Beslenme alışkanlığı çok önemli
Sağlıksız beslenme deyince aklınıza eğer et, süt, tereyağı, bal, kaymak yiyememe geliyorsa yanılıyorsunuz. Sağlıksız beslenme vücudun ihtiyacı olan gıdayı zamanında ve yeteri kadar almama demektir.
Örnek verelim, bulgur pilâvını yemeyen insan sağlıksız besleniyor demektir. Çünkü bulgurda bağırsakların çalışmasına yardımcı olacak selülozik madde vardır. Ama çok insan bulgur yemez.
Yine söz gelişi, hayatımıza “ekmek arası bir düzen” girdi. Yarım ekmek döner, hamburger, dürüm vs gibi… Sulu yemekler alışkanlığı neredeyse yok olacak?
Hepsinden önemlisi sofrada yemek yerine ayaküstü çabuk çabuk bir şeyler tıkınıp sadece “karın doyurmak” mantığı. Hele işinin çokluğundan hem yürüyüp hem yiyenler oluyor ki şaşırmamak elde değil. Burada kimseyi suçlamak istemiyoruz. Büyük şehir, insanı ne kadar kendine esir etmiş böyle? İnsan kendi sağlığı için şöyle yemek yemeye vakit bulamıyor.
Hayatımız ekmek arası oldu inanın. Yine iş yerlerinde hareketsiz ve stres yüklü ortam da sebepler arasındadır. Az hareket edebiliyoruz. Sinirli, titiz ve hırslı kişiler olup çıkıyoruz.
Kabızlık da daha çok böyle kişilerde görülüyor. Sürekli seyahat eden, oturarak veya ayakta meslek icra eden kişilerde, herhangi bir sebeple sürekli olarak büyük aptes ihtiyacının giderilmesini erteleyen kişilerde bu durum daha sık olmaktadır. Doğuştan gelen bazı hastalıklar da bebeklerde inatçı kabızlığa yol açabilir. Yine ruhsal değişimlerin en yoğun yaşandığı büyüme ve ergenlik çağı, sindirim sistemine bağlı fonksiyonel şikâyetlerin sıklıkla görüldüğü çağdır. Özellikle öğrenime devam eden gençlerde sınav stresinin de eklenmesi geçici fakat sıkıntılı kabızlığa yol açabilir. Yine multiple skleroz, parkinson hastalığı gibi kas ve sinir sistemini tutan hastalıklar, omurilik travmaları, kurşun zehirlenmesi ve diğer fonksiyonel nedenler bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır, kabızlığa yol açar. Omurilik yaralanmalarından sonra kalın bağırsağın refleks kontrolü kaybolduğu için inatçı kabızlık görülebilir.
Hamilelik ve kabızlık?
Hamilelik süresinde anne vücudunda bir takım hormonal değişiklikler olmaktadır.
Bu hormonların bazıları sindirim sistemini de etkilemekte, mide, ince barsak ve kalın barsak da dâhil olmak üzere tüm sindirim sisteminin hareketi azalmaktadır. Bu nedenle hamileliğin başlangıcından itibaren artan bir şekilde kabızlık görülür. Hamileliğin ilerlemesi ile büyüyen bebek ve rahim, karın içinde daha fazla yer kaplar ve özellikle kalın bağırsağın son kısmı üzerinde baskı olur. Bu durum da büyük aptesti zorlaştırır. Hamilelikte ve doğum sonrası emzirme problemlerinde akupunktur tedavisi çok yararlıdır.
Akupunktur ve kabızlık tedavisi
Bir kere kabızlık şikâyetine yüzeysel bakmak yanlıştır.
—Doktor bey kabızlık var bende.
—Al şu ilacı kullan geçsin.
Bu tedavi değildir. Kabızlığın sebeplerini araştırmak lâzım. Çocukluktan itibaren beslenme alışkanlığı nasıl, tuvalet alışkanlığı nasıl? Kaza mı geçirmiş, düşmüş mü, birçok faktörü olabilir.
Kabızlık, başta da belirttiğimiz gibi rahatsızlık olan vücudun verdiği en önemli işarettir. Bir sinyaldir. Dolayısıyla kabızlığın giderilmesi için kabızlığa sebep olan rahatsızlıkların tespit edilip giderilmesi lâzımdır. Akupunkturla, kabızlığın tedavisi o açıdan önemlidir. Akupunktur vücudu bir bütün olarak tedavi eder. Hormon dengesini, bağışıklık sistemini düzenler. Bağırsağın kendi iç ve dış cidarının kanlanmasına ve beslenmesine sebep olur. Bağırsak boşaltım görevini daha sağlıklı yerine getirir. Sindirim sistemini düzenler.
Tedavi ile birlikte tavsiyeler
Yemek yeme alışkanlığıyla bağırsak hareketleri arasında yakın bir ilgi bulunur. Sabahları belli bir saatte uyanmamızı sağlayan vücut ritmimiz gibi, mide bağırsak sistemi de belli bir düzen içinde çalışır. Kendisini bu ritme göre ayarlar. Dolayısıyla beslenme saatlerinin düzenli olması, mide bağırsak sisteminin de bu ritme uygun olarak çalışmasına sebep olur. Beslenme saatleri düzenli olmalıdır. Posalı, lifli dediğimiz, genel adıyla selüloz bulunduran gıdalar alınmalıdır. Ki meyve ve sebzelerde selüloz vardır. Bol bol soğan, sarımsak ve mevsimine göre yoğurt, incir, kayısı, portakal, mevsimine göre kavun, karpuz, taze ve kuru üzüm gibi.
www.marasakupunktur.com
|