Erenerol’un açıklaması özetle şöyleydi.
“Ekümeniklik Hıristiyanlıktan gelen ve evrensellik demek olan kavramdır. Bu kavramın tarihî geçmişi 325 yılına dayanmaktadır. O yıl Roma İmparatorunun başkanlığında toplanan İznik Konsili’nde 300’ün üzerinde başpiskopos Hıristiyanlığın umdelerini belirlemiş, bu umdelere uymayanları da Hıristiyanlıktan çıkmış saymışlar ve lanetlemişlerdir.
O konsilde dört İncil kabul edilmiş, bir de Roma, Antakya ve İskenderiye kiliseleri ekümenik kilise olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında hiçbir kiliseye bu unvan verilmemiştir. Kudüs’e bile ekümenik unvanı verilmemiştir.
Tabii tarihi seyir içinde İstanbul başşehir olunca, imparator siyasi güç elde etmek için, bugün olduğu gibi o gün de nüfuzunu kullanarak İstanbul patrikliğinin de ekümenik olarak tanınması için Roma, Antakya ve İskenderiye patriklerine bu konuda baskı uygulamıştır.
Roma kabul etmemiş, diğerleri imparatordan çekindiği için susmuşlar, ama memleketlerine döndüklerinde lanetlenmişlerdir.
Bu uğurda çıkan savaşlarda yüz binlerce Hıristiyan ölmüştür. İmparatorluk toprak kaybına uğramıştır. İmparatorluk mecburen geri adım atmak zorunda kalmıştır. Hatta Türklerin İstanbul’u fethinde imparatorluk Roma’dan yardım isterken, ekümeniklikten vazgeçtiğini söylemiş ve “Artık sizin kilisenize tâbi olmayı kabul ediyoruz, yeter ki yardım edin” diye haber göndermiş, ama yardım gelmemiştir.
Bu olay geçmişte Roma İmparatorluğunda siyaseten yapıldığı gibi bugün de aynı şekilde siyaseten yapılmakta ve ekümeniklik zorla kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Bugün dünya hâkimiyetine soyunmuş olan bu güç İstanbul’a kendi uluslararası sistemini yerleştirmek için ekümeniklik vasfını vermek istiyor. Tabii bu gayret Ortodoks Hıristiyan âleminde ne kadar geçerli olacak onu da Rusya’daki patrik Alex’in tavrı belirleyecek. Ama şu da bir gerçek ki papalık bile ister istemez o küresel gücün baskısıyla buna evet demek zorunda kaldı.
Papanın gelişi, İstanbul’daki patriğin ekümenik patrikhane ve ekümenik patrik konumunda olduğunu bütün dünyaya kabul ettiğini ilan etmesidir. Medyanın büyük bölümü, Papa’nın ziyaretini magazinsel yönden ele aldı. Ama Papa geldi tüm Hıristiyan dünyasına karşı kiliseyi ekümenik kilise, papayı da ekümenik kabul ettiğini Avrupa Konseyi’ne yaptığı ekümenik davetle belirtti.
Bu organizasyonların tümü İstanbul’un Vatikanlaştırılmasına atılan adımlardır. Patrik ekümenik olduğu andan itibaren kendisine ait bir bölge talep edilecek. Bu bölge Sur içidir. Yıllar öncesinden beri AB’den gelen fonlarla surlar restore edilmeye başlanmıştır. Sonra yavaş yavaş Bizans’a ait tarihi eserler yeraltından çıkartılıp restore edilmeye başlandı. Çünkü Sur içi tamamıyla ekümenik kilisenin merkezi konumuna getirilecektir.
O zaman İstanbul’un bizim elimizde kalması söz konusu olamaz. AB’nin 2010’da İstanbul’u kültür başkenti ilan etmesi de bu gelişmeye hizmet içindir. Sur dışını da finans kapitalin merkezi olarak yeni baştan düzenliyorlar. Bugün bu yapılan çalışmalar, yer altındaki metro çalışmaları, Marmaray dedikleri çalışma, denizden geçecek tüp geçit projesi, 3. Köprü projesi, aynı şekilde bu büyük iş merkezlerinin kurulması hep bu finans kapitali için hazırlanıyor.
|