Sözün Özü

 

Alptekin Cevherli  

Türk Dünyası’nda Soros operasyonu


Ne diyordu Rice? “Birleşik Devletler, Büyük Okyanus’tan Çin Denizi’ne kadar olan Ortadoğu bölgesindeki 22 ülke ve 300 milyonu aşkın insana demokrasi ve özgürlük getirmek üzere bir proje ortaya koymuştur!” Batı dünyasının yüzyıllardır Türk-İslâm ülkelerine yönelik oryantalist yaklaşımı son dönemlerde artık daha derli toplu projeler şeklinde kendini göstermektedir.

Amerikan Dışişleri Bakanı Condaleezza Rice’ın Başkan Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğu dönemde söylediği ancak üzerinde yeteri kadar durulmayan, hatta daha açıkça söylemek gerekirse, hesabı sorulmayan bir cümlesi vardı. Ne diyordu Rice?
“Birleşik Devletler, Büyük Okyanus’tan Çin Denizi’ne kadar olan Ortadoğu bölgesindeki 22 ülke ve 300 milyonu aşkın insana demokrasi ve özgürlük getirmek üzere bir proje ortaya koymuştur!”
Batı dünyasının yüzyıllardır Türk-İslâm ülkelerine yönelik oryantalist yaklaşımı son dönemlerde artık daha derli toplu projeler şeklinde kendini göstermektedir. Pier Lermit ile 800 küsur yıl önce başlayan Haçlı Seferleriyle zengin Asya’yı istila girişimleri geçen zaman içinde olgunlaşarak Ortadoğu’ya demokrasi ve özgürlük getirme operasyonları şekline dönüşmüştür. Gerçi ABD başkanı II. Bush, Türk basınının yakaladığı kadarıyla iki kez “Bu bir Haçlı seferidir!” dese de biz bunu hâlâ gelişmiş Batı’nın petrolü ele geçirme çabası olarak görmekte ısrar ediyoruz.
Oysa Papa 2’nci Jean Paul 2000 yılı Milenyum Pazar ayininde şöyle diyordu: “İlk bin yılda Avrupa, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyan oldu, üçüncü bin yılda Asya kıtası Hıristiyan olacaktır!”
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak vakti gelmiştir… Kafanızdaki bütün ön yargıları atın önce… Sadece basit bir düz mantık ile elinizi şakağınıza koyun ve sadece düşünün…
Kendi kendisini süper güç ilan etmiş ve dahası resmen doktor raporuyla da belgelenmiş bir alkolik olan ABD’nin Başkanı Bush, kendisini adeta mehdi ilan ediyor ve Tanrı’nın bu dünyaya onun eliyle Hıristiyanlığı yaydığına inanıyor. Bush’un inandığı kökten dinci Evengalist tarikatın öğretisine göre Büyük İsrail’i kurarak Hz. İsa’nın yer yüzüne inmesi için ortam sağlayacağını zannedip aklınca Tanrı’yı kadere zorluyor. Bunu da öyle fütursuzca yapmakta ki, bizim Dış işlerinin bütün tevillerine rağmen “bu bin yıl sürecek bir Haçlı seferidir” diyebiliyor. Ardından ise Vatikan’da Papaz Corneo’nun Hıristiyanlığı Asya’ya yaymak için Papa’nın verdiği emir üzere geliştirdiği proje ile dinler arası diyalog toplantıları başlatılıyor. Bu toplantılarda üç kitaplı dinin, tek tanrıda birleştiği ve lüzumsuz ayrıntı olarak ‘peygamberler’ konusundaki ihtilâfın ise zamanla hâl olacağı kandırmacısıyla alenen İslâm’ın içi boşaltılarak “Protestan İslâmiyet” icat edilme çalışmaları başlatılıyor...
