.

 

Sevil İrevanlı  

Irak Meselesinde Yahudi Parmağı


Ermeniler Erivan’da sayılarını arttırmak için yurt dışında yaşayan soydaşlarını Erivan’a taşıdıkları gibi, Kürtler de her gün Kerkük’e Suriye’den ve başka arazilerden 500 Kürt göçürüyor. ”New York Times” gazetesi de bunu gözlemleyerek şöyle yazdı: “Kürtler Kerkük iddialarını 2004 ağustos ayından sonra daha da hızlandırdılar. Kerkük’e ortalama hesapla günde 500 Kürt yerleştirildi.

(Amerikan- Kürt iş birliğinin acı neticeleri.)
Irak’a “demokrasi” getirmek oyununun arkasında hangi sebeplerin dayandığı gittikçe aydınlanıyor. Artık İsrail için tehlike teşkil eden Irak arazileri harabeliklere çevrilmektedir. Nitekim Yahudiler ABD’nin rehberliği ile şarkta yaşayan Kürtleri harekete geçirmekle planlarını hayata geçiriyor. Onların dinî kitaplarında olan ve mukaddes sayılan arazilere şimdiki Kuzey Irak da dâhildir. O bakımdan, Türkiye’nin güneydoğu hissesini de kendi tarihi toprakları içinde hesap ediyorlar. Onun için Kuzey Irakta yaşayan Yahudiler, özellikle de Yahudi asıllı Kürt olan Barzanileri her zaman faalleştirmeye çalışıyorlar. Tesadüfî değil ki, İsrail’de yaşayan 200 binden çok Yahudi asıllı Kürtle, Kuzey Irakta yaşayan Kürtler (Barzaniler) daima birbirleriyle alaka kurmuşlardır. Bir nice istikametten yönlendirilen Kürt aşiret başçıları ise Kürtleri daha da radikalleştirerek neticesi belli olmayan sona aparmaktan çekinmiyorlar.
Yahudi bankalarından ipoteksiz kredi alan Kürtler, tarihi Türkmen topraklarına sahip olmak için el birliğiyle seferber oldular ve Türkmenlere ait bütün nişaneleri yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
“Tsoviç-Tsov Hayastan” (denizden denize Ermenistan) devleti kurma hayallerini gerçekleştirmeye çalışan Ermeniler, XX. asrın başlarında Batı Azerbaycan Türklerine karşı amansız bir soykırım başlattılar. İnsanlar öldürüldü, camiler yakıldı; abideler, mezarlar dağıtıldı, bütün yer yurt adları değiştirilerek Ermenileştirildi. Sonunda Erivan’da yaşayan bütün Türkleri Türk-Oğuz topraklarından zorla çıkardılar. Aynı senaryolar şimdi de “Büyük Kürdistan” devletini kurmak için Kürtlere her türlü desteği veren ABD ve İsrail’in aktörlüğüyle hayata geçiriliyor. Kuzey Irakta kadim abideleri, arşivleri, Türkmen kabristanlıklarını dağıtıyor ve çeşitli tazyiklerle Türkmenleri arazilerinden göçürüyorlar. Hatta Türkmenlerin topraklarını ve başka mülklerini alarak onları öz yurtlarından çıkarıyorlar. ABD askerleri ekseri hallerde Kürtlerin yaptığı bu cinayetlere göz yumuyor. Amerikan-Kürt işbirliği neticesinde Türkmenlerin toplu yaşadığı ilçelerde Kürtlerin yaptığı soykırımlar tesadüfî değil. Çünkü Süleymaniye, Musul, Kerkük, Telafer’de ve başka bölgelerdeki Türkmen soykırımlarını hatırlarsak, bir daha aydın oluyor ki burada ABD’nin de suçu az değildir.
