Elimde bir ABD haritası var. Bir arkadaşım gönderdi. Üstelik de sayın ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in NATO toplantısında Türkiye’yi parçalanmış olarak gösteren ABD üniformalı albayın ortaya koyduğu harita ile ilgili özür dilediği esnada geldi.
Bu haritada neler yok ki? Büyük Ermenistan, Peşmerge devleti, Pontus devleti… Ooo ne ararsanız hepsi mevcut! Sakın sözüm ona ABD’li askerlerin hazırladığı ve en büyük ikinci askeri güç olduğumuz NATO toplantısında ortaya açılan Türkiye haritasından bahsediyorum zannetmeyin! Basbayağı ABD haritasından bahsediyorum… Hani 50 küsur devletten oluşan içinde 72,5 buçuk etnik milletin bulunduğu, terörle savaşan ama bir türlü PKK’ya gücü yetmeyen, hatırladınız değil mi?
Sayın Bakanım Vecdi Gönül, bu satırlar aracılıyla size sesleniyorum! ABD’li meslektaşınız ile bir daha karşılaştığınızda, benim adıma da siz özür dilerseniz sevinirim. “Vallahi dizgi hatası olarak sehven yayınlanmış. Yoksa bu harita Türk devlet ve hükümetinin resmi görüşünü hiçbir şekilde yansıtmıyor” dersiniz bir zahmet…
Yani dost ve müttefik bir ülkenin hem de albay seviyesinde bir subayı NATO toplantısında Türk subaylarının önüne böyle bir harita koyup bir de hâlâ o görevde devam edebiliyorsa, bizce Türkiye ABD ile bütün ilişkilerini acilen gözden geçirmesi gerekmektedir. Yahut yanlışlıkla alternatif ABD haritaları yanlışlıkla NATO toplantılarında ABD’li subayların önüne konulmalıdır.
Hani hatayla, Muavenet gemisinin vurulması gibi veya hatayla Türk istihbarat timinin başına çuval geçirip, yanlışlıkla Kerkük sokaklarında dolaştırılmaları gibi, ya da terör saldırısı sonrasında ‘Bu teröre karşı başlatılan bir Haçlı Seferidir’ denilmesi gibi…
Aksi durumda Türk Milleti’nin sabır taşı çatlama noktasındadır. Bu tepkiler dikkate alınmalıdır. Hem kendi idarecilerimiz tarafından; hem de aklı başında ütopik-ham hayallere kapılmayan ABD’li devlet adamları tarafından bu tepki dikkate alınmalıdır.
Aksi durumda zamanımız son sürat kapanmaya doğru giden bir çağa doğru gitmektedir.
Yeni kurulacak çağda Türkiye yer bulmak istiyorsa, önce kişiliğini kabul ettirmek zorundadır. Yani Türkiye’nin kırmızı çizgileri kesin olmalıdır. Tabii bu çizgileri koruyacak gücü de bulundurmalıdır. Aksi durumda varlığımız tehdit altındadır. Elin gâvuru dediğimiz adamlar düşünce kuruluşlarında her gün yeni projeler üretirken biz ise hâlâ kıytırık bir Nobel’i tartışıyorsak; bu ülkeye ve bizlere bağlanan umutlara yazık oluyor demektir…
ABD’li düşünce kuruluşu Global Security’nin resmî internet sitesinde yayınlanan yandaki haritalarda 1919’dan günümüze hayalî bir bölgenin, hayalî tarihi gösteriliyor.
Ardından da güya tarafsız bir eda ile Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası için uydurulmuş tarih yazılıyor. Hem de PKK terör örgütü ağzıyla… Aslında Türkiye şu anda çok ciddî bir kavram kargaşası yaşamakta. Türk milleti uyutularak, ölüm gösterilip sıtmaya razı edilmeye çalışılmakta... Türkiye’deki tek millet, tek devlet ve tek bayrak gerçeği yavaş yavaş ‘aman terör dursun da ne olursa olsun’ şeklinde sulandırılmakta. Türkiye için ha PKK, ha IKDP, ha IKYB, ha Kuzey Irak otonom bölgesi veya diğerlerinin hiç bir farkı yoktur! Bu gerçek açık olarak devlet adamlarımızca deklare edilmelidir. Türkiye’nin sıkıntısı, tek millet olan Türk Ulusu’nun Türk-kürt-çerkez-laz-abaza-arnavut vs. şeklinde bölünmesidir! Türkiye’nin sıkıntısı, topraklarının bir bölümünün ana vatandan koparılmasına yol açabilecek herhangi bir girişime karşı gerekli sert tepkinin verilmemesidir! Türkiye’nin sıkıntısı, bölücü veya yıkıcı herhangi bir unsurun bu ülkede fütursuzca zehrini kusmasına müsaade edilmesidir!
Türkiye’nin bir ideali vardır. O da Misak-ı Millî sınırları içerisinde bir, bütün ve iri olarak muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaktır! Ancak bu sayede Türk Dünyası bir güç haline gelecektir.
|