Evrak-ı Perişandan

 

Doç. Dr. Fethi Gedikli  

SALMAN MÜMTAZ’IN ENVER PAŞA VE NURİ PAŞA HAKKINDA ŞİİRLERİ


Bu yazı Salman Mümtazın doğumunun 120. yıldönümüne armağandır. Bu yazının müellifi bir süreden beri 525-ci Gazetede “Bismillah” adlı köşede Bolşevik devrindeki Rus zulmünün haksız yere katlettiği Azerbaycan aydınları üzerine çok ilginç yazılar yazan Adalet Tahirzade’dir. Ben bu yazıya bir şey eklemedim; sadece yazarın sözü geçen gazetedeki 31 Aralık 2004 günü yayımlanan yazısını biraz kısaltıp dilini de İstanbul Türkçesine uygunlaştırdım. Dolayısıyla benim rolüm burada aracılıktan ibarettir. şiirlere konulan açıklamalar da Tahirzade’ye aittir. Şiirler buraya alınırken kelimelere dokunulmamış, onlar sadece yazılış bakımından lehçemize yaklaştırılmıştır. Enver ve Nuri Paşalar hakkındaki şiirlerin kamuoyumuzda ilgiyle karşılanacağını umarım.

Bu yazı Salman Mümtazın doğumunun 120. yıldönümüne armağandır.
Bu yazının müellifi bir süreden beri 525-ci Gazetede “Bismillah” adlı köşede Bolşevik devrindeki Rus zulmünün haksız yere katlettiği Azerbaycan aydınları üzerine çok ilginç yazılar yazan Adalet Tahirzade’dir. Ben bu yazıya bir şey eklemedim; sadece yazarın sözü geçen gazetedeki 31 Aralık 2004 günü yayımlanan yazısını biraz kısaltıp dilini de İstanbul Türkçesine uygunlaştırdım. Dolayısıyla benim rolüm burada aracılıktan ibarettir. şiirlere konulan açıklamalar da Tahirzade’ye aittir. Şiirler buraya alınırken kelimelere dokunulmamış, onlar sadece yazılış bakımından lehçemize yaklaştırılmıştır.
Enver ve Nuri Paşalar hakkındaki şiirlerin kamuoyumuzda ilgiyle karşılanacağını umarım.
Sayın Adalet Tahirzade’nin verdiği bilgilere göre, tam adı Salman Meşedi Muhammed Emin oğlu Askerzade olan şairimiz 1884’te Şeki’de doğdu. Edebiyat tarihçisi, araştırıcısı ve şairdir. Bolşevikler onu herhalde bu sebeple vatan haini sayıp öldürmüşlerdi. Salman Mümtaz şair olarak tanınmış olmasına rağmen bu güne kadar onun şiirleri yayımlanmamıştır. Aşağıdaki iki şiiri ilk defa 31 Aralık 2004’te 525-ci Gazetede yayımlanmıştır. Her iki şiir de Muhammed Emin oğlu Salman Mümtaz imzasını taşır. “Enveriyye” adlı ilki 1918’de Gence’de yazılmış ve Osmanlının meşhur harbiye nazırı, başkumandan vekili, mirliva, padişahın damadı Enver Paşa’ya hasredilmişti.
Enver Paşa, Sovyet hakimiyetinden önce Azerbaycan’da bütün kitapçılarda renk renk büyük portreleri satılan ve bu portreleriyle binlerce Azerbaycan Türkünün evini süsleyen, onlara sevinç ve gurur bağışlayan Edirne fatihi olarak Azerbaycan Türklerinin de kalplerini fethetmişti.
Enver Paşa Azerbaycan’da, Azerbaycan Cumhuriyeti devrinde 1918’de kurtarıcı Kafkas İslam Ordusunu Azerbaycan’a gönderen nazır olarak da sevilirdi. Hakkında nağmeler düzülür ve sanatkarlar bunları şenliklerde, bayramlarda coşkuyla okurlardı. Bugün Azerbaycan’da ise onun kardeşi Nuri Paşa daha çok tanınır. Burada yayımlanan şiirler Elyazmaları Enstitüsü’nde saklanmaktadır (Fon 20, liste 1, saklama birimi 216) ve onlar büyük bir nakışlı kağıda basılıdır. Muhtemelen şair, ilk şiiri Şeki’ye gelmiş olan Nuri Paşa vasıtasıyla Enver Paşa’ya ulaştırmak için güzel bir şekilde bastırmış ve çok miktarda dağıtmıştı.
“Öyün, Millet” başlıklı ikinci şiir Enver Paşa’nın küçük kardeşi 1918’de Bakü’yü Rus-Ermeni işgalcilerinden temizleyen Azerbaycan’ın bağımsızlığı uğrunda savaşan 9. ordu kumandanı ferik Nuri Paşa’ya (Killigil) hasredilmiştir.
Bu şiir “Azerbaycan Gazetesi”nin 30 Teşrin-i evvel (Ekim) 1918 günlü 26. nüshasında yayımlanmıştı. Başlığının altında “İşbu abdar şiir, Kafkasya İslam Ordusu baş kumandanı devletli ferik Nuri Paşa efendimiz hazretlerinin Şeki’ye vürudu münasebetiyle Kafkasya şuarasından muhterem Muhammed Emin oğlu Salman Mümtaz Efendi tarafından bedaheten (doğaçlama) ve paşa hazretlerinin nam-i namilerine ithafen tab ve neşr edilmiştir, diye bir not düşülmüştü.
Şair bu şiiri, Şeki’de okuduğunda Nuri Paşa ona Türkiye nişanı vermişti, şair tutuklandığında ise karısı bu mektubu yok etmeye mecbur kalmıştı.