Hatırlatmak isterim ki, 2004 Eylülünde Kuzey Irakta Suriye ve Türkiye sınırlarında yerleşen, ahalinin yüzde 90’dan çoğu Türkmen olan Telafer ilçesinde 360 bin insanın yaşadığı bütün arazileri bombalayan ABD silahlı kuvvetleri ve Kürtler, orada yaşayan bütün Türkmenleri çıkardılar ve bine yakın Türkmen öldürüldü. Türkiye’nin keskin müdahalesi sonucu insanların öz evlerine dönmelerine izin verilse de özel timlerle dönenleri kontrol edenler yine de Kürtlerdi. Lakin Kuzey Irakta Türkmenlerin tarihî hakkının mevcut olduğunu bilen, aynı arazilerde Kürtlerle Türkmenler arasında karşı durma (muhalefet) yaratan güçler zaman zaman rahatsız oluyorlar. Çünkü Kürtlere pirim veren ve bazen de yardım eden ABD, arazide sabitliği kontrol etmenin gittikçe zorlaştığını görüyor. Kürtler Kerkük’ü kendilerine başşehir seçmek istiyorlar. ABD başkanı Corc Buş konuşmalarının birinde bildirmişti ki, XX. asrın başlangıcında Kerkük’te ahalinin yalnız yüzde 5’ini Kürtler teşkil ediyor. Irakta nüfus sayımı zamanı Kürtler Kerkük’te sayılarını hızla arttırıyorlar.
Ermeniler Erivan’da sayılarını arttırmak için yurt dışında yaşayan soydaşlarını Erivan’a taşıdıkları gibi, Kürtler de her gün Kerkük’e Suriye’den ve başka arazilerden 500 Kürt göçürüyor. ”New York Times” gazetesi de bunu gözlemleyerek şöyle yazdı: “Kürtler Kerkük iddialarını 2004 ağustos ayından sonra daha da hızlandırdılar. Kerkük’e ortalama hesapla günde 500 Kürt yerleştirildi. Bölgelerde 28 ay içerisinde şehirde yerleştirilen Kürtlerin sayısının 72 bin olduğunu yalnız ağustos ayında 20 bin Kürdün getirildiğini sübut ediyorlar.”
Seçimler yaklaştıkça bu faaliyet daha da hızlandırıldı. Saddam Hüseyin’in zamanında 5 bin Kürdün kovulduğunu bahane edenler bu işte onlara her taraflı hak kazandırdılar. Şehirden göçürülen Türkmenler ve Asurilerin ise Kerkük kenarında mahdut arazilerde köylerde kaldıkları bildirilyor. Kürtlerin göç planı Kerkük’ü bir Kürt şehri haline getirmek amacı taşıyor. Hatta onlar Irak’ın başka arazilerinden hamile Kürt kadınlarını doğurtmak için Kerkük’e getirdiler. Bütün bunlara tanıklık eden Amerikalı kumandanlar da itiraf ediyor. Bu gidişle demokratik değişiklikler zorlaşacak. Kerkük bölgesinde Amerikan kumandanı General Con Batista, Kerkük’ün Irak’ın Kosovası olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
Amerikan silahlı kuvvetleri Bush yönetimine zaman kaybetmeden bölgedeki durumu dikkate almayı bildirmeyi lüzumlu gördü. Lakin ABD’nin iç ve dış politikasında sözü geçen Yahudilerin istekleri her şeyde öncüllük kazandı. Irak’ta 2005 ocak ayında tertiplenen seçimlerde sayı olarak Türkmenlerden az olan Kürtlere 73 millet vekilliği, Türkmenlere ise topu topu üç sandalye vermekle yetindiler. Bu tür sahtekârlıklar dünyanın hiç bir yerinde görülmedi, ahalinin büyük ekseriyeti Türkmenler olduğu halde reylerin çoğunu Kürtler aldı!
Türkiye Irak arazilerini bin yıllarca idare eden devlet olarak ABD’ye itirazını bildirse de, Kerkük’te hiç bir şey değişmedi. Ermeniler Sovyetler birliğinin desteği ile sahte Ermenistan devleti yarattıkları gibi, Kürtler de ABD ve İsrail’in planladığı senaryo ile Kuzey Irak’ta Bir Kürt devleti kurmanın çabası içerisindeler.

irevanlisevil@yahoo.com.tr


www.ufukotesi.com - 09 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.