34. Çalışma yılını tamamlayan Aydınlar Ocağı Türkiye’yi yakından ilgilendiren iç ve dış gelişmelere, kültürel konulara faaliyetlerinde yer vermektedir.Yurt içinde ve yurt dışında 35 i bulan diğer ocaklar ile ve genel merkez durumundaki İstanbul Aydınlar Ocağı ülke gündemindeki konularla ilgilenmektedir. Düzenlemiş olduğu konferans ve panellerle İstanbul içinde ve dışında büyük ilgi görmektedir. Aydınlar Ocağı, ülke çıkarları ve milli kültürümüz doğrultusunda düşünenleri ve araştıranları bilgilendirmek ve kamuoyu yaratmakla uğraştığı gibi sayıları 40’ı aşan yayın faaliyetlerini de sürdürmektedir. |
Ocak partiler üstü, Türk Milletinin milli ve manevi değerlerinden yana, onları koruyarak geliştirmeyi kendine gaye edinen, merkezi dışarıda olmayan, ülkenin seçkin aydınlarını, ilim, fikir ve iş adamlarını farklı meslek temsilcilerini bünyesinde barındıran, kendini sahasında ispat etmiş, herkese açık olan bir kuruluştur. Ocak tüzüğünün gaye maddesinde işaret edilen görüş ve düşünceleri benimseyenleri bünyesinde barındırmaktadır.
Aydınlar Ocağı, gönüllü bir kültür kuruluşudur. Ülkemizin önüne bir takım imkan ve fırsatların çıktığı ancak buna paralel olarak bazı tuzakların da çıkarıldığı bir ortamda ocak gibi milli hassasiyet sahibi milli birlik ve bütünlükten yana kuruluşlara büyük ihtiyaç vardır. Sun’i ve şekli ayrımlara ve ikili zıtlıklara yönlendirilmek istenen ülkemizde milli mutabakatlar etrafında birleşebilmek, ayrıldığımız değil, birleştiğimiz esasları öne çıkarmak, doğrulardan taviz vermeden ülke sevgisi ve menfaatleri etrafında uzlaşabilmek aydınların kaçınamayacakları görevleri olmuştur.
Kuruluşundan bu güne kadar Türkiye’de çoğu zaman gündemi tayin eden Aydınlar Ocağının üzerinde kara bulutlar dolaşmakta, Aydınlar ocağı birileri tarafından bölünmek, parçalanmak istenmektedir. Aydınlar Ocağı bir ailedir. Her ailede bir takım huzursuzluklar olabilir. Bu huzursuzluklar yönetimlerden kaynaklandığı gibi bazı yöneticilerin bizzat kendilerinden de kaynaklanabilir. Bunu fırsat bilen güçler Aydınlar Ocağını parçalamak için düğmeye basmışlardır.Uzlaşma kültürü ile meselelerimizi çözmek yerine çatışma kültürü ile bu huzursuzluk körüklenmektedir. Yazılı ve görsel medyada açıkça ocak aleyhine beyanatlar verilerek bu bölünmeden fırsat kollayanların yüreklerine su serpilmektedir.
Zaman büyük bir hızla akıp gidiyor.Akıp giden bu zaman içinde biz kendimizi olayların dışında kalarak zamanı yakalamaya, batı normları ile aramızdaki mesafeyi kısaltmaya çalışacağımıza dedikodu ile gün geçirmekteyiz. Türk milletinin varlığı tehlikedeyken bizi biz yapan değerler tek tek elimizden alınıp, gelecek nesillerin kendi milletine, milli kültür değerlerine düşman olarak yetişmeleri tehdidi ortadayken, beyinler işgal edilirken, milli onur ve saygınlığımız yerlerde sürünürken, biz hâlâ aramızda şahsi çıkar ve egolarımızın kavgasını yapıyor, birbirimizi yiyoruz .Bu daha ne kadar sürecek? Dedikodular bizi yok edinceye kadar mı?
Aydınlar Ocağı Türkiye genelinde şube kuruluşlar olarak çalışmamaktadır. Her dernek bağımsız birer kuruluştur. Ancak 35 senedir bütün aydınlar ocakları İstanbul Aydınlar Ocağını manevi olarak genel merkez kabul etmiş ve ona tabi olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Bu gün 25 şurasını yapacak olan aydınlar ocağında guruplaşmalar ve işi bölünmeye götürecek gayretler vardır. Hazırlanan bildirilerde İstanbul Aydınlar Ocağını genel merkez olarak kabul etmediklerini ,kamuoyuna açıklayan arkadaşlar ilk defa olarak Mayıs ayında Antalya da şura toplayacaklarını ilan etmişlerdir. Elbette İstanbul Aydınlar Ocağı hukuken genel merkez değildir. Ama 25. şuranın yapılacağı güne kadar bütün ocaklar birlik ve beraberlik içinde hareket etmiş ve hiçbir zaman çatlak bir ses çıkmamıştır. Şimdi ocağımızın geleneği gereği bir önceki şura da bir sonraki şuranın nerede yapılacağı katılan ocakların oy birliği ile kararlaştırılır. 2003 Kasım ayında Adıyaman da yapılan aydınlar ocağı şurasında oy birliği ile Trabzon Aydınlar Ocağı tarafından 25 şuranın 21-23 Mayıs ta Trabzon’da yapılması kararlaştırılmıştır.
Bütün ocak yönetici arkadaşlarıma sesleniyorum. Trabzon’daki şuraya mutlaka katılın sorunlarımızı orada çözelim. Kendi iç meselelerimizi medya yoluyla dışarıya aktarmayalım. Uzlaşma yollarını arayalım. Çatışma kültürünü benimsersek bölünüp parçalanırız. Ocağımız büyük zarar görür. Bunun günahı da bu parçalanmayı körükleyenlerin olur. Tarih sizi affetmez.
Avukat Zeki Hacıibrahimoğlu
|