Reymanca

 

Reyman Eray  

Kişilik...


Yarışmacı kız şarkısını söylemek üzere sahneye geliyor... Salon hıncahınç dolu... Ön sırada jüri üyeleri... Kız şarkısını bitiriyor ve değerlendirmeleri dinlemek üzere jürinin karşısına geçiyor... Jüri üyelerinden biri “Senin bacakların çarpık !” diyor... Yarışmacı kız şaşkınlığını-kızgınlığını belli etmemeye çalışarak gülücük dağıtmayı sürdürüyor... Genç, güzel ve iyi şarkı söyleyen bir genç kıza, “çarpık” olduğu, salon dolusu izleyicinin ve milyonlarca ekranseverin önünde “naklen” söyleniyor ve kız gülebiliyor...

Bir genç kız, “ünlü”lük düşlerinin, “çok para kazanmak” düşlerinin yıkılmaması adına milyonların önünde aşağılanmayı bile göze alabiliyorsa, ortada bir “kişilik”sizlik sorunu var demektir !
“Sağlam” bir genç kız, -tüm sonuçlarına katlanmak pahasına- aynı milyonların önünde “Çarpıklık sizin beyninizde sayın jüri üyesi” demeliydi... Bunun adı “kişilik” olurdu; ayrıca, jüriye “gıcık” olanların gözünde yücelirdi.
* * *
Aynı kişilik yoksunluğunu, kızlı-erkekli birçok yarışmacı gencimizde görüyor, üzülüyoruz... Seçici kurul üyelerinin aşağılamaya varan alaylı sözlerine, son yıllarda gelişen “Parayı götür de nasıl götürürsen götür” anlayışı uyarınca suskun kalan; susmakla yetinmeyip bir de gülümseyen bu gençler, Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençliğe hiç benzemiyor ! Yazık !..
Kimi seçici kurul üyesinin aşağılayıcı davranışları en ciddi köşe yazarlarına bile günlerce gereç oldu; psikologlar-sosyologlar gençlere böyle davranılmasının “yanlış”lığını bilimsel olarak anlatmaya çalıştı ama, kimse gençlerimize değinmedi ! Yarışmacılar çok mu “masum”du ?..
Kişilik, Tanrı’nın insanoğluna lütfettiği, “dünyevi çıkar”lar uğruna ayaklar altına alnamayacak denli değerli bir erdemdir, ülküdür. Gelgelelim, gençlerimize “kısa yoldan üne-paraya kavuşma” hırsının (ya da “kurnaz”lığının) faturası “kişiliksizlik”le ödetiliyor; sayısız genç de buna katlanıyor, sineye çekiyor... “Star yarışması”, yalnızca bir örmek. Gençlerimize pompalanan bu “kişisel çıkar düşkünlüğü”nü son 20 yıldır yaşamın her alanında görebiliyoruz. “Avrupalı”laşıp(!) para kazanmak adına Kıbrıs’ın elden gitmesini bile sindirmeye hazır olan genç; korkarız ki 10-15 yıl sonra meclise girdiğinde, Güneydoğu’yu da satışa çıkarır...
Biraz “sert” oldu ama, bu katı gerçekler daha yumuşak bir dille anlatılamaz !


www.ufukotesi.com - 05 / 2004  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.