Oysa Kur’an-ı Kerim’deki ayet açık ve net: “Allah indinde (katında) tek din İslâm’dır!” Peki bu neyin diyalogu? Kur’an-ı Kerim’e karşı neyin pazarlığı yapılıyor? Karşında senin gibi (?) bir tek Allah’a inanan insanlar yok ki! Hıristiyanlıktaki eski Yunan mitolojisinden bozma Zeus, Hera ve Apollo üçlemesinin yerine getirilen Teslis inancıyla İslam’ın her şeyi kuşatan ve evvel ve sonrası olmayan, akla gelebilen her ama her şeyden daha mükemmel tek Allah’ın varlığını nasıl olur da aynı masaya yatırır ve orta yol bulmaya çalışırsınız??? Yahut Musevilikteki Yehova ve Sion ile İslâmiyet nasıl bir araya getirilebilirsiniz?
Müslümanlıkta “Sizin dininiz size, benim dinim banadır” diye bir iman yok mu? Adamların Hıristiyanlığı yaymak için ortaya attığı dinler arası diyalog toplantılarına Türk Cumhuriyetleri’ni de ortak edip Vatikan’ın ve Amerikan misyoner kiliselerinin Türkistan’a girmesini sağlayarak karşılığında ne temin edilmeye çalışılıyor?
Önce KKTC’de başlayan ve Soros Vakıfları önderliğinde geliştirilen AB’ci muhalefetin Yavru Vatan’da iktidara gelişi sağlanıyor. Sonra Azerbaycan’da Aliyev saltanatının devamı ABD ile antlaşarak sağlama bağlanıyor. İran operasyonu için müttefik kazanılıyor. Ardından Türkiye’nin kuzeydoğu sınırlarının tampon bölgesi ve Türkistan’a açılan en uygun kapısı Gürcistan’da darbe yaşanıyor. Daha ne olduğu anlaşılmadan Türkiye’nin Karadeniz’deki müttefiki ve tarihî Türk yurdu Kırım’ı idare eden Ukrayna’da turuncu devrim gerçekleşiyor. Ardından Beyaz Saray açıklama yapıyor: “Eski Sovyet Cumhuriyetleri özellikle de Orta Asya’daki eski komünist diktatörler demokrasi ve özgürlükleri getirmezlerse, Ukrayna benzeri halk hareketleri olabilir” diyor. Ardından belki de Türkistan’ın en demokratik ülkesi olan Kırgızistan’daki seçimler bahane edilerek halk sokağa dökülmeye çalışılıyor. Birleşmiş Milletler ve sözüm ona sivil toplum örgütü adı altındaki NGO’lar operasyona başlıyor… Türkiye ise kardeş Türk devletlerini İslâm Konferansı Örgütü’nü de kullanarak Dinler Arası Diyalog komedisine katmaya çalışıyor.
Çok şükür ki… Hoca Ahmet Yesevi’nin diyarından yiğit bir ses kalplerimize su serpiyor. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Orta Asya Türk devletleri birliği kurmayı öneriyor. Nazarbayev, parlamentonun bileşik oturumunda, 6 Kazak televizyon kanalından canlı yayınlanan yıllık ''ulusa sesleniş'' konuşmasında, Orta Asya Türk ülkelerine çağrıda bulunarak, süper güçlerin, bölgede nüfuz ve hakimiyet sağlama yarışının sadece seyredildiğini ifade ediyor ve kendimiz de tavır belirlemeliyiz-inisiyatif kullanmalıyız diyor. Nazarbayev, ''Önümüzde iki seçenek var; şimdiye kadar olduğu gibi dünya ekonomisi için ebedi hammadde kaynağı olarak kalıp, bir imparatorluğun gelmesini mi bekleyelim, yoksa Orta Asya bölgesinde önemli bir birliğin ilk adımını mı atalım? Ben bütün komşularımıza, ikinci seçeneği öneriyorum'' diyor. Nazarbayev; Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan arasındaki dostluk anlaşmalarının bu ülkeler arasında birlik için sağlam temel oluşturacağına işaret ederek, ''Ortak ekonomik çıkarlarımız, ortak kültürel-tarihi temelimiz, dinimiz, çevresel problemlerimiz var, AB bile kuruluşunda bu kadar ortak nokta hayal etmemişti'' diyerek uyarıyor!


www.ufukotesi.com - 03 / 2005  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.