Sağlık Meridyeni

 

Dr. İsmail Maraş  

Cilt kırışıklığı ve asıl sebepleri


Cahit Sıtkı’nın şiirini hatırlıyor musunuz? “Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?” Bu sayıda konumuz yüzlerdeki çizgiler kırışıklıklar ve geri palanda sebepleri hakkında.

Hadi erkekler neyse… Onlarda da kırışıklıklar oluyor ama erkekler, ciltteki bu tür kırışıklıkları “olgunluk işareti” sayıp kendilerini teselli edebilseler de aynı şeyi bayanlar için söylemek pek mümkün değil. Çünkü kadınlar, her daim genç ve güzel olmak zorunda hissediyor kendini.
İşte bu yüzden olsa gerek, özellikle kırk yaşından sonra aynanın karşısına geçmek kabus oluyor kimilerine. Kimileri, bulunduğu ortamda herkes yüzündeki kırışıklara bakıyor sanarak depresyona bile giriyor… Kimileri milyarlar ödeyerek cerrahın masasına yöneliyor.
Hepsinin üzüntü ve telaşı aynı. Aman bu kırışıklıklarım son bulsun. Güzelliğim yok olmasın.

İyi de bu kırışıklıklar nasıl oluşur? Bunun sebep olan faktörler nelerdir? Günümüzde cilt kırışıklığının ortadan kaldırılması için yapılan tedaviler ne kadar geçerli? Uygulamalar kırışıklıkların sebebini ortadan kaldırmaya mı yönelik, yoksa sonuçlarla mı ilgili?

Bu konuyu uzun uzun anlatmaya yerimiz yetmediği için şöyle özetleyebiliriz. İnsan hücrelerden oluşan bir organizma ve hücreler zamanın akışıyla birlikte elbette yaşlanır.
Ancak yaşadığımız ortam, hayat şartları, çevre kirliliği, beslenme alışkanlığı gibi birçok faktör, zaman içinde stres, baş ağrısı, şişkinlik gaz, karaciğer yağlanması, tansiyon gibi birçok rahatsızlığa sebep olmakta.
Kan dolaşımının yavaşlaması, metabolizmanın yavaş çalışması vücuttaki tüm organları etkilediği gibi cildimizi de etkilemekte ve ister istemez zamanla ortaya çıkan birçok belirtiden biri de cilt kırışıklıkları olarak ortaya çıkmaktadır.
Derimiz de insan vücudunu saran mükemmel bir zırhtır ve aynı zamanda bağışıklık sisteminin üyesidir. Vücudun bağışıklık sistemini dengede tutmaya o da gayret eder. Özellikle yazları güneş ışınları arasında bulunan ultraviole ışınlarına karşı korur. Vücudun sıvı dengesini düzenlemesine yardımcı olur. Ter bezlerinin çalışmasıyla vücudun boşaltım sistemine yardımcı olur. Terlemeyle vücuda termostat görevi görür. Vücudu doğal ısısında tutmaya çalışır. Sıcaklarda terlememiz aslında vücut ısısını soğutmaya yönelik bir gelişmedir.
Derideki kırışıklıkların yaşlanmayla elbette alakası vardır. Ancak 40- 50’li yaşlardan önce oluşan kırışıklıkların sebebi yaşlanmadan öte, yukarıda söylediğimiz gibi zor hayat şartlarının ve doğallıktan uzak bir yaşantının, uzun vadede çehremize yansımasıdır.
Buna en güzel örnek, kimi ailelerde anneanne babaannelerin yüzlerinin geçen zamana karşı hala pırıl pırıl olmasına rağmen, aynı ana babanın çocuklarının cildinde kırışıkların meydana çıkması gösterilebilir. Aradaki fark, stres ve sıkıntı içersinde, ve doğal olmayan bir yaşamdır.
Örneğin bir insan eğer soğuğa sıcağa, güneş ışığına karşı gerektiği kadar cildini koruyamamışsa, sigara içiyorsa, güzelliğin bir parçası diye lanse edilen türlü çeşit makyaj malzemelerini yerli yersiz kullanıyorsa, kozmetik ürünlere dönük rasgele kişisel bakım uygulaması yapıyorsa, rast gele bir rejim uyguluyorsa, bütün bunlar hem bünyenin tamamını hem de derinin o muhteşem yapısını bozmaya ve onu deforme etmeye yönelik etkenlerden bazılarıdır.
Evet uzmanlar, yaşlılık işareti sayılan ciltteki belirtisi kırışıklıklara çare bulmak için çalışıyorlar. Ama doğal yöntemler haricindeki yöntemlerin birçoğu sebebi ortadan kaldırıcı değil, sonuçla uğraşmaktan ibaret ve kısa süreli geçici yöntemlerdir.
Bu arada örneğin sırt ağrısı, omuz ağrısı, kronik yorgunluk sendromu, gaz, şişkinlik, karaciğer yağlanması, migren, stres, tansiyon, kalp rahatsızlığı, sancılı adet, romatoid artrit gibi rahatsızlıklardan dolayı akupunktur tedavisine gelen kimselerin, bu rahatsızlıklarından yüz güldürücü sonuçlar elde ederken, yüzlerindeki cilt kırışıklıklarının da önemli derecede ortadan kalktığını, yüzlerinin parlak ve genç görünmeye başladığını da fark etmişlerdir.
Çünkü akupunktur, doğuştan itibaren vücutta var olan enerji akışındaki aksaklıkları gidermenin en etkin yöntemi. Akupunktur zaten vücudu bir bütün olarak ele alır. Vücudun zaman içersinde iç ve dış etkenlerle deforme olan tüm organlarını, bir bütün olarak uyarır, harekete geçirir. Burada bütün detaylarını anlatmamız mümkün değil ama özetlersek, vücuda protein mi lazım, kolajen doku mu lazım, kan dolaşımı mı hızlanmalı tüm bu konularda vücudu uyarmakta ve harekete geçmesine sebep olmaktadır.
Böylece vücudun otomatik tamir ve bakım düzenine geçmesi sayesinde diğer rahatsızlıklardan netice alındığı gibi, ciltlerdeki kırışıklıklar da önemli ölçüde azalmakta ve hiçbir yan etki yaşanmadan, yüz güldürücü harika sonuçlar elde edilmektedir.
Sağlıklı günler dileğiyle...


www.ufukotesi.com - 01 / 2004  

www.marasakupunktur.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.