Ömrüm uzun eyle ey Ulu Tanrı’m
Gece gündüz şükür etmek isterim
Çalışıp didinip nefis yemekler
Dişlerim keserken yemek isterim
Toygayı içmeli hep sıcak sıcak
Kırk keklik kâfidir, fazlayı bırak
Onlar da yetmezse yumurta kırak
Can boğazdan gelir demek isterim
Kuştüyünden yatak, ipekten döşek
Mersedes isterim, sanma ki eşek
Taşdelen suyunu kafaya dikek
Her gün yüz bir koyun kesmek isterim
Bir güzel isterim ferişte, melek
Boyu fidan olsun, dili de ipek
Aşkın şarabını beraber içek
Sarılıp her gece yatmak isterim
Çorbayı versinler hep altın tasta
Ekmek bulamazsak çilekli pasta
Her gün yemez isem olurum hasta
Havyarı okkayla yutmak isterim
Kalender meşrebim istemem fazla
Günlerim dolmalı neşeyle sazla
Ömrümü geçirip baharla yazla
Ada’da, Moda’da gezmek isterim
Süleymaniye’ye şöyle uzanıp
Dârüzziyâfe’de yemeği yiyip
Leziz demirhindi, kuşburnu içip
Kanatlanıp hemen uçmak isterim
Tarhana çorbası kuvvetli gıda
İçmeli her zaman bay ile geda
Onun için neler edilmez feda
Aklımı başıma almak isterim
Baklava dediğin fıstıklı ballı
Elmalar olmalı yapraklı, dallı
Kadayıf gelirse çifte kaymaklı
Öylece tadına bakmak isterim
Ne hoş olur hoşaf, pilâv, erişte
Üşüşür yeğenler, amca, enişte
Yemekler bitmeden çabuk yetiş de
Sana da bir tabak koymak isterim
Pehli’yi hanım yakmadan önce
Külbastıyı kedi kapmadan önce
Hiç kimse elini atmadan önce
Elbet tıka basa doymak isterim
Haberi var mıdır tokların açtan
Vazgeçmek olamaz asla güllâçtan
On beş kâse yiyip ben de sütlâçtan
Bu zevkle gönülden gülmek isterim
Kebabı yapmalı uygun yerinden
Üstüne yemeli şekerpâreden
Oh demeli insan içten, derinden
Öylece kendimden geçmek isterim
Bülbülün yuvası, sarığı burma
Üstüne bir tepsi olgunca hurma
Aç iken sakın hiç hâlimi sorma
Doyunca bıyığım burmak isterim
Bükme’yi sorarsan Safranbolu’da
Etli ekmek dersen Kastamonu’da
Saray’ın helvası, o da Bolu’da
Hepsinin adını anmak isterim
Nerede sandöviç, nerede kete?..
Bankalar soyuyor her gün bir çete
Çoluk çocuk hasret kalınca ete
Ağzımı poyraza açmak isterim
Ne yapayım ABD’nin Buş’unu?..
Geliniz yiyelim hamsi kuşu’nu;
Severim yazısını, yokuşunu
Vatanıma bin can vermek isterim
Yüksel Toplu Yemek geliyor başta
Ayrı bir lezzet var yaptığı aşta
Tadına, zevkine hele bir şaş da
Onun da zevkine kanmak isterim
Domates, patates almalı derim
Salçayı yemeğe salmalı derim
Tandırın başında kalmalı derim
Turnayı gözünden vurmak isterim
Bir yarar beklenmez asla sertlikten
Ne zarar görülmüş bilmem mertlikten
Perde pilâv’ Türkistan’dan, Kerkük’ten
Gelince kaşığı çalmak isterim
Mantıyı, çılbırı bulmak mı gerek
Hindiyi, tavuğu ütmek mi gerek
Üstüne bir kahve içmek mi gerek
Karnımı doyurup yatmak isterim
İkide bir ne vuruyon döşüme
Turacın kebabı gider hoşuma
Otuzunu birden kendi başıma
Kızartıp kızartıp tatmak isterim
Evimi yaptırdım döşedemedim
Hellim’i yedim de doyabilmedim
Cengiz Topel’i de unutamadım
Beşparmak dağından aşmak isterim
Balığa gelince olmalı torik
Üzümler dalında şimdilik koruk
Ağzının tadını biliyor moruk
Ona da helvadan sunmak isterim
Sofrayı bahçeye kurmalı derim
Yoksulun hatırın sormalı derim
Düşleri hayıra yormalı derim
Her aşın tadına bakmak isterim
Bulunca içmeli ekşili paça
Bir kâsesi acep kaçadır kaça
Söyle dokuz yorgan yeter mi aça
Doyunca gözümü yummak isterim
Kayıkçılar sıkı çeker küreği
“Çatal olur efelerin yüreği”
Unuttum sanmayın sakın böreği
Tepsiyle fırına sürmek isterim
Vezirin parmağı yarasın işe
Lezzet dediğin şey dokunsun dişe
Pekmez, şerbet, ayran hep şişe şişe
Kana kana içip gitmek isterim
‘Kaçamak’ olursa tatlıdır bazı
Yiyelim bulguru, dolma, piyazı
Aç kalmasın Âşık Veysel’in sazı
Horyatla, bozlakla coşmak isterim
Pestili döküp de dama serelim
Taze sucukları ipe gerelim
Bu zevkin sırrına biz de erelim
Ekşi kazanına dalmak isterim
Kırım kırım kırılmasın hiç Kırım
Yeşilada benim namusum arım
Çiğ börek yemeğe elbette varım
Kefe’nin uğrunda yanmak isterim
Dilberin dudağı, hanım göbeği
Yemek pişirirken kaçırma yağı
Bulursak yiyelim kuzukulağı
Aşların zevkine varmak isterim
Bugün o yemekler hep hayal oldu
Çarşı, pazar, şehir hamburger doldu
Gençlerin yüzleri sararıp soldu
Ağzımın tadıyla ölmek isterim
Aydil Erol der ki nerde kalmışım
Gönlümü sevdaya derde salmışım
Gaflet uykusuna nasıl dalmışım
Mevlâ’nın yüzünü görmek isterim
|