Gerçek

 

Özdemir Özsoy  

Uluslararası politikada soru işaretleri


“Irak’ın insanlığı tehdit eden kitle imha (!) silahlarının yok edilmesi” için yapılan ve aslında hem insanları, hem de insanlık duygusunu yok eden gülünç ve acıklı bir askeri harekâtı destekleyen yazarlar bu işe ne diyorlar? Bir kere biliyor muyuz ki böyle nükleer tesisler var? Bilmiyorsak niçin bilmiyoruz ve cahiller arasında çok konuşulan “Adamlar nokta atışıyla en ufak hedeflere bile ulaşıyorlar.”

“İran’ın nükleer tesislerine (!) yapılacak saldırılarda Türk hava sahasının kullanılmasını” çok doğal bir şeymiş gibi ülkemizin kamu oyuna kabul ettirme gayretkeşliğini acaba nasıl bir davranış biçimi olarak algılamalı?
“Irak’ın insanlığı tehdit eden kitle imha (!) silahlarının yok edilmesi” için yapılan ve aslında hem insanları, hem de insanlık duygusunu yok eden gülünç ve acıklı bir askeri harekâtı destekleyen yazarlar bu işe ne diyorlar?
Bir kere biliyor muyuz ki böyle nükleer tesisler var? Bilmiyorsak niçin bilmiyoruz ve cahiller arasında çok konuşulan “Adamlar nokta atışıyla en ufak hedeflere bile ulaşıyorlar.” gibi sindirme ve korkutma propagandasının yapılabildiği bir teknolojik ortamda bu tesislerin yeri neden belirlenemiyor?
Durmadan Amerikan basınından, (daha doğrusu Ortadoğu egemenliğine soyunan belli bir devletin yandaşı olan Amerikan basınından) aktarmalar yapan ve kendileri ayrıcalıklı olan, “Türk vatandaşı” bazı ünlü yazarlar bu konuda ne diyorlar?
Ayrıca, biz böyle, gerçekten tehdit unsuru olabilecek tesisler olduğunu biliyorsak neden bunlara karşı savunma metotları geliştiremiyoruz da eloğlunun himmetine muhtaç hale gelmeye rıza gösteriyoruz? Aynen ekonomi konusunda olduğu gibi, bu eloğulları uluslararası kuruluşlar eliyle seni ele güne muhtaç hale getirmek için türlü dolaplar çevirmezler mi?
Bir yandan sana kredi kullandırıp dostluklarını (!) gösterme hokkabazlığı yaparken öte yandan seni borç batağına itmezler mi?
Sanki dünyada savunma araçlarını dürüstlükle yapacak ülkeler yokmuş gibi ortak savunma dümenleriyle şu fakir milletin paralarını kendi savunma sanayilerine aktarmazlar mı?
Bu mazlum ve masum millet, bu kadar “düzen” dolu darbeler karşısında beyin sarsıntısı geçirmese bile uzun süredir Sudan’da sahneye konulan ve fakat dünya kamuoyunun ilgisinden özellikle kaçırılan senaryoları görecek, düşünebilecek zaman ve fırsat bulabilir mi?
Beyaz Nil’den çok uzaklarda, Sudan’ın dağlık bölgesi olan Darfur’da, aynı Afganistan ve Irak’taki oyunların uvertürü yapıldığını bu kamuoyu nereden bilsin?
Aynı Irak ve Afganistan’daki gibi, önce zalim merkez yönetimine destek olup halkı ikrah ettirerek, tiksindirerek, sonra da karşıt gruplara silah yardımı yaparak ya da o ülkenin işgaline yönelerek dünyayı kandırdıklarını nasıl anlasın?
Yıllardır kuraklık, dolayısıyla açlık çeken bu bölgeye hiçbir ilgi gösterilmezken acaba niye son zamanlarda kıpırdanmalar çoğaldı ve konu ile ilgili propagandalar yoğunlaştı?
Her yere demokrasi götürdüklerini (!) söyleyen büyük devletler acaba buraları karıştırma planlarını neden bugünlere kadar ertelediler?
Gittikleri –kendi ifadeleriyle- kurtardıkları yerlere zulüm, işkence, tecavüz ve gözyaşı götürenler bu Darfur denilen, yanardağ kraterleriyle bezenmiş plato üzerinde kimseye bir zararları olmadan yaşamaya çalışan mazlum, ezilmiş insanlara hangi demokrasiyi, nasıl götürecekler ve insan hakları ihlallerini (!) nasıl önleyecekler?
Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir petrol aşırma planı olduğunu anlamak istemeyenler Büyük (!) Afrika Projesi’nin de Sudan’daki petrol kaynaklarıyla hatta Darfur ilinin komşusu Çad üzerinden Nijerya’ya uzanan (uzatılan) petrol boru hatlarıyla ilgili olduğunu nereden anlayacak?
Afrika’nın bu stratejik bölgesindeki yangının büyüyerek etrafı ateşe vereceği günlerin yakın olduğunu, güdümlü basınımız bakalım ne zaman görecek ve konuyla yakından ilgilenme talimatını nereden alacak?
Gördünüz ki bu yazı hep soru (?) ve ünlem (!) işaretleri ile doldu. Noktayı ne zaman ve nereye koyacağımıza birlikte karar vereceğiz.


www.ufukotesi.com - 09 / 2004  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.