.

 

Sevil İrevanlı  

Türkiye Ermenistan İlişkilerinde Güneydoğu; Ermenilerin Türkiye’den sınırı açın talebi


Ermenistan’ın uluslar arası arenada sözde soykırım propagandasına devam etmesi ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımaması, sınırların tanınması hakkında anlaşma imzalamadığı için Türkiye 1993 Nisan ayında Akyaka sınır geçit koridorunu bağlamağa mecbur olmuştur. Ermeni diasporası Oskanyan’ın dediği gibi bu konuyu da Avrupa parlamentolarına taşıyarak, ABD ve Avrupa’daki çok sayıda gayri hükümet teşkilatları vasıtası ile Türkiye’den sınır geçit koridorunun açılmasını talep etmektedir.

Dünya tarihinde yıllarca süren, hatta İranlılarla Osmanlılar arasında 366 yıl devam eden savaşın olduğu bilinmektedir. I. ve II. Cihan Savaşları binlerce milyonlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına, özürlü kalmasına sebep olmuştur. Karşı sınırlarda olan halklar ve devletler savaş bittikten sonra, yeniden normal ilişkiler kurmuş, savaş yıllarında yaşanan bütün problemler, facialar ve ölümler unutulmaya çalışılmış, bu ülkeler arasındaki ilişkilerin inkişafı için ekonomik ve siyasi yönden uluslar arası yeni projeler hazırlanmıştır. Lakin, Ermenilerin 19. asrın ikinci yarısından başlayarak Türkiye’ye ve Türklere yönelik tutumları ve görüşleri bu gün de değişmemiş, hatta Türk düşmanlığı her geçen gün bir az daha artmıştır.
Asırlarca Türk devletlerinin himayesinde olan Ermeniler çok rahat ve problemsiz bir hayat yaşamış, Osmanlı devletinin dış ticaretinin büyük bir hissesine nezaret etmiş, devletin üst kademelerinde yer almış çalışmışlar. Nitekim 19. asrın sonu ve 20. asrın başlangıcından itibaren Osmanlı devleti için ciddi sorunlar çıkaran Ermeniler, özellikle de 1. Cihan Savaşında Kafkas cephesinde Rus ordusu ile işbirliğine girerek, Osmanlı devletinin tehlikesizliğini tehdit etmişler. Bu ciddi sorun karşısında Osmanlı hükümeti 1915’te Şark bölgelerinde yaşayan ve savaş bölgesinde Ruslarla işbirliğine giren Ermenileri, savaş bölgesinden çıkararak ülkenin içerlerine doğru yerleştirmiştir. Yaklaşık yüz yıla yakındır Ermeni lobisi 1915’te “Tehcir” edilen Ermenilerin ”soykırım”a tâbi tutulduklarını ısrarla dünya kamuoyunda göstermeye çalışmaktadırlar. Amaç karşı merkezli Hıristiyan zihniyetlerde de Türklere karşı kin psikolojisini alevlendirmek.
1991 yılında bağımsızlığını kazanan Ermenistan umum milli “haydat” doktrininde son hedef olarak seçtikleri “Tsoviç-Tsov Hayastan” (Denizden denize Ermenistan) projesini hayata geçirmek için komşuları Gürcistan, Azerbaycan, Türkiye, İran ve hatta sınırı olmamasına rağmen Rusya’dan da toprak talep etmektedirler. Haydat doktrininin ilk merhalesinde Ermenistan Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etti. Ermenistan bağımsızlık elde ettikten sonra Türkiye’nin bu ülke ile diplomatik ve siyasi ilişkiler kurmak teşebbüsü ve iyi niyetine rağmen, Ermenistan sahte “soykırım” propagandasına devam etmiş, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımamış ve Kars antlaşmasının lağvedilmesi için uluslar arası propaganda faaliyetini sürdürmüştür. Ermenistan’ın uluslar arası arenada sözde soykırım propagandasına devam etmesi ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımaması, sınırların tanınması hakkında anlaşma imzalamadığı için Türkiye 1993 Nisan ayında Akyaka sınır geçit koridorunu bağlamağa mecbur olmuştur. Ermeni diasporası Oskanyan’ın dediği gibi bu konuyu da Avrupa parlamentolarına taşıyarak, ABD ve Avrupa’daki çok sayıda gayri hükümet teşkilatları vasıtası ile Türkiye’den sınır geçit koridorunun açılmasını talep etmektedir. Bunu talep ederken Ermenistan’ın iktisadi problemlerinden daha çok “Batı Ermenistan” diye adlandırdıkları Türkiye’nin Şark vilayetlerinin ekonomik ve sosyal problemlerini öne sürerek sınır açıldığı zaman özellikle de Kars ve diğer vilayetlerin ekonomisinin inkişaf edeceğini hilekârlıkla ifade ediyorlar. Bu konu zaman zaman Türkiye ve Ermenistan basınında da yer almaktadır. Bazı Türk basın-yayın organları da bu konuda Ermenilerin vekili gibi bazı iddialar ileri sürmektedirler. Çok ciddi olan bu konuya Türkiye’de yaşayan sayılarının tahminen 50-60 bin civarında olduğu bilinen Ermeniler de çok büyük destek ve emek vermektedirler. Öyle ki, sayılarının az olmasına bakmayarak, Türkiye Ermenileri ciddi bir teşkilatlanma mekanizmasına sahiptirler. Bu teşkilatlanmayı ise İstanbul Ermeni kilisesi idare etmektedir. Ermeni kilisesi Ermenilerin sadece dini ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmeyip, Ermeni milli kimliğinin, değerlerinin âdet ve ananelerinin korunmasında Türkiye Ermeni camiası ile Ermenistan arasında her yönlü ilişkilerin kurulmasında önemli rol oynamaktadır. Ermeniler Türkiye’deki bazı Ermeni yanlısı unsurların yayın organlarında da, sınır geçit koridorunun açılmasının önemliliği hakkında onların menfaatlerini koruyan haber ve makaleleri problemsiz bir şekilde neşrettirebilmektedirler. Türkiye’deki bazı mankurt zihniyetli köşe yazarları da bu konuda Ermenilerin görüşlerini destekleyen yazılar yazarak, Türk kamuoyuna tesir etmektedirler. İçimizdeki bu tür Ermeni yanlısı basın organları ve yazarlar aynı zamanda Türk-Ermeni işbirliğinin işgüzarlığını yansıtmaktadırlar.
irevanlisevil@yahoo.com.tr
DEVAM EDECEK


www.ufukotesi.com - 12 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.