Kulvar

 

Cihangir Arık  

ORDU VE DİĞERLERİ


Bu ülkede hala birileri yemek yediği kaba tükürüyor ve maalesef kanunlar bile buna çanak tutuyor ve Avrupa bunlara bu hareketi yaptığı için ödül veriyor. Yere batsın ödülünüz. Sizler, ben de göz olsanız gözümü oyardım, ayak olsanız ayağımı keserdim kanser gibi yayılmayasınız diye! Can olsanız ve o bendeki can vatanıma ihanet ve delalet içinde olur diye o canı da atardım.‘Ne mutlu ki Türk’üm’.

Ülkemizi AB’lileştirmek adına milli değerlerden verilen tavizler artık bıçağın gırtlağa dayanmasına benzer duruma geldi. ‘Milli duruş’ adına çok şeyin laçkalaştığı, taviz üstüne taviz verildiği uydurma siyaset artık bunalttı milletimi ve bizi. Ama milli değerlerimize yapılan bu kadar saygısızlık ve edepsizlik fırtına öncesindeki sessizliğin ta kendisi. Ermeni sınır kapısını aç, Kıbrıs’ta liman aç, Kerkük’ü peşmergelere bırak, askeriniz fazla, asker sayısını azaltın…Başka!... Başka bir emriniz var mı efendim!
AB’nin Türkiye temsilcisinin bir tv kanalında sarf ettiği sözler başkalarını bilemeyiz ama vatanını seven insanlar üzerinde tarifsiz bir rahatlık oluşturduğunu düşünüyoruz.
Kim ne kadar atar kim ne kadar satar bu vatanı onu tarih gösterecek ve yargılayacak. Ama AB temsilcisinin; ‘biz ordu ile 4 yıldır görüşmek istedik fakat görüşemedik hatta olumsuz bir cevap dahi alamadık.’ Cümle aynen böyle. Şu gerçeği görmek güzeldi bu sözlerden. Demek ki hâlâ bu ülkemin milli değerlerine sahip çıkan milli değerlerden taviz vermeyen birileri var ve bu kurum ‘TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZ’. AB li temsilcinin söylediği ‘olumsuz bir cevap bile alamadık’ sözü bu ülkenin altına dinamit koyanlarla muhatap olunmadığını gösteriyor. Tabi ki ‘ret’ cevabı vermek kaale almaktı. Hiç cevap vermemek en güzel tarafıydı. Ve ordumuz bu anlamda milletimizin düşüncesine tercüman oldu. Ordudan emekli olan paşalarımız her fırsatta söylüyor ve belirtiyor Ülkemiz üzerine oynana oyunları. Yalan mı söylüyorlar? Elbette doğru söylüyorlar ve söyleyeceklerde ve bu doğrultuda baktığımızda Ordumuzun onları kale almaması da çok doğru bir karar. Ordumuzun ne kadar doğru kararlar verdiğini Lübnan’a asker gönderme meselesinde bir kez daha ortaya çıktı. Kuzey Iraktaki bölücülere vurucu hareket kullanma konusu gündemdeyken buraya olacak harekâtı engellemek amacıyla Lübnan’a asker göndermek için seferber olundu. Bizim yüreğimizdeki ateşi söndürmek varken, birilerinin koruduğu teröristlere gün doğdu. Hedef saptırılarak askerimiz Lübnan’a yönlendirildi. Ama Genelkurmay Başkanımız Sayın Yaşar BÜYÜKANIT paşam çok önemli bir mesaj verdi.’biz gitmiyoruz gönderiliyoruz’. Bu sözü herkesin çok iyi algılaması lazım.
Paşam aslında; ‘bizim öncelikle olmamız gereken yer orası değil başka yer olmalıydı, biz Lübnan’a biz istediğimiz için değil hükümet öyle istediği için gidiyoruz’ dedi. Bu çok anlam ifade ediyor bunu milletimiz çok iyi görecektir bundan eminiz. Amerika kuzey Irakta adım adım kürt devletinin kurulmasında çok önemli mesafeler kat etti. Bu bir gerçek. Bir yandan da Türkiye’nin bu durumda neler yapabileceğini düşünüyor ve Türkiye’nin aklını bu tarafta yoğunlaştırmamak için elinden geleni yapıyor. Amerika bizim sabrımızı ölçüyor, gerçi hükümet sabrımız taşıyor dese de taşmaz, taşması için olan biteni Türk ruhu ile algılaması lazım o da onlarda yok.
Bir takım görsel ve yazılı medyanın Ordu üzerinde baskı oluşturmaya çalışması da, AB’lilerce ne kadar iyi nemalandığını gösteriyor. Şu iyi bilinir ki tarih boyunca Türk milletinin en büyük gurur kaynağı Ordu olmuştur ve bu gelenek bozulmamalıdır ve Türk milleti her zaman onun yanındadır.
Bu ülkede hala birileri yemek yediği kaba tükürüyor ve maalesef kanunlar bile buna çanak tutuyor ve Avrupa bunlara bu hareketi yaptığı için ödül veriyor. Yere batsın ödülünüz
Sizler, ben de göz olsanız gözümü oyardım, ayak olsanız ayağımı keserdim kanser gibi yayılmayasınız diye! Can olsanız ve o bendeki can vatanıma ihanet ve delalet içinde olur diye o canı da atardım.‘Ne mutlu ki Türk’üm’.
Seçimli günlere girmeye başlıyoruz artık. Öyle bir laf cambazlıkları başlayacak ki yine yalanın bini bir para. Herkes milletimizin en hassa duygusu olan ‘VATAN SEVDASI’nı yine ağzına sakız yapanlarla dolacak. Meydanlar daha düne kadar ağzından ‘TÜRK’ sözü çıkmayan siyasetçilerin ‘TÜRK’ lük demeçlerine sahne olacak. Milletimizin bu demeçlere artık inanmayacağını umut ediyorum, bir ay yalan konuşup sonrada saman altından su yürütüp Vatanı karış karış satanlara inanmamaya çağırıyoruz herkesi.


www.ufukotesi.com - 11 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.