Kulvar

 

Cihangir Arık  

KEPAZELİK…!


Kanıma dokunuyor, Türk Milleti’ne hakaret ediliyor, birkaç vatansever evet sadece birkaç vatansever çıkıyor, vatanını sevdiği için bu durum kanına dokunduğu için bu durumu mahkemelere kadar götürüyor, helal olsun…! Söylemek istediğimiz başka şeyler var aslında olayın daha da ilginç yönleri var afyon yutmuş, uyuyan, ‘tarlaya ektim bostan yan gel oğlum Osman’ tabirini çok güzel yaşayan milletimize birkaç sözümüz olacak.

Türk milletini yazdığı bir kitapla aşağılayan ve bu yüzden mahkemeye çıkan şahış ki adını söyleyip kimseye ezberletmeyeceğim, en azından ben öyle yapmayacağım. Mahkemeye çıktığı tarih 21.09.2006, mahkeme öyle bir jet hızı ile bitiyor ki, Türk tarihine rekor olarak geçer herhalde. Olayın daha ilginç tarafına dikkat çekelim. Aynı gün sayın başbakan kendisine uzatılan mikrofona şunları söylüyor.’ben berat kararından memnunum, zaten dün gece aramıştım, ‘bebeğiniz hayırlı olsun demiştim’. Çok enteresandır, ‘zaten’ aramıştım sözü, bakınız nereye gidiyor işin ucu. Aslında Sayın başbakan diyor ki; ben dün gece aradım demekle ‘sayın yazar, siz rahat olun hayırlı olsun berat ettiniz, ha bu arada bebeğiniz de hayırlı olsun’, yani bebek doğmuş olsaydı da olmasaydı da o şahış telefonla aranacaktı ve hayırlı olsun denecekti.
Bir şehit ailesini başsağlığı için aramayan sayın başbakan, Türk milletini aşağılamaktan mahkemelere düşmüş bir şahsı arayıp ‘hayırlı olsun’ ve üstelikte ona müjdeli haberi vermek için!.tamam diyebilirsiniz. Peki, o ailesinin evladı birine hakaret edip sonra da kurşun mu yedi! Hırsızlık yaparken mi vuruldu, yoksa birinin malına ırzına tecavüz ederken mi yoksa çuvallarla paramı hortumladı!
O kahraman; Vatan toprağını savunurken şehit oldu, o aile aranmayı hak etmiyor muydu? Ve vatanseverleri sokakta mahkeme önünde görmek istemiyorum! Diye talimat verilmiş, korkarım ki yarın bir gün bir taraftan girecek hain ellerin de karşısına da hiçbir vatansever çıkmasın diye talimatlar verilir. Buna da hiç mi şaşırmam.
Kurtuluş savaşında düşman Urfa’ya doğru yaklaşıyor, kahvede oturan köyün efelerine haber ulaşıyor “düşman Antep sınırından Urfa’ya girdi” herkesten garip bir ses; bir şey olmaz. Bir gün sonra ‘düşman şehre girdi’ yine aynı hal; bir şey olmaz, akşama doğru ‘düşman mahalleye girdi. ‘bir şey olmaz’ aradan çok kısa bir süre geçiyor geliyor haberci ‘düşman isot (biber) tarlalarına girdi.bunu duyan Urfalım ‘Allah Allah’nidaları ile ‘vay demek isot tarlasına girerler haa..diyerek kazma kürek yaba bıçak silah ne bulduysa düşmanı çok kısa sürede layık olduğu yere gönderir.
Şimdi herkeste ki ‘isot tarlası’ ölçüsü nedir bilemez olduk, bakalım nereye kadar sürecek hain ve düşman ilerleyişi. Belki de inceldiği yerden kopar.
Ama bildiğimiz tarihin de yazdığı çok güzel bir şey var Türk Milleti’nin sabrı kolay taşmaz, taşarsa da onu durduracak durak olmaz.
Aynı ay içerisinde kutlayacağımız Ramazan Bayramı ve Cumhuriyet bayramını Ufuk ötesi ailesi olarak kutluyoruz. Nice Bayramlara….
Cihangir_arik@yahoo.com


www.ufukotesi.com - 10 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.