Sanal Esaret

 

Kemal Çiftçi  

Sinagog baskını ve tarih şuuru


Sinagog patlaması kim tarafından organize edildi? Burada rol alan kişiler kimlerdi, hangi örgüt adına çalışıyorlardı? Bütün bunların hiç önemi yok. Zira biz bu detaylarla oyalanırken birileri “cambaza bak” diyerek malı götürüyor. Asıl mesele bu tuzağa düşmeden gerçekleri görmek.

Ülkemizde yaşanan meselelerin en önemli sebeplerinden biri de tarih şuurundan mahrum oluşumuz. Geçmişimizi yeterince bilmiyoruz. Oysa geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Prof. Dr. Osman Turan şöyle diyordu: “Fertlerin hafızası ne ise, tarih de milletlerin hafızasıdır. Bir insan hafızasını kaybederse şaşırır, yürümesini hatta nereye gideceğini bilemez. Allah göstermesin, hafıza kaybı çok fenadır. Zekanın birçok unsurları vardır. Hafıza onun materyalidir. Zekanın malzemesini verir. Muhakeme ondan sonra onlar arasında karşılıklı irtibatlar kurar, neticelere varır.”

Tarih elbette milletlerin hafızasıdır. O hafızadan mahrum olan toplumların sağlıklı sistemler kurmaları ve mutlu olmaları mümkün değildir. Geçmişle bağları kopmuş, içinde bulunduğu medeniyet ikliminden habersiz bir toplum haline geldik ne yazık ki. Geçmişimizi bilmediğimiz için, yüzümüz sürekli olarak Batı’ya dönük.

Böyle olduğu içindir ki, İstanbul’da meydana gelen patlamaları hemen Batı’nın gözüyle yorumlamaya başladık. Aydınlarımız ve medyamız, Batı’nın ağzıyla konuşuyor. Oysa bütün önyargıları bir kenara koyup bir düşünelim. Ve bakalım bu patlama kimin işine yaradı? Güney komşumuz Irak’ta olan-bitenleri bir anda unutuverdik. Sadece biz mi? Dünya kamuoyu da şu anda tüm dikkatlerini İstanbul’a çevirdi. Halbuki Irak’ta, bizden hiç de ırak olmayan bir bölgede çok vahim olaylar yaşanıyor. Her geçen gün daha çok askerini kaybeden ABD, direnişe karşı duramayacağını gördü. Bu yüzden de toplu kıyıma başladı. Aslında bu bir soykırım hareketi. Uçaklarla, tanklarla ve toplarla sivil insanların üzerine yürüme yolunu seçti. Geceyarısı baskınlar yapılıyor, masum insanlar evlerinden alınıyor. Başlarına çuvallar geçirilen zavallı insanlar mechul yerlere doğru götürülüyor. Ama bütün bu hunharlıklardan dünyanın haberi olmuyor. Çünkü herkes sinagog patlamasıyla ilgileniyor. Bu konuda yorumlar yapılıyor. El Kaide, İslamcı terör vb. yorumlar yapılıyor. Komplo teorileri havada uçuşuyor. Uluslararası terörden dem vuruluyor. Oysa asıl terör, Irak’ta, masum insanlara karşı yürütülüyor.Ve Amerika, sadece oradaki masum sivillerin başına çuval geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda dünya kamuoyunun da başına dezenformasyon çuvalını geçirip gerçeği görmelerini engellemeye çalışıyor. Bu amaçla çok kurnazca bir plan uygulamaya konuyor. Sembollerle yürütülen bir savaş var ortada. Bu patlama herhangi bir yerde değil de Sinagog önünde gerçekleşiyor. İslami hassasiyetlerin zirvede olduğu Ramazan ayında, İstanbul’da meydana gelmiş olması da semboller açısından çok önemli. Kolayca toplumların şuuraltı hedef alınıyor. Başımıza geçirilen çuvalı görmezlikten gelip hala onların istediği gibi düşünmeye devam mı edeceğiz, yoksa gözümüzü dört açıp bu oyunu bozmaya mı çalışacağız? İşte bütün mesele burada…


www.ufukotesi.com - 12 / 2003  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.