Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça, terk olunamaz.
Atatürk
Taşıtta geçmek için “Müsaade eder misiniz?” diyorsunuz. Görgü yoksulu cevap mı veriyor, emir mi buyuruyor, belli değil… Dövecekmiş gibi hışımla cevap veriyor:
-Geç!!!
Bu, mağara kaçkınının nezaketi!..
*
Sorarsanız: Kendisi komedyen; inanabilirseniz yaptığı da: Sanat!.. Gayet rahat ve pişkin konuşuyor:
-Oha!.. Çüş!..
Bu da ‘artiz’in nezaketi!..
*
Mersin’de (11.2.2006) vatandaş şikâyetini dile getirmek için “Sayın başbakanım…” diye söze başlarken Re-Te-E şöyle karşılık veriyor:
-Artislik yapma lan!..
Bu mu; bu da muhterem Tayyip’in nezaketi!..
…………………………..
Yıllardır döne döne seni arıyor, her köşe bucakta soruyor, dört gözle yollarını gözlüyor, gelmeni özlemle bekliyorum… Söyle nerelerdesin ey benim güllerden güzel, bebeklerden sevimli, bahar meltemi gibi iç açan nezaketim?!!
Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk Mirası
10 Şubat Cuma akşamı İstanbul Türk Ocağı’nda, Türk’ün ocağında bir programa katıldık. Hayranlıktan, hayretten öleyazdık. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne uzanan baş döndürücü bir coğrafyadaki tarihî eserlerin azameti, haşmeti, mehabeti kadar, resimlerin görkemi, bütün hazır bulunanlar gibi bu satırların yazıcısını da şaşkına çevirdi. Aman Allah’ım o ne güzellikti öyle!.. Denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa anlatabilmek ne mümkün!..
Doç. Dr. Orhan Gedikli, tıptaki hazakati ve mahareti, hastalarına karşı nezaketi kadar, meğer, fotoğraf çekmede de üstadmış…Benim diyen fotoğraf sanatçısını gölgede bırakmazsa ne olayım!
Doktorun, Vakıf Gureba KBB bölümünde insan üstü gayretle nasıl çalıştığına defalarca şahit olanlardanız. “Tıbbiyeden vali, belediye başkanı, yazar, şair, besteci, ressam, müzikçi vb. çıkar; ara sıra da doktor” sözünü hatırlamadan edemedik. Suphi Ezgi, Süheyl Ünver, Nevzad Atlığ, Şükrü Şenozan, Selâhattin İçli, Alâeddin Yavaşça, Cahid Öney, Hüsrev Hatemi aklımıza ilk gelenlerden. Hem tıp gibi bir bilim dalında başarı göstereceksiniz ve hem de bir sanat dalında… Böyle bir başarı hayatta kaç babayiğide nasip olur?.. Böylesi bir güçlüğün ziyadesiyle üstesinden gelen Doç. Dr. Orhan Gedikli’nin çalışmaları her türlü takdirin ve övgünün üstündedir.
Tebrikler Doktor Gedikli; teşekkürler Doktor Gedikli…
Mâniler
Tavuğu haşlayalım
İtleri taşlayalım
Toplanınız a dostlar
Mâniye başlayalım
*
Vurmaya bilek ister
Çekmeye kürek ister
Mallarım bu kadardır
Demeye yürek ister
*
Geçti mevsim-i hazan
İnsan şaşırır bazan
Hayranlık uyandırır
Her zaman Sezgin Nazan
*
Türklüğe saldırıyor
Şer güçler dıştan, içten
Onların karşısında
Dikilir Celâl İçten
*
Karpuz olsa dilinir
Göz yaşları silinir
“Gençliğin de kıymeti
Yaşlılıkta bilinir.”*
*(Cengiz Dağcı, Onlar da İnsandı
İstanbul .1974, 437. s.)
*
İhmallerle doludur
Sağımız hem solumuz
Üç günlük bir yağışta
Bozulsun mu yolumuz?..
*
Bir kar yağdı bozuldu
Asfaltlar, bütün yollar
Nahak yere kırıldı
Cümle kanatlar, kollar.
*
Yağmur yağdı, çığ düştü
Bağına, ovasına
Bütün yollar benzedi
Köstebek yuvasına.
*
Engellemeyin sakın
Yola çıkan kervanı
Her köşe başında var
Bir kapkaççı kurbanı…
*
Nezaket abidesi
Yıllardır çıkmaz sesi
Tarihe mi karıştı
Istanbul Efendisi”?..
“Tırafik için varmış
Tam 116 çözüm”…
Hani ner’de sonucu
A benim iki gözüm?!!
*
Büyük sözü dinleyek
Hem de hatırın sayak
Ilgaz’da kayak yapan
Der: “Burası çok kıyak.”
*
Doğru söyleyin bana
Eskidi mi kavuklar
Önlem önlem diyerek
İtlâf oldu tavuklar
*
Geçirince yazları
Çektik nice nazları
Kuş gıribi dediler
Boğazladık kazları
*
Bağlamama sazıma
Baharıma yazıma
Elin oğlu karıştı
Tavuğuma kazıma
*
İnan veya inanma
Budur işin garibi:
Dün ‘deli dana’ vardı
Bugün de ‘kuş gıribi’
*
Neden elinde eli
Toplandı körü keli
Hepsi de taklit eder
‘Çapraz Ateş’, ‘Bamteli’.
*
Ne kışın gıribidir
Ne de Buş gıribidir
Kim bilir bu hastalık
Belki p.. gıribidir…
*
“Alabanda” dediler
Tayfalar, gemiciler
Bamteli’ni söyletti
Salih Özpideciler
*
Vardır elbette onun
Suali ve sorgusu
Dinleyeni şaşırtır
“Eğrisiyle Doğrusu…”
*
Marifeti bir değil
Neler var daha daha
Her gün ayrı bir cevher
Saçar “sosyolog” Taha…
*
Bu kelepir Çin malı
Yapılır çerden çöpten…
Ucuz diye aldandık
Neler götürdü cepten!...
Horyat
Sönmez ateş, sönmez ateş
“Kardaşlık” olur ise
Dünyada sönmez ateş.
Kerkük’te “Terzibaşı”
Burada “Sönmez Ateş”
Dörtlükler
Koşarsın hep en güç işe
Başarın gelir peş peşe
Alkış sana, takdir sana
Sarısoy Karatay, Neşe…
*
-Abdulvahap Kara’ya-
Bahtı kara soydaşımın
Bin hicran var yarasında…
“Gamalı Haç” ile kalmış
“Kızıl Yıldız” arasında…
|