İsrail, kaçırılan 2 askeri için önce Filistinli 50 kadar bakanı kaçırıyor, sonra Filistinlileri kadın, çocuk demeden öldürüyor. Bu da yetmiyor, Lübnan’a saldırılar başlatıyor ve burada katliama girişiyor. Çeçenistan’da Rus vahşeti devam ederken Şamil Baseyev şehid ediliyor. Türkmenler, baldırı çıplakların insafına terk edilmiş bir halde inim inim inliyor. Doğu Türkistan’da hâlâ Çin zulmü hız kesmeden devam ediyor. Kıbrıs’ta ise hâlâ ayak oyunları sürdürülmekte… |
Hani mavi denizlerim,
Üç kıtada nal izlerim, Kör mü oldu bu gözlerim, Çaşıtları (casusları) seçmez gayrı
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, hep Müslümanların olduğu yerlerde kan, gözyaşı ve ölüm var. Kan ve barut kokuları arasında dünyaya göz açan bebekler, yine aynı kokuyla can veriyor.
Müslümanlar hayat-memat savaşı verirken, şu meşhur “dinlerarası diyalog”cularımız da hâlâ diyalog peşindeler… Filistin’de 10 yaşında çocuk ölür, Doğu Türkistan’da vahşetin her türlüsü mübah kabul edilirken, şu diyalogun faydasını neden görememekteyiz? Göremezsiniz çünkü bu diyalog yalanı, büyük oyunun küçük bir parçasıdır.
Antalya’da yanına bir papaz, bir haham ve bir imam alan sayın Başbakanımızın “Dinler Bahçesi” açmasının Türk Milletine ve İslam âlemine ne faydası olmuştur? Güneydoğu’da şehid olmuş Mehmetçiğin mezarını papaza kutsattıranlar, akan kanları durdurabilmişler midir? Hayır, hayır, hayır! Çünkü, Medenî Avurupa’ya göre Türkler insan değildir ve Müslüman kanının onlar için musluktan akan su kadar değeri de yoktur.
DÜŞÜNMEK GEREKİR
İsrail’in 2 askerinin kaçırılmasını bahane ederek, Filistin’i yerle bir ediyor, Lübnan’a saldırıyor… Aynı günlerde de Türkiye bir günde PKK terörüne 14 evladını şehid veriyor. PKK terörüne 30 binden fazla insanını kurban veren Türkiye, K.Irak’a askeri müdahale etmek istiyor ve medeni (!) dünya ayaklanıyor. Büyük müttefikimiz (!) ABD Türkiye’ye; “İznimiz olmadan sınırötesi harekât yapamazsınız” derken, İsrail’in cinayetleri için ise, “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” demektedir. Uyanmak lazımdır diyoruz ama… Ya koskoca Türkiye’yi, kapısında kul haline soktuğumuz AB ise bırakın İsrail’i kınamak bir yana, destek vermiştir. Ama Türkiye PKK’nın ensesine çökmek isteyince kızılca kıyamet koparmaktadırlar. Bütün bu olan bitenlerin üzerinde ve hatta olabileceklerin üzerinde düşünmemiz gerekmektedir.
SIRADA TÜRKİYE Mİ VAR?
Bildiğiniz üzere ortalıkta bir harita dolaşıyor. Türkiye’nin parçalandığı, Irak’ın 3’e bölündüğü, Kürdistan’ın kurulduğu, İsrail’in genişlediği bir harita… Kurulduğunda küçük bir devletçik olan İsrail, bugün bütün Ortadoğuyu tehdit eder hale gelmiştir. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ‘Yeni Ortadoğu için zaman geldi’ diyor ama bizimkiler hâlâ oyunda, oynaştalar… Elâlem yurdumuza başka yurt kurduruyor, balıdırı çıplaklar MİT görevlilerinin başına, hamilerinden öğrendikleri gibi çuval geçiriyor, Başbakanımız da Ekinlik adasında istirahat buyuruyorlar… PKK’ya operasyon yapacağız diyen sayın Erdoğan, 2 gün geçmeden sözünden dönüyor.
Sonuç olarak maskeler düşmüştür efendim… Diyalogcuların, ABD’nin, Avrupa Birliğinin ve içimizdeki hainlerin maskesi düşmüştür. Maskesi düşenleri teşhir etmek, her Türk’ün de asli vazifesidir. Şimdi uyanma vaktidir!
|