“Asya veya Latin Amerika’da öyle ülkeler vardır ki, Batının kumarhanesi olmuşlardır. Batının özel fesat yuvası haline gelen, (kapitalist) sermayedarların arzularının, eğlencelerinin gerçekleştiği ülkeler vardır. Dâhileri ve şuurlu insanları yabancılaşmanın uşağı, hizmetçisi olan ülkeler vardır. Ve yine öyle ülkeler vardır ki; sömürgeciliğin pençesinde yüzyıllardır kıvranan, yabancılaşmış, dış sömürgeci güce teslim olmuş; hatta bu özellikler onların adeta karakteri olmuş, ulusal bütün değer ve özellikleri zillet içinde, halkı da bunu kanıksamış, bu duruma inanmış... |
Hatta eğer bir toplum-bilimci bu toplumun çehresine baksa, daha birkaç yüzyıla kadar bu toplum için en ufak bir umut bile taşımaz...”
İran’ın ve Doğu’nun önde gelen aydın ve yazarlarından Ali Şeriati, yukarıda umutsuz görünen bu toplumların aniden bir değişiminden söz eder. Öyle bir değişikliktir ki toplum-bilimciler dahi sebebini çözemez. Fesat, bozulma, cehalet, gaflet gibi unsurların varlığının derinliğine kadar işlediği bir toplum; ansızın ayağa kalkar. Ve o alçaklık maskesi yırtılıp atılır yüzlerden. Bu işlevi yüklenen nesil yeter ki bilgili ve bilinçli olsun.
Okuyucularımızdan biri ülkemizin son dönemindeki dış politikası ve nerden nereye geldiğimiz hakkındaki görüşlerini anlatmış. Sizlerle paylaşıyorum.
* * *
Bir zamanlar Türkiye’miz, tarihinde olduğu üzere “mazlumların sığınağı” idi.
Yeryüzünün neresinde bir “zulüm” olsa, o zamanki “devlet idareciler”imiz, “hassasiyet”li hareket eder ve “mazlumlara yardım eli”ni uzatırdı.
Peşmergelerin sığınışını, Sovyet-Rusya’nın 1979’da Afganistan’ı işgali sonrası 1982’de Türkiye’mize sığınan Afganistan’da yaşayan Özbek Türkleri’ni unuttuk bile!
“Mazlumların hamisi bir ülke idik” bir zamanlar...
“Komünizm’in zulmünden kaçıp” Türkiye’mize sığınan Özbek Türkleri, bugün Şanlıurfa-Ceylanpınar-Evrenpaşa Köyü’nde yaşıyorlar.
“12 Eylül Cuntası”nın “başı”, eski Cumhurbaşkanımız Kenan Evren’in yaptıkları..
Zaman zaman “eskiden yaptıkları” ile “hesaplaşan” ve bazı konularda “pişmanlıklar” sergileyen Evren, Özbek Türkleri’ni getirmiş olmakla da “pişman” değildir herhalde!
“Asmayalım da, besleyelim mi?” sözünün “mucidi” “Evren Paşa”, maalesef bugün aynı sözü “İmralı için” söyleyemiyor!
Evet, unuttuğumuz zulümler… “Komünizm zulmü”nden Türkiye’mize sığınan Özbek Türkleri.
Ah, o ellerindeki “Bizi Görün de İbret Alın!” yazısı yazılı pankartlı resimleri de buraya ekleyebilseydim!
“Afganistan Örneği”, “işgale hazır ortamların oluşturulması” ve “Kukla Babrak Karmal’ın neticede Kızıl Ordu’yu Afganistan’a davet edişi…”
Beyinlerde, yüreklerde, zihinlerde başlayan “işgaller” ve neticede “üniformalı işgaller…”
Millî kültür değerlerinin adeta “topa tutuluşu”, milletin manevîyatının dumura uğratılması…
“Ülkü Ocakları Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Çelik”, geçenlerde, komünizm zulmünde Türkiye’mize sığınan Özbek Türkleri’nin yaşadığı “Evrenpaşa Köyü”nü ziyaret etmiş. Ve Özbek Türkleri’nin bugün hâlâ dinî-millî geleneklerini canlı bir şekilde yaşadıklarını da yazmış.
Ben de bir zamanlar o topraklarda “eğitimci” olarak hizmet verirken, niyetlenmiştim..
Çelik’in bu yazısını okuyunca duygulandım. Türkiye’mizde “her türlü ecnebî ideoloji”nin “gönüllü mankurtluğunu yapan” “sol takımı”nın da, “dün”den, “yaşananlar”dan, “en ufak bir ibret” bile alamadıklarını hissediyorum.. Bugün, “sol örgütler”in “yuvaları”, tıpkı eskiden olduğu üzere “materyalistçe önderler”le donanmış diyebilirim.“Materyalist felsefenin çöküşü”nü, “insanlığa ıstıraplar yaşatışını” “hiç” hatırlamıyorlar bile..
İşte Özbek Türkleri de, “12 Eylül 1980”nin “sıcağı sıcağı”na, 1982’de Türkiye’mize sığındıklarında, ellerinde taşıdıkları, “Bizi Görün de, İbret Alın!” pankartları, demek ki, o tarihte de, bu tarihte de “sol takım nazarında” hiçbir anlam” ifade etmemiş!!!
Ve “nereden nereye?” Bir zamanlar, “mazlumların sığınağı bir ülke” idik!
Şimdilerde, ne Kerkük’teki milletdaşlarımıza, ne Doğu Türkistan’daki milletdaşlarımıza, ne de dindaşlarımıza “kucak açamayacak bir halde”yiz neredeyse!
Bilmem ne depreminde (Tsunami), affedersiniz “şeyinin keyfine” gidenleri kurtarmak için, bilmem ne yardımları yapan “ülkemiz”, ne “başlarımıza geçirilen çuvallara” ve ne de “elimine edilen, soykırıma uğrayan, asimile edilen Irak Türkleri” için, yine affedersiniz, “şeyini” bile kıpırdatmıyor…
Hani “mazlumların sığınağı bir ülke” idik!
Hani “mazlumların hamisi bir ülke” idik!
İsmet GÜLTEKİN
ayhanciftci_37@hotmail.com
ufuk@ufukotesi.com
|