Reymanca

 

Reyman Eray  

Kafanıza Atatürk kadar...


Atatürk, günümüz PKK’sının 1925 versiyonu olanların ayaklanmalarını bastırmayı çok severdi. Bu O’nu daha da “önemli” kılıyordu... Atatürk, Sevr gibi teslimiyetçilik sözleşmelerini yırtıp atmayı ve Lozan gibi ayakları yere basan anlaşmalara imza atmayı çok severdi. Bu O’nu çok daha “önemli” kılmaktaydı... Tüm bunlar ve bu sayfaya sığmayacak denli özelliği, Atatürk’ü “önemli” kılıyordu...

Birilerinin giderek açığa çıkardığı bir Atatürk düşmanlığından söz etmenin günüdür. Böyle bir değerbilmezlik çok şaşırtıcıysa da; “yazar” olan -ya da yazar geçinen- birilerinin bunu yapabilmesi daha da şaşırtıcı. Bir yazar nasıl olur da, “harf devrimi”ni unutabilir. Bugün -adam gibi- Türkçe yazabiliyorsanız hanımlar-beyler; yani, sağdan sola Arap abecesiyle boğuşmuyorsanız, yalnızca bu bile, yatıp-kalkıp o Büyük İnsan’a şükretmeniz için yeterlidir.
Belli ki nankörlük, kimi yazarımızın ve aydınımızın (!) uzmanlık alanı olmuş. Ne yazık ki bu değerbilmezlerimiz, Lağımdik (ya da Lağımdayk) diye adlandırabileceğimiz küstahları da yüreklendirmekte, dillerinin uzamasına çanak tutmakta...
“Türk ordusu PKK’yla savaşmayı seviyor, çünkü bu onu önemli kılıyor” diyerek pis kokusunu salanlar, Atatürk’ten vazgeçmemiz gerektiğini de söylüyor... Atatürk’e dil uzatmayı alışkanlığa dönüştüren Lağımdik’lere kolaylık olsun diye şunları ekleyebiliriz:
Atatürk, yurdunu parsellemeye gelen emperyalistleri kapı dışarı etmeyi çok severdi ve bu O’nu “önemli” kılmaktaydı...
Atatürk, Teğmen Kubilay’ı şehit ettikten sonra kafasını kesip dolaştıran şeriatçıların defterini dürmeyi çok severdi. Bu da O’nu “önemli” kılıyordu...
Atatürk, günümüz PKK’sının 1925 versiyonu olanların ayaklanmalarını bastırmayı çok severdi. Bu O’nu daha da “önemli” kılıyordu...
Atatürk, Sevr gibi teslimiyetçilik sözleşmelerini yırtıp atmayı ve Lozan gibi ayakları yere basan anlaşmalara imza atmayı çok severdi. Bu O’nu çok daha “önemli” kılmaktaydı...
Tüm bunlar ve bu sayfaya sığmayacak denli özelliği, Atatürk’ü “önemli” kılıyordu...
Türk ordusu, -dün olduğu gibi- bugün de Atatürk çizgisindedir, yarın da aynı çizgide olacaktır ve bu da ordumuzu “önemli” kılmaktadır... Bu “önem”den rahatsızlık duyanlar, terörle savaşan güvenlik güçlerimizi, gelecekte savaş suçlusu durumuna düşürmek için poposunu yırtmakta; doludizgin bir yıpratma politikası gütmektedir. Yurtseverler, Lağımdik’lere ve bu “önem”den rahatsızlık duyan herkese “AB’ni al git!” demektedir. Tıpkı “Ananı al git” gibi!
Özetle, AB’den “civciv çıkacak kuş çıkacak” sananların tersine; yurtseverler, salt düşkırıklığı çıkacağını iyi bilmekte ve Lağımdik’lere “ittir marşı” çalmaktadır...
Mehmet Teoman-Cenk Taşkan ikilisinin 30 yıl önce Nükhet Duru’ya yazdığı güzel şarkı, Lağımdik’lere çok uymaktadır:
“Beni benimle bırak giderken / Başka bir şey istemem senden ayrılırken...”
Bir şarkı sözü de biz yazalım:
“Ey AB! Sen ulusumuz için kötü bir düşsün.
Ayrıca, kafanıza Atatürk kadar taş düşsün !”


www.ufukotesi.com - 04 / 2006  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.