Sanal Esaret

 

Kemal Çiftçi  

Tarihi doğru okumak


Türk-İslam dünyası, sanayi devrimini ıskaladı. Böyle olduğu içindir ki, Keşifler Çağı’na kayıtsız kaldık. Kaybettiğimiz asırları geri getirmek mümkün değil elbette. Ancak bunun doğru bir eleştirisini yapamazsak, Bilgi Çağı’nı da kaçırmak zorunda kalacağız. İşte asıl tehlike bu.

Şimdi bir dönüm noktasındayız. Ya içinde bulunduğumuz tarih dilimini çok iyi tahlil edip, aydınlık geleceğimizin mimarları olacağız. Ya da geçmişte yaptığımız gibi, kısır çekişmelerle zaman kaybedip gelecek nesillere, altından kalkılmaz bir enkaz bırakacağız.
Hamasi nutuklarla bir yere varılmıyor. “Bir Türk dünyaya bedeldir” edebiyatını bir kenara bırakıp gerçekleri konuşalım. 19.yüzyıldan itibaren dünyamız müthiş bir Buluşlar Çağı yaşadı. İşte bu mucitlerden bazıları: Ziraat makinalarının mucidi Cyrus McCormik, lastiği kullanılabilir hale getiren Charles Goodyear, silah üreticisi Samuel Colt, Mors alfabesini bulan Samuel Morse, ampulun mucidi Edison, fotoğraf makinasını bulan ve Kodak şirketini kuran George Eastman, yüzlerce icadın sahibi George Westinghouse, Benjamin Franklin, Nikola Tesla, telefonun öncüsü Graham Bell ve otomobilin mucidi Henry Ford… Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Bugün de Bill Gates ve Michael Dell gibi bilgisayar sahasında yenilikler yaparak dünyanın en zenginleri arasına giren işadamları var.

Peki bunlar arasında neden hiç bizden kimse yok? Evet bunun cevabını bulmak zorundayız. Aksi takdirde asırlar gelir geçer… Bizden sonraki nesiller de aynı soruyu sormaya devam ederler mi? Yoksa “bu işler bize göre değilmiş” deyip ümitlerini keserler mi bilinmez? Ama bize önemli bir görev düşüyor. Öncelikle de mucitleri yetiştiren ortamın nasıl olması gerektiği konusuna kafa yormamız gerekiyor. Özellikle Rusya ve Çin örnekleri bize bu konuda ışık tutacaktır. Çin’in son yıllarda nasıl büyük hamlelerle ilerlemeye başladığını anlamak önemli bir soru. Ayrıca Güney Kore-Kuzey Kore ve Doğu Almanya-Batı Almanya mukayeseleri bizim için çok ideal laboratuarlar… Bunların karşılaştırmasını yaptığınız zaman, en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyin ne olduğunu çok iyi anlarız. Evet, ilerlemenin ve buluş yapabilen insanlar yetiştirmenin yolu özgürlükten geçiyor… Kesin olan bir şey var: Özgür ve mutlu insanlarla ilerleme sağlanır. Baskıcı ortamlarda ise sadece ve sadece “çağdaş köleler” yetişir.

Şimdi karar vermenin zamanı: Biz hangi yolu seçeceğiz? Meslek lisesi, İmam-Hatip, YÖK meselesi, laiklik vb.konularda nasıl bir tavır takınmamız gerekiyor? Bu konulardaki tercihiniz, aynı zamanda vatanseverliğinizin de gerçek ölçüsü olacak.

k.ciftci@yedirenk.com


www.ufukotesi.com - 06 / 2004  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.