“23 Aralık’a kadar sürecek serginin amacı Türkiye’de ve Ermenistan’daki önyargıları yıkabilmek ve diyalog eksikliğini az da olsa giderebilmek. O yüzden de İstanbul’u Ermeni, Erivan’ı ise Türkiyeli fotoğrafçılar anlatıyor. Henrich Böll Stiftung Derneği, Anadolu Kültür, Causus Media Istutue, Chrest Foundation ve Karşı Sanat çalışmaları tarafından desteklendiğini…” haberin devamından öğreniyoruz.
Yalnız haber başlığında karşı taraf fotoğraf sanatçıları için Ermeni denirken bizim fotoğrafçıların niçin Türkiyeli olarak tanımlandığını insan merak ediyor!.. Projenin ardındaki asıl gücün, ülkesinden başka her yerdeki sivil toplumculuğun yönlendiricisi ve finansörü Henrich Böll Vakfı olduğu görülüyor. Alman derin devletinin sivil görünümlü siyasal uzantıları olan Alman vakıfları dünya çapındaki etkinliklerinin en verimli sonuçlarını Türkiye’de almaktalar.
Ermenilerin ön yargılarının, son yargılarının Alman vakfının ilgi alanına girdiğini sanmıyoruz. Ama Türkiye ile ilgili mesailerinin verimli sonuçlar doğurduğu yazımız konusu ve diğer etkinliklerden belli oluyor. İnsanlarımızın tarih ve ulus bilincinin, sivil görünümlü siyasal nitelikli vakıf ve benzerlerince aşındırılma çabalarının çok yönlü olarak son hızla devam ettiği anlaşılıyor.
Ermeni fotoğrafçı R. Mangasaryan’ın “En önemli farkınız, değişik kültürlerin, dinlerin bir arada yaşadığı bir ülke olmanız, ERMENİSTAN’DA YAŞAYANLARIN YÜZDE 99’U ERMENİDİR” sözleri gazetenin başlıktaki Ermeni ve Türkiyeli tanımı konusunda epeyce açıklayıcı ve düşündürücü…
Mangasaryan’ın başka amaçlar için söyledikleri, Ermenistan’daki etnik arındırmanın ulaştığı oranı göstermesi bakımından çok çarpıcı: Yüzde 99!.. Okurlarımıza Ermenistan tarafından askerî işgal altında tutulan, hukuken Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’da, Aralık 2006 ayı içinde Ermenilerce yapılan uydurma bir oylama ve alınan kararla bağımsızlık ilanını hatırlatalım. Gerçekte yapılan tarihsel ve hukuksal olarak Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ın bir oldubitti ile Ermenistan’a ilhakıdır.
10 Aralık 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesine göre Türkiyeli (!) fotoğrafçı Ö. Yurdalan Erivan’dan çok olumlu izlenimlerle, ortak kültürel paydaların varlığına tanıklıkla dönmüş.
12 Aralık 2006 tarihli Cumhuriyet’te ise yine Erivan’dan dönen Leyla Tavşanoğlu’nun izlenimleri çok farklı: “Ermenistan’da Türk olmak zor; Erivan’da eski bir Ermeni şarkısının CD’sini almak istiyorum. Tezgâhtar nereli olduğumu öğrenince bana satmak istemiyor. Elim boş dönüyorum.” Bize göre hata Tavşanoğlu’nda. Niye mi? Tezgâhtar aranan CD’yi bulmuş. Tavşanoğlu’na “Nerelisiniz?” diye sorunca “Türküm” diye cevap verilir mi? doğru cevap elbette ki “Türkiyeliyim” olmalıydı…
Henrich Böll vakfının işi zor. Kalın kafalı Türkleri Türkiyeli yapıncaya kadar daha epey mesai harcaması gerekecek.
|