.

 

Sevil İrevanlı  

Chirak’ın hobisi soykırım


Fransız Cumhurbaşkanı J. Chirac’ın da sahte soykırımlar meraklısı olduğunu öten yazılarımın birinde yazmıştım. Bunun somut göstergesi olarak resmi ziyaret için gittiği Ermenistan’da ayağının tozu ile soykırım anıtını” ziyaret eden Chirac Türkiye’ye ve Azerbaycan’a bir gönderme yaptı. Ermenistan’ın başkenti Erivan’da düzenlediği basın toplantısında, sahte soykırım konusundaki, soruyla ilgili yaptığı açıklamada “Yanlışlarını ve dramlarını kabul eden bir ülke büyür” diye konuşmuştu.

Fransa parlamentosu 2001 yılında kabul edilen yasayla sahte “Ermeni soykırımı”nı resmen tanımıştı. Ekim 2006 yılında ise Fransa Ulusal Meclisi sosyalistlerin önerdiği soykırımı inkârı cezalandıran yasa teklifini Fransa’da ikamet eden 500 bin Ermeni’nin katkısıyla onayladı. Bu tasarıya göre, Fransa’da Ermeni katliamını inkâr edenler bundan sonra cezalandırılacak. Yasanın ciddi destekçilerinden biri olarak sayılan ve UMP’nin Ermeni asıllı milletvekili Patrick Deveciyan Türkiye’nin soykırımı tanıması gerektiğini, bunu yaparak onurunu yitirmeyeceğini aksine büyüyeceğini düşünüyor. “P. Deveciyan kimdir?” sorusunu şöyle tanımlamak gerekir. Ermeni asıllı Fransız milletvekili Deveciyan aslında, üst düzey bir Osmanlı bürokratı olan Kareki Deveciyan’ın torunu. Ermeni şovenizminin özelliklerini taşıyan ve Fransa’da her dönem bakanlık yapmış, siyaset sahnesinin en önemli aktörlerinden biri. Yıllarca Cumhurbaşkanı Jasgues Chirak’a da yakın isimlerden biri olan Patrisk Deveciyan, ülkede geleceğin başbakanı olarak görülüyor. Fransa’da 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayı olarak görülen UMPM’nin lideri ve Türk düşmanlığı sergileyen İçişleri Bakanı Sarkozy’nin de 30 yıllık arkadaşı, sağ kolu ve danışmanı. Sarkozy cumhurbaşkanı olursa Deveciyan’ın da Fransa başbakanı olması bekleniyor. Böylelikle cumhurbaşkanlığı koltuğunda kimin oturmasına bağlı olmayarak mahir aktör bir elinde iki karpuz tutmasını iyi biliyor.
Fransız Cumhurbaşkanı J. Chirac’ın da sahte soykırımlar meraklısı olduğunu öten yazılarımın birinde yazmıştım. Bunun somut göstergesi olarak resmi ziyaret için gittiği Ermenistan’da ayağının tozu ile “soykırım anıtını” ziyaret eden Chirac Türkiye’ye ve Azerbaycan’a bir gönderme yaptı. Ermenistan’ın başkenti Erivan’da düzenlediği basın toplantısında, sahte soykırım konusundaki, soruyla ilgili yaptığı açıklamada “Yanlışlarını ve dramlarını kabul eden bir ülke büyür” diye konuşmuştu. Daha sonra Chirac Türkiye’nin AB’ye girmesi için “Ermeni soykırımını” resmen tanımasına gerek olduğunu söyleyerek, “bir millet ve bir ülke tarafından tarihi bir hatanın resmen tanınması o ülkenin büyüklüğünün delilidir”dedi. Konuşmasının sonunda Türkleri daha fazla kızdırmamak için her zaman Türkiye’nin AB’ye girmesi taraftarı olduğunu da sözlerine ekledi. 3. Ekim tarihinde Chirac’ın Ermenistan ziyaretine de eşlik eden P. Deveciyan, Chirakın Türk karşıtı tutumu ve sözlerini gerekçe göstererek Cumhurbaşkanının bu girişimle büyük bir tarihi adım attığını söyledi. Deveciyan Türk hükümetinin ve milletinin bu tasarıya tepki göstermesini ve rahatsız olmasını doğal olarak nitelendirirken, Ermenilerin yaklaşık 90 yıldır böylesi bir günü beklediğine ve uygun yasal ortamın oluşmasıyla haklarını elde edeceklerine inandığını belirtmişti. J. Chirac Ermenilerin uzun yıllardan beri sınır geçit koridorunun açılması ile ilgili geniş çaba gösterdikleri bazı konulara deyinerek sınır açılmalı diye bir açıklama da yaptı. Seçimler yaklaştıkça Fransa’daki 500 bin Ermeni’den alacağı oyun hizmetini de böylece yapmış oldu. Fransız cumhurbaşkanı J. Chirac sahte soykırım anıtları başında nutuklar atarken kendi geçmişine bakarak Fransa’nın Almanya’ya Yahudi soykırımında nasıl yardım ettiğini unutmamalı. Yahudi kökenli vatandaşlarını nasıl Alman toplama kamplarına gönderdiğini belgelerle kanıtlayan Ahirliçk Meyer’in “Fransa’da Alman işgali 1940–1944 Direniş ve Yahudi Takibatı” adlı kitabını okusunlar ve kendi geçmişlerini unutmasınlar. Türkiye’yi ve Türkleri sahte soykırım iddiaları ile suçlamaktansa, kendilerinin yakın tarihlerde Cezayir’de 2. 5 milyon Müslüman’a ve 7 Nisan 1994’te üç ay boyunca Ruanda’da 937.000 insana yaptıkları soykırımların yüz karası tarihlerine bakıp utansınlar.
