Kulvar

 

Cihangir Arık  

Avrupayı kaynatsan olur mu şeker?..


Bitirilmeye çalışıldı, başarmak üzereler. Bu ülkenin altına dinamit konuldu, herkes de bunu fıstıklı lokum zannetti. Bu ülkenin altı yıllardır oyuldu, bir nesil hatta iki nesil ne olduğunu bilmez bir insan sürüsü oldu. Beyinlere afyon, yüreklere birbirine karşı kin ve ihanet tohumları ekildi, bunu önleyecek ana, baba, amca, dayı vs. vs. onlar da bu manzarayı seyretti.

Alın da görün seyrettiğiniz filmden ne çıktı. Koskoca bir hiçlik abidesi. Tek derdi karşı cins, tek derdi para, tek derdi şekilcilik, tek derdi özenti…Bu özenti ülke için, bilim için, ilim için olsa amenna!.. Ama özenilen şey, nerde işe yaramaz, kokuşmuş (güya onlara göre Avrupalılık) töre, örf, âdet, gelenek, görenekleri aşağılayıcı ne varsa alındı özenti olarak. Yazık!.. Bütün dünya saf altın medeniyeti Türk toplumundan almışken, bizim gençliğimiz şimdi onların kokuşmuş değerlerini baş üstüne koymaya çalışıyor ve neticesini de açık seçik görüyoruz. Okumadan, ilim ve bilim sahibi olmadan ancak bu kadar vatansever olunuyor. Sadece sılogan at, sonra git yan gel yat!
Bir, hatta iki nesil kayboldu; ey analar, ey babalar, ey gerekli merciler, teşhis belli, önemli olan tedavi etmek. Kaç gün, kaç defa aldınız evlatlarınızı karşınıza, kaç defa anlattınız vatan ne demek? Örf ne demek? Gelenek ne demek? Görenek ne demek? Anane ne demek? Ahlak ne demek? Canım ülkemin bu hale düşmesinin sebebi, bu ülke ve millet menfaatine olacak her şeyin onlara yabancı kalmasıdır. Yalnız teşhis koyarak bir yere varılmıyor. Çözüm önce vatan, millet ve ahlak değerlerinin onların özüne yerleştirilmesiyle mümkündür. Bir insan kötü bir değeri alabiliyorsa iyiyi de alır elbet, yeter ki bu amaçla mücadele verilsin. Aynı fikre mensup binlerce insan bir aradayken, birbirinin gözünün içine bakıp neredeyse düşman gibi görüyorsa birbirini, çok şey kaybetmişiz, çok!
1980 döneminden sonra yetişen gençlik ve sonrası gençliğin büyük çoğunluğu sadece şekil ve fizik olarak büyüdü, beyinlerde vatan, millet, bilim gibi bütün değerler küçüldü. Bunun da en büyük sebebi aileden başlayıp, çeşitli yayın organlarında devam eden bu ülkeyi yok etme pıropagandası güden haçlı ruhuna müthiş derecede hizmet eden hain tayfasının sıkı çalışmasıdır.
Avrupa imış; medeniyet imiş; bilmem neymiş!
Birazcık beyin çalıştıralım sadece birazcık! Tarih boyunca haçlının en büyük düşmanı kimdi? Düşünmeye ne gerek var tabiî ki Türk Milletiydi. Her seferinde bozgun yemişlerdi çünkü?
Şimdi soruyorum: Hangi insan veya topluluk, kendisini bozguna uğratan bir millet için iyi şey düşünür, onun menfaatini gözetir? Yani şimdi Avrupa bizi düşünüyor, iyiliğimizi istiyor diye mi aralarına almaya çalışıyor? Komik oluyor komik! Hiçbir şekilde bozamadıkları Türk’ün birliğini bozmanın tek yolu bu bütün milli değerleri bir bir yok etmekten geçer. Bu ülkede bu kadar boş beyin oldukça da istediklerini elde edecekler. Bu beyinleri ilmî ve millî değerlerle beslemek, vicdan ve izan sahiplerine ve koltuk sevdasına kapılmayan vatanseverlere düşüyor.
Bir musibet mi, bin nasihat mi?
cihangir_arik@yahoo.com


www.ufukotesi.com - 09 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.