Çapraz Ateş

 

Kemal Çapraz  

Millet de akreditasyon yapıyor


Hangi gazetecilerin kalemlerini kiraya verdiklerinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Hangi gazetecilerin patron tetikçiliği yaptığı, hangi gazetecilerin TRT’yi dolandırmaktan hüküm giydiği ve buna rağmen baş üstünde tutulduğu, hangi gazetecilerin para karşılığı yazı yazdığı mutlaka belirlenmelidir. Tabiî bu gazetecileri araştırırken hangi gazetelerin iktidardan ihale kapmak için ve finans kuruluşlarını kurtarmak için yalakalık yaptıklarını da yazmalıyız.

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça tansiyon en üst seviyeye yükselmeye başladı. Böyle olunca da gözler her zaman olduğu gibi medyaya çevrildi. Herkes birbirini fişliyor. Önce hükümet fişledi gazetecileri… Buna göre Ata uçağında akreditasyon yaptı… Hükümet yanlısı gazeteciler ATA uçağının değişmez misafirleri arasında yer aldı… Sonra da Genelkurmay’ın gazetecilerle ilgili raporu basına yansıdı… Aslında gazetecileri fişlemeye, gazetecileri dosyalamaya gerek var mı sizce? Gazeteci zaten mesleği icabı düşündüklerini yazan insandır. Yazıları gizli saklı değildir, devlet sırrı hiç değildir. Her şey ortadadır. Yani hangi gazeteci hakkında fikir edinmek istiyorsanız yazılarına bakmanız yeterlidir.
Başbakanın sözcüsü Akif Beki’nin, hükümeti ve başbakanı eleştiren gazetecilere telefon açıp gazetecilik öğretmeye başlamasıyla zaten bu iş zıvanadan çıkmıştı… Artık gazeteciler çeşitli sınıflandırmaya tâbi tutulmaya başlanmıştı. Bu utanç verici durum daha sonra üniversitelerde yapılan toplantılara kadar yansıdı… Ermeni yanlısı ve Avrupa Birliği borazanı toplantılara bazı gazeteciler alınmadı… Şimdi de Genelkurmay Başkanlığı’nın raporu ortaya çıktı…
Aslında ülkemizdeki bu talihsiz gelişmelere dikkat çekmek için Basın Birliği olarak 2003 yılında “Medyada Etikçiler Tetikçiler” adlı Kurthan Reyizoğlu’nun hazırladığı güzel bir eseri yayınlamıştık. Bugün hâlâ bütün güncelliğiyle karşımda duran bu eserde medyamızın hızla tetikçi hâle geldiğine işaret etmiştik. Basınımızda etik kuralları savunan gazetecilerin ise neslinin tükenmekte olduğuna dikkat çekmiştik… Asıl araştırılması gereken hangi gazetecilerin dış ülkelerin tetikçiliğini yaptığı, hangi gazetecilerin Barzani’den ihale kopardığıdır. Hangi gazetecilerin ABD’den aldığı para karşılığı Türk Ordusu’na hakaret ettiğidir. Yine hangi gazetecilerin Avrupa Birliği fonlarından para alarak kalem oynattığıdır. Hangi gazete ve televizyonlara Avrupa Birliği fonlarından, hangi konular için para verildiğidir. Hangi Alman vakıflarının basınımızda faaliyetler gösterdiğidir. Hangi gazetecilerin başka ülkenin vatandaşı olarak bu ülkede medya sahibi olduğu ve o ülkenin çıkarları doğrultusunda yayın yaptığıdır.
Hangi gazeteciler Ermeni lobilerine “akredite” olmuştur? Hangi gazeteciler gazetecilerin şerefle taşıdığı basın kartıyla ihale takipçiliğine soyunmuştur?
Hangi gazeteciler başbakanın yanağını okşamaktadır? Hangi gazetecilerle siyasetçiler arasında danışıklı dövüş röportajlar yayınlandığı, sonradan da bunları kendi yazılarıyla itiraf ettikleri bilinmektedir.
Yine, hangi gazetecilerin kalemlerini kiraya verdiklerinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Hangi gazetecilerin patron tetikçiliği yaptığı, hangi gazetecilerin TRT’yi dolandırmaktan hüküm giydiği ve buna rağmen baş üstünde tutulduğu, hangi gazetecilerin para karşılığı yazı yazdığı mutlaka belirlenmelidir. Tabiî bu gazetecileri araştırırken hangi gazetelerin iktidardan ihale kapmak için ve finans kuruluşlarını kurtarmak için yalakalık yaptıklarını da yazmalıyız.
Soros vakıflarından para alıp millî davalarımız aleyhine yazı yazanlar, Kıbrıs’ta Avrupa Birliği’nden aldıkları fonlarla Denktaş düşmanlığı yapanlar kimlerdir? Türkiye’de yine Kıbrıs’ı pazarlığa çıkaran gazeteciler kimler?
Bana göre asıl önemli olan bunlardır. Aldıkları fonlarla “İngilizce” gazete çıkararak bu ülkenin ana diline bile dolaylı olarak saldırı yapanlar ortaya konmalıdır. Diğer azınlık dillerinde yayın yapan gazetelerin paraları kimler tarafından verilmektedir? Eğer basın raporu hazırlanacaksa böyle hazırlanmalıdır. Bu türlü kirli ilişkilere girmemiş gazetecilerin alnı açık, başı diktir. Bu tür araştırmaların hiçbirisine karşı çıkmazlar. Ama sırf zan altında bırakmak için yapılan baskıları bu kıstasların içine almıyorum.
Yine açıkça araştırılması gereken konu, basınımızdaki yabancı sermayedir. Yeniden basın kuruluşlarımızın yabancılara satışıyla ilgili kanun Meclis’e getirilecek midir? Hukuku
hile yoluyla aşarak Türk vatandaşlarına satılan medya kuruluşlarımızın gerçek sahipleri kimlerdir? Haydi bunları araştırmaya var mısınız? Yoksa şu gazeteci bu partiyi tutuyor, şu gazeteci bu partiyi tutuyor. Bunların hiç önemi yoktur. Önemli olan yabancı parasıyla yabancı düdükler çalanlardır. Haydi bunları ortaya çıkarın…
Bunları ortaya koyduğumuz zaman işte bütün kirli çamaşırlar dökülecektir. Bu millet hiç merak etmeyin ilk genel seçimlerde “Akreditasyonunu” yapacak ve sahte akreditasyonların pabucunu dama atacaktır.
Mühim olan milletin akreditasyonudur.


www.ufukotesi.com - 03 / 2007  

kemalcapraz@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.