Almanya Fransa’nın tam işbirliği sayesinde Yahudileri kolaylıkla tespit etti ve 76.100 Yahudi’yi toplama kamplarına göndererek yok etti. Gece gündüz demeden insanları Nazilerin ölüm kamplarına taşıyan Fransız demiryolları insanlığa karşı suça ortaklık” nedeniyle de mahkûm oldu ve tazminat ödemesine karar verildi. Her halde Ermeniler de Fransa’nın ödediği tazminattan esinlenerek sahte soykırım iddiaları ile Türkiye’den yüklü miktarda tazminat alacağına özeniyor. Ama yanılıyor!. Tarih ve Türkler asla bu sahte soykırımı tanımaz… Soykırım olmuşsa da bunu 1914-1915’te Ruslarla işbirliğine giren Ermeni-Taşnak çeteleri hem Türkiye’de hem de eşzamanlı olarak Azerbaycan’da yapmışlar. Bunları hiçbir zaman unutmasınlar. Unutmasınlar ki bir gün gelecek bütün Türkler birleşerek bir yumruk gibi onları sıkıştıranlara karşı kalktığı zaman Ermeni teröristleri Türklerin elinden hiçbir şey hiçbir güç kurtara bilmeyecektir… Sadece Fransa parlamentosunda değil, Avrupa parlamentosunda da soykırım iddiaları sürekli gündeme gelmektedir. Yaşanan bu mücadelede Türkiye ve Azerbaycan mağlup olmamalı, daha tutarlı adımlar atarak sahte soykırım iddialarını ifşa edecek delilleri arşiv belgeleri ile ortaya koymayı başarmalı. Bu vesileyle ister Avrupa isterse de Fransa parlamentolarında gerek Ermeni gerekse de Keldani soykırım iddialarının yanında, ilerde mesela gelecek yılın ilerleme Raporunun müzakeresi sırasında yeni hortlayan Pontus ve Süryani soykırım iddialarının da gündeme geleceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu tartışmaların belki başka bir yoğunlukta da olsa tekrar yaşanacağı haberini şimdiden söyleyelim. Emperyalist odakların dayattığı Türkiye imajını Avustralya’da da gösterdi. Avustralya’da 30 Eylül tarihinde The Age gazetesinde yayınlanan bir karikatürde Atatürk’ü öven Avustralya maliye bakanı Reter Gostello, elinde Atatürk’ün naşını tutarken gösterildi. Alt kısmında (Gostello) HE RAISETH UPATAURK.“Atatürk’ü diriltti” yazısı bulunan karikatürde, Atatürk’ün elinde “Ermeni soykırımı” yazan bir kâğıt gösterdi. Hâlbuki M. K. Atatürk bir avuç kabile halinde olan Ermeni çetesinin değil, Türkiye’yi ve Türk topraklarını işgal etmek için sinsice vatanımıza sokulan emperyalist güçlerin başını ezmişti Çanakkale’de. Hatta Hollanda’da 22 Kasımda yapılacak seçimlere katılacak iki büyük partinin milletvekili soykırım iddialarını kabul etmedikleri için aday listesinden çıkartıldı. 3 Türk kökenli adaya ya soykırımı kabul edin, yada parti içinde siyaset yapma yolunuz kapatılır gibi tehditler uygulanıyor. Belçika’daki 8 Ekim seçimlerinde ise Derya Bulduk’un adaylığını onaylamak için “Ermeni Soykırım”ı iddialarını kabul etmesini isteyen “FDF” (“Fransız’ca Konuşanların Demokratik Cephesi”) partisi Belçika genelinde MR olarak biliniyor. Bulduk’u adaylıktan atan ve onu istifaya zorlayan da FDF’nin içinde yer alan MR partisidir. Ermenilerin en büyük destekçisi olan MR Ermeni soykırımı iddialarını ders kitaplarına da sokmaya çalışıyor. Bütün Avrupa parlamentoları Türk düşmanlığı sergilemeye devam ediyorlar. 24 Nisan 2006 yılında Fransa’nın Sokak ve meydanlarında dikilen sahte soykırımlar listesine 2007’de Pontus ve Süryani soykırım anıtı da eklenecektir haberiniz olsun.


www.ufukotesi.com - 11 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.