Herkesi azarlamaya başladım... Giderek hırçınlaştığımın farkındayım ama bana da hak verin. Sinirlerim bozuk! Kimse beni istemiyor. Çevremdekiler bile sanki birer birer uzaklaşıyor benden... Oysa beraber yürüdük biz bu yollarda...
Kimseye bir şey beğendiremez oldum. Hemen şarlayıp gürlemem bundan. Yetiştiğim çevrenin, koşullarının etkisi de var tabii! “Bitirim” gibi yürüyormuşum... Alışkanlık! İnsan 20’sinde neyse, 40’ında da odur, 50’sinde de! Bu saatten sonra mankenlik dersi alacak halim yok! Sözcük dağarcığımı küçümseyenler ise yanılıyorlar. Bu noktada diyebilirim ki, iyi konuşurum. Ne de olsa hitabet eğitimi aldık...
Yükseklerde gözüm varmışmış... İftira! Bu müfritleri -Allah’ın izniye- utandıracağız. Beni en çok, kendilerini “yurtsever” olarak tanımlayanlar sinirlendiriyor. Yurdun -bu haliyle- sevilecek nesi var anlamıyorum. Bırakmıyorlar ki yurdu gerçekten de sevilecek bir duruma getirelim. YÖK’üyle, Danıştay’ıyla şusuyla-busuyla üstümüze geliyorlar... Siz ne anlarsınız eğitimden, siz ne anlarsınız hukuktan! Bırakın da işimizi yapalım!
Yurtdışı gezilerime takmışlar... İyi ilişkiler kurmak için dolaşmak gerek! Ülkemizin tanıtımını-pazarlamasını yapıyorum, tanıştığım herkes benimle yakından ilgileniyor, Türkiye’nin durumu hakkında daha bir bilgileniyor. Yok, efendim Putin’le ne konuşmuşum; yok efendim yanımda neden not alan biri yokmuş... Siz misafirliğe giderken yanınızda sekreter mi götürüyorsunuz? ...
Danışmanım Amerika’da, beni silip süpürmemelerini istemişmiş... Yok, böyle bir şey! Her defasında olmayan şeyler yazılıp çiziliyor; neyse ki yalanlama masası başkanım durumu düzeltiyor.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. İşte tam da bu sebeple, bilmediklerimizi ulemaya sormaktayız. Bunu bile çekemiyorlar. Görüldüğü gibi, ekonomiyi düzelttik, hatta dümdüz ettik. Sırada eğitim, sağlık, emeklilik gibi sorunlar var. İnşallah, Allah’ın izniyle bunları da düzelteceğiz. Tabii ki tüm bunlar üç buçuk yıla sığmadığı gibi, bir buçuk yıla da sığmayacaktır. Seçmenlerimden şimdiden bir beş yıl daha rica ediyorum. Sayın Demirel’in sözcükleriyle söylemek gerekirse: Kendim için bir şey istiyorsam namerdim. Her şey halkımız için. Bildiğiniz gibi, sözümüzü hep tuttuk, bundan sonra da tutarız evvel Allah!
Muhalefet içimize kadar sızmış... Kendi milletvekillerim bana muhalefet etmeye başladı. Tuz kokmuşmuş da, yok bilmem ne... Hepsi yalan! Benim dönemimde tek bir yolsuzluk, tek bir kayırma olmamıştır! Dubai Towers’tan Galataport’a, her bir şeyi usulüne uygun yaptık. Bunu da böyle bilin.
|