Hedef

 

Ünal Bolat  

Sayın Gürüz’e soruyoruz


Baştan belirtmekte yarar var. Bu konu Türkiye’nin olması gereken gerçek gündemi değil. Millete “cambaza baktırmak” üzere ortaya atılmış temcit pilavıdır. Asıl gündemler dikkat çekmesin diye... Ancak üniversiteler üzerinden siyaset yapıldığını iddia eden Sayın Gürüz, bulunduğu makamı ve kurumu gündem konusu yapmakta ısrar ettiği için diyoruz ki:

-Sayın Gürüz, eğer gerçekten iktidarın YÖK'ü siyasallaştırma çabası var da bunu ispat edersen yanındayız.

Ancak şu sorulara cevap vermeniz şartıyla...
Önce hükümet tarafından, üniversiteye giriş sistemini değiştirecek olan tasarıya karşı çıkan YÖK Başkanı Prof Dr. Kemal Gürüz’ün söylediklerine bir bakalım:
“Ben başında bulunduğum sürece Türk üniversite sistemi söz konusu yasaya alet olmayacaktır. Uzlaşması yoktur bunun. Uzlaşmak isteyen tarih önünde sorumlu olur. Türk devletine Türk milletine karşı sorumlu olur.”
“Cumhuriyetin temel niteliklerini hedef alan bir tasarı bu.”

Hangi açıdan olduğunu ise "yorumu uzundur" diyerek belirtmiyor. Ardından tehdit vari bir cümle: “Bu yasa TBMM’den geçerse sonuç çok kötü olur.”
“Biz insanların Tanrı ile aralarındaki inanç ilişkilerine son derece saygılıyız. Ama bunun toplumsal hayata taşınması fevkalade yanlış.”
“Türk Üniversite sisteminin başındaki bir kişi olarak söylüyorum: Türk üniversite sistemi, üniversiteye giriş sisteminde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. Bu konuda herhangi bir uzlaşma söz konusu olmayacaktır. Yumuşama diye bir şey söz konusu değildir.”

Şimdi sayın Gürüz’e soruyoruz :
Siz meclisin üstünde bir kişi değilsiniz. Öyle veya böyle bu yasa meclisten geçerse ne yapacaksınız?
Neye güveniyorsunuz da sonuç çok kötü olur diyorsunuz? Hem ne demek istiyorsunuz?
Siz varken bu yasa geçmese bile, siz ne zamana kadar bu kurumun başında kalacaksınız? Dikkat edin, "kurum" diyorum... Kurumlar şahıslarla mı kaimdir? Demirel'in sık sık dediği gibi, mahkeme kadıya mülk olmadığına göre, sizden sonra arkanızda aynı kararlılıkta mücadelenizi sürdürebilecek kaç Kemal Gürüz yetiştirdiniz?
Bir de Başbakana sorun, ardında kaç Recep Tayyip Erdoğan var?
Siz İmam Hatiplerin önünü ısrarla kesmek istedikçe halk tuttu İmam Hatipli birini Başbakan yaptı. Bu bir tesadüf mü? Değilse halk acaba ne demek istiyor?
Eğer halk sizi bir türlü anlamıyorsa, cahilse, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorsa, bu halkla nereye kadar gideceksiniz?

Çünkü cahil de olsa, aptal da olsa, arkasında halk olmayan bir düşünce ne kadar ayakta kalabilir?
Oysa Mustafa Kemal Atatürk bu cumhuriyeti, bu halkı arkasına alarak kurmadı mı? Yoksa o halk ile bu halk farklı mı?
Değilse zamanında yediden yetmişe Atatürk’e destek verdiği halde, halk şimdi size niçin destek vermiyor?

Yökü sizin istediğiniz hale getiren siyasi partiler bugün nerede?
Hükümetin üniversiteleri siyasallaştırmasından söz ediyorsunuz. Peki önceki yasayla bilimsel kimliğe kavuşturulan YÖK, bugüne kadar bilimsel olarak neler ortaya koydu?
Diyelim ki hükümet allem ediyor kallem ediyor ve YÖK’ü tekrar 28 Şubat öncesine getirmeye çalışıyor. YÖK 28 Şubattan sonra bilim adına ne kazanmıştı, şimdi ne kaybedecek?
YÖK sizin istediğiniz şekildeyken üniversiteler, uluslararası bilim arenasında hangi ekstra başarıları elde etti?
Kaç bilimsel kitap yayınlandı? Kaç bilimsel proje üretildi? Kaç akademik makale dünyaca kabul gördü?

Oysa malum bir rektörünüzün, yurt dışında yayınlanan bilimsel bir çalışmayı kendininmiş gibi kopya ettiği haberi dolaşıyordu basında... Bunu