Ülkemiz üzerine oynanan oyunların yoğunlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Türkiye ya var olup güçlü bir şekilde yaşayacak, ya da yok olup sömürge bir ülke haline gelecektir. İşte o kadar zorlu bir dönemeçte en önemli görev şüphesiz ki, gazetelerimize ve millî yayınlarımıza düşmektedir. Bu yayınları destekleyerek güçlendirmek memleketimize karşı kurulan tuzakları bozmak manasına gelecektir. |
Ufuk Ötesi gazetemiz bu sayısı ile 4. yılını doldurmuş oldu. 5. yılın ilk sayısının hazırlıklarını da yapmaya başladık. Sizlerden aldığımız güç ve destekle bu günlere gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bir grup idealist insanın bütün zorlukları ve engelleri aşa aşa bu günlere getirdiği Ufuk Ötesi gazetesi, bir manada teslimiyetçilerin karşısında kale gibi dikilmeyi başardı. Tehditlerden, baskılardan yılmayarak yoluna emin adımlarla yürümeye devam etti.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, “Ufku görmek yeterli değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir” ifadesinden yola çıkarak, Türkiye’ye ve yüce Türk milletine karşı kurulan tuzakları göstermek, oynanan oyunları çözmek ve bozmak Türk aydınının görevidir. Aydın sıfatını adlarının başlarına koyan bir çok insanın ABD ve AB’den para alarak bu ülkeyi yıkmayı, bölmeyi hedefleyen faaliyetlerini hep birlikte izliyoruz. Bu ihanet şebekelerinin karşına dikilecek, bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösterecek güçlü bir yayın organına ihtiyaç olduğunu hep ifade ettik. Onun içindir ki, Ufuk Ötesi’ni güçlü bir yayın organı olarak bütün kamuoyunda ses getiren bir gazete haline getirmeye çalıştık. Bu çabalarımızda da önemli ölçüde başarılı olduk. Artık, gazeteniz Ufuk Ötesi kamuoyunda “biz de varız” diyebilen etkili bir yayın organıdır. Sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir tarafından takip edilen bir gazetedir, Ufuk Ötesi... Türk Dünyası’nın çeşitli bölgelerinden gelen mektuplar bizlere Türk coğrafyalarında da gazetemizin bir umut ışığı olduğunun göstergesidir.
Çağımızın en güçlü silahı kitle iletişim araçlarıdır. Gazetedir, televizyondur, radyodur, dergidir. Kitle iletişim araçlarını en iyi kullananlar başarılı olurlar. Onun içindir ki, ABD ve Avrupa Birliği fonları ile basınımız kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Ülkedeki bütün olumsuz gelişmeler sanki bayram havası gibi kutlanarak olumluymuş gibi gösterilmektedir. Etrafımızı sarmaya çalışan bu sömürge zincirini mutlaka kırmalı ve kamuoyunu doğru aydınlatmalıyız. Bunun yolu ve yöntemi güçlü bir gazeteye sahip olmaktan geçer.
Ülkemiz üzerine oynanan oyunların yoğunlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Türkiye ya var olup güçlü bir şekilde yaşayacak, ya da yok olup sömürge bir ülke haline gelecektir. İşte o kadar zorlu bir dönemeçte en önemli görev şüphesiz ki, gazetelerimize ve millî yayınlarımıza düşmektedir. Bu yayınları destekleyerek güçlendirmek memleketimize karşı kurulan tuzakları bozmak manasına gelecektir.
TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER
Ben daha öncede muhtelif defalar yazdım. Dünyanın her yerinde basın 4. kuvvettir. Ama ülkemizde basın birinci kuvvettir. Ve maalesef bu birinci kuvveti kullanamayan yegâne fikir hareketi de Türk milliyetçiliğidir. Bundan 130 sene önce bile Türk milliyetçileri çok daha iyi kitle iletişim araçlarını kullanıyorlardı. Nedir bu atalet, nedir bu uyuşukluk anlamıyorum. Üzerimizdeki bu atalet hissinden biran önce silkinip kendimize dönmeliyiz. Bu ülkenin gerçek sahipleri vatan müdafaasında bu kadar zayıf, bu kadar uyuşuk, bu kadar yılgın olmamalıdır. Onun için Ufuk Ötesi ve Ufuk Ötesi çizgisinde yayın yapan millî yayın organlarının mutlaka ve mutlaka çok daha güçlü hale getirilmesi lazımdır. Kurtuluş savaşının verildiği o sıkıntılı günler ülkemizde yeniden yaşanıyor. Bu sıkıntıları aşmak için omuz omuza gelmek ve kol kola kenetlenerek hedefe doğru emin adımlarla yürümek gerekir. İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” demişti. Yüreklerimiz toplu vurmalıdır. O zaman işte, bizler değil, düşmanla işbirliği yapan başkalarının verdiği parayla başkalarının düdüğünü çalanlar korksun. O günler yakındır. Yeter ki, kenetlenelim.
Kenetlenmenin en önemli göstergesi de birinci kuvvet dediğimiz basınımızı güçlendirmektir. Ufuk Ötesi’ni beğeniyorsanız, Ufuk Ötesi’nin Türk merkezli bakış açısını destekliyorsanız bu gazetenin sesinin çok daha güçlü çıkmasını sağlamalıyız. Ufuklarımızı karartacak yayınlara verilen paraların milyonda birini millî yayınlara ulaştırabilsek bu milyonda birle bile çok büyük işler yapılabileceğini hep birlikte gösterme imkânımız olur. Sadece gazete ile değil Ufuk Ötesi yayınları ile de millî kültürümüze ve millî ülkülerimize hizmet etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Ufuk Ötesi Yayınları bizden sonraki nesillere bırakabileceğimiz en kıymetli hazinemizdir. Ufuk Ötesi Yayınlarının bastığı kitap sayısı 15’e ulaşmıştır. Daha basılacak yüzlerce kitap vardır. Bu hizmetleri sunabilmekte sizlerin desteği ve manevî gücü bizim en büyük kuvvetimizdir. Bir kitap satın almak, bir gazeteye abone olmak bile bu hizmet kervanına canı gönülden destek olmak demektir.
Biz Ufuk Ötesi olarak hiçbir zaman kimseden karşılıksız bir şey istemedik. İstemeyeceğiz de... Bize destek vermek isteyen bütün gönüldaşlarımızın gazetemize ve yayınlarımıza sahip çıkmasını bekliyoruz. Yılda bir defa yaptığımız bu çağrıya bütün okurlarımızın katılmasını bekliyoruz. Abone ücretlerinin düzenli ödenmesi, yayınlarımıza sahip çıkılması ve gazetemizin abone sayısının artması, millî direnç noktalarımızın kuvvetlendirilmesi manasına gelmektedir. Millî direnç kalelerini güçlendirmek hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Beşinci yılımızın ilk sayısında Ufuk Ötesi gazetesi olarak yeni yeni sürprizlerle okuyucumuzun karşısına çıkacağız. Kalın sağlıcakla...
|