Yakın Takip

 

Dr. Ünal Metin  

Suç Kimde?


Yurtdışına çıkarsın. Başına bir şey gelir. Elçiliğe gidersin. Kapı duvar, yürekler nasır. Derdine derman olacaklarına sana hakaret ederler. Sineye çekersin. Orada görev yapanların senin için orada olduklarını düşünmezsin. Memleketinde parya muamelesi görürsün. Sokağındaki yabancı dillerdeki tabelalı dükkânları içine sindirirsin. Onlardan alışveriş etmeyi matah bir şey zannedersin.

Düşmanlar işini yapıyor. Onlara kızmaya hakkımız yok. Danimarka Roj TV’yi aslanlar gibi koruyor. Adamlar her türlü diplomatik nezaket anlayışını bir yana bırakarak Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanını rencide etmeyi göze alıyorlar. FİFA’nın özrü kabahatinden büyük. Türkiye FİFA’ya dün üye olmadı ya. FIFA Türkiye’nin resmi dilinin ne olduğunu çok iyi bilir. Yıllardır gizli gizli yapılan düşmanlık artık açıkça yapılıyor. Suç onlarda mı? Hayır! Asla! Suçlu biziz! Hepimiz!
Ülkemizi yurtdışında şikayet eden devlet adamlarımız suçlu. Türkiye’yi kurgu mahkemelerde suçlu ilan ettirmek isteyen siyasetçilerimiz suçlu. Askerimizin başına çuval geçirilmesini içine sindiren yetkililer suçlu. Suçlu biziz, düşman işini yapıyor. İşini yapmayan biziz.
Devleti yönetenler suçlu da halkımız masum mu? Asıl bizi aşağılayanlara prim verenler biziz. Her şeye boş vermiş, millet olmanın onurunu unutmuş biz suçluyuz.
Televizyon karşısında vakit geçiren halkımız suçlu. Konuları yabancı tv dizilerinden araklanmış, dördüncü sınıf aktörlerin rol aldığı dizileri seyredenler suçlu. Her türlü kutsal değerine küfreden boyalı basını satın alan, onları palazlandıranlar suçlu. Düşmanın suçu yok.
Milletin bütün değerlerine küfreden, batı yalakası yazar müsveddelerine demokratik tepkilerimizi göstermeyen bizler suçluyuz. Eloğlunun ne suçu var. Adam işini yapıyor.
Adamlar istiyor biz veriyoruz. Biz veriyoruz onlar alıyorlar.
Kendi vatandaşına bu kadar uzak başka bir devlet var mı, devletimiz vatandaşına değer vermiyor. Ben tek başıma ne yapabilirim. Devlet Baba bizi unutmuş... Böyle diyerek suçu başkalarının üzerine atarak vebalden kurtulamayız.
Peki kardeşim devletin seni unutmuş da sen ne haldesin? Sen kendinde misin?
Yurtdışına çıkarsın. Başına bir şey gelir. Elçiliğe gidersin. Kapı duvar, yürekler nasır. Derdine derman olacaklarına sana hakaret ederler. Sineye çekersin. Orada görev yapanların senin için orada olduklarını düşünmezsin.
Memleketinde parya muamelesi görürsün. Sokağındaki yabancı dillerdeki tabelalı dükkânları içine sindirirsin. Onlardan alışveriş etmeyi matah bir şey zannedersin.
Bir devlet dairesine gitsen, suçsuzken suçlu olursun. Bakan azarlar, başbakan azarlar, yarabbi şükür dersin. Gene gidip o adamlara oy verirsin.
Eline fırsat geçerse en yakın arkadaşına kazık atarsın. Beş kuruş kazansan adam oldum zannedip geçmişini inkâr edersin. Yıllarca mücadele ettiğin insanları bozuk para gibi harcarsın.
Bu başımıza gelenler daha ne ki.
Daha göreceğimiz günler var.
Biz böyle uyudukça, en yakınımızı unuttukça, biz bizden çıktıkça... Daha neler göreceğiz.
Düşmanın suçu yok aslanım. Suç bizde... Suç sende... Suç bende.
Adamlar işini yapıyor, işini yapmayan biziz!


www.ufukotesi.com - 12 / 2005  

unalmetin11@yahoo.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.