Enveriyye

Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!
Seninle fahr edir şimdi büyük sultan, ulu kayser
Ki, sensen dahi-yi devran, sensen fatih-i kişver,
Sana şayestedir elhakk tila ovrengü zer efser .
Doğar mı mader-i giyti senin tek bir de bir ner er
Hayali ay kimi aydın, meramı gün kimi Enver?!

Sehab-i küfrü ten böldün, kılınç darbıyla etdin şakk,
Çıkartdın milleti yekser ışıklı günlere elhakk,
Ayıltdın Türkleri, verdin demadem Türküğe revnak
Sana bu işde yardımcı yakin oldu cenab-ı Hakk,
Sen oldun Hazret-i Hakkın sefa-yı lutfuna mazhar
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!

Müselman gayretin çekdin, gözetdin Türkün namusun,
Dağıtdın haver-i İslamdan küffar kabusun.
Mesacidden dilerdi Rus asa öz nehs nakusun ,
Güneşden parlak amalın olup Şark ehline ezher,
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!

Munzam ordunu birden ser-i adüvvane saldırdın,
“Kıral”lar rişesin kırdın, “karol”lar tacın aldırdın,
Edip mağlup küffarı, neva-yı suru çaldırdın,
“Hilal-i arşa yükseltdin”, “gün”ü eflake kaldırdın.
Nihal-i maksad-ı fikrin getirdi tatlı bir nevber,
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!

Ziya-yı fikrin ile ziyasızdık, ziyalandık,
Cefa vü cevr çekmişdik, fütuhunla sefalandık,
Liva-yı nusretin ile , bihamdillah, livalandık,
Hakir ü pest olmuşduk, ucaldık, itilalandık.
Tamamen Kafkas’ın ehli gönüldendir sana asker
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!

Saadet devri, söz yok kim, yetirmiş şanlı cahidler,
İğitler, kahraman erler, şücaetli mücahidler,
Buna tarihde vardır dahi binlerce şahidler,
Dikipdir onlara şahlar neçe yerde müşahidler.
Yapar millet sana layık tiladan heykel-i ekber.
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!

Semada yıldırım tek parlayan dem tiğinin berki
Işıklandırdı şemsasa seraser alem-i Şarkı,
Nisar-ı hak-i payınçün düzüldü bin güzel şarkı ;
Benim naçiz şiirimle veli var onların farkı
Mübarek vechini görcek tapar eşarımız ziver,
Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!



Öyün, millet

O gün millet ki eltafı olup şevketli sultanın,
Hilalin halesi kılsın ihata Türk evtanın .

Tefahur eyle, ey millet, muradın hasıl olmuşdur,
Daha eflake yükselmez enin-i ah ü efganın.

Ziyasız Rus zulmünden o yüksek ruhun ölmüşdü,
Dökürdü şişeye her dem şerabi nab tek kanın.

Kızılgül tek açıl, gül, gör ki Türkün şanlı ordusu
Revak-ı arşa nasbetmiş büyük Osmanlı unvanın.

Semaya doğru tuğrul tek sen, ey Türk oğlu, uç, yüksel
Ki, sensen şanlı evladı şerefli eski Turanın.

Bulut altında kalmışdı eğerçi kevkeb-i bahtın ,
Gör imdi necm-i zahir tek hilalın, necm-i tabanın .

Gerek tak-ı mukarnasdan asılsın Türkün tuğrası
Melekler zib-i duş etsin livasın Al-i Osmanın .

Bütün, Mümtaz, ellerden olar Türk milleti mümtaz ,
Sürer bundan sonra Türklük şerefli-şanlı devranın.


www.ufukotesi.com - 01 / 2005  

fethigedikli@ixir.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.