Pusula

 

Bayram Akcan  

Neden milliyetçiliğe saldırıyorlar?


Türk’üm demenin suç sayıldığı, azınlık ırkçılarının devlete ve millete meydan okuyarak açıkça bölücülük yaptığı şu dönemde, Türk Milliyetçilerine saldırılmasının elbette bir sebebi vardır. Saldırıyorlar çünkü Türk Milliyetçileri küfrün, ihanetin bütün oyunlarını bozmaktadır. Çünkü milliyetçilik emperyalizme teslim olmamış son kalemizdir. Bütün tahrikler, karalamalar, iftiralar bu son kalenin muhafızlarını yıldırmak, sindirmek ve korkutmak içindir.

Cebren ve hile ile aziz vatanımızın bütün kalelerinin zapt edilmeye çalışıldığı, iktidara sahip olanların gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içerisinde bulunduğu ve vatana ihanetin her türlüsünün meşru sayıldığı şu günlerde, Türk Milliyetçilerine yapılan saldırılar bizleri hiç mi hiç şaşırtmamaktadır.
Türk’üm demenin suç sayıldığı, azınlık ırkçılarının devlete ve millete meydan okuyarak açıkça bölücülük yaptığı şu dönemde, Türk Milliyetçilerine saldırılmasının elbette bir sebebi vardır.
Saldırıyorlar çünkü Türk Milliyetçileri küfrün, ihanetin bütün oyunlarını bozmaktadır. Çünkü milliyetçilik emperyalizme teslim olmamış son kalemizdir. Bütün tahrikler, karalamalar, iftiralar bu son kalenin muhafızlarını yıldırmak, sindirmek ve korkutmak içindir. Niyetleri, ağızlarından salyalar akıtan azgın it sürüsü gibi, aziz vatanımızı parçalamak, Türk’ü “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” yapmaktır…

Bizim Milliyetçiliğimiz

Türk milliyetçiliği, tarihin hiçbir devrinde ırkçılık bataklığına saplanmamış, asla ve asla bozguncu, bölücü olmamıştır. Türkler, idaresi altında yaşayan çeşitli milletleri, etnik kimliğine göre ayırmamış ve kimseye etnik kökeninden dolayı zulüm yapmamıştır. Bu söylediğimizin aksini ortaya koyacak ne bir bilgi, ne de herhangi bir belge mevcuttur.
Araştırma gereği görmeyen ve şartlanmışlıkla hareket eden bazı kişiler, Türk milliyetçiliğini Batı’daki ırkçılıkla aynı görmekte, bizde milliyetçiliğin Fransız ihtilaliyle başladığını iddia etmektedirler. Oysa Orhun kitabelerini okuma zahmetini gösterselerdi, Türk milliyetçiliğinin, Fransız ihtilalinden asırlar önce var olduğunu göreceklerdi. Batı tarihinin, “soykırım tarihi” olduğunu ve hâlâ Batı’da ırkçılığın revaçta olduğunu bilmek için de âlim olmaya gerek yoktur.
Kimilerinin dillerine doladığı gibi tarihte Ermeni soykırımı olmadığı belgelerle ortadadır. Bilakis Ermeniler’in 1915’te Türkiye’nin Doğu illerinde ve yakın tarihte Azerbaycan’da yaptığı katliamların ise belgesi ve tanıkları vardır. Türk devleti arşivini bütün dünyaya açtığı halde, Ermenistan neden hâlâ arşivlerini açmamaktadır, hiç düşündünüz mü?
Osmanlı’nın milliyetçilik ile yıkıldığını söyleyenler, bu meseleyi Türk milliyetçiliğinin aleyhinde kullanmak için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Fakat Kürt Teali, Arap Teavün, Çerkez İttihad ve Teavün Cemiyetleri ile Arnavut Kulübü gibi bölücü azınlık derneklerinin, Türk Ocakları’ndan çok daha evvel kurulduğunu göreceklerdir. Bugün de durum ortadadır. Ermeni ‘ben Ermeni’yim’ diyebilirken, herhangi bir azınlık kendini ifade edebilirken, bir Türk ‘ben Türk’üm’ dediğinde ırkçılıkla, bölücülükle suçlanmaktadır. Ermeni’nin, Rum’un etnik kimliğini söylemesini demokratik ve insanî hak olarak görenlerin, bir Türk’ün “ben Türk’üm” dediğinde kıyameti kopararak, “ırkçılık, faşistlik, bölücülük” yapıyor diye suçlamaları, vatana ihanetin belgesi değil de, nedir? Türk milliyetçiliğini kafatasçılıkla, ırkçılıkla, faşistlikle suçlayanların Türklüğünden, dindarlığından, vatan sevgisinden ve zekâsından şüpheye düşmemek mümkün mü?

Türk Milliyetçilerine!

Gayeleri Türk ve İslam dünyasının yegâne ümit kaynağı olan ve asırlardan beri süren Haçlı taarruzuna karşı bütün gücüyle karşı koyan Türk milletini bu coğrafyadan silmektir. Ve bu yüzden Türk Milliyetçilerinin üzerine saldırarak, milliyetçileri barbar, cahil, kan dökücü, bölücü gibi göstererek dirençlerini kırmak istemektedirler. Tarihin hiçbir devrinde Türk Milliyetçiliğinin üzerine bu kadar saldırıldığı görülmemiştir. Onlar çok iyi biliyorlar ki, Türk milliyetçilerini sindirmeden, yok etmeden Türkiye’yi yok etmek asla mümkün değildir. Bu yüzden Türk milliyetçileri sürekli uyanık olmalı ve her zamankinden daha fazla çalışarak aziz vatanımızın bekasının, başkalarının vicdanına emanet edilmesine göz yummamalıdır. Açıkça söylemek gerekirse, Türk milliyetçiliği davasının mensuplarının her ne olursa olsun yılmaya, yıkılmaya, küsmeye, yorulmaya hakları yoktur. Hatta ve hatta bu zor dönemde ölmeye bile (?) hakları yoktur! Unutma ki, sen bir devsin ve yükü ağırdır devin!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” vecizesinin mânâsını, Türk’üm demekten utanan, korkan zavallıları gördüğümüz şu günlerde daha iyi kavramaktayız.
Her türlü bölücülüğe ve azınlık ırkçılığına alkış tutup, müsamaha gösterenler kafalarına şunu iyice sokmalıdırlar ki, Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi: “Bu coğrafya tarihte Türk'tü, halde Türk'tür ve ebediyen Türk kalacaktır.” Mücadelemiz son nefer, son nefes ve son damla kana kadar sürecektir! Bu böyle biline!


www.ufukotesi.com - 02 / 2007  

bayramakcan@mynet.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.