerbaycan’da Sovyetlerin yaptığı gibi, Amerikan Bush yönetiminin sömürge tuzağına düşüyor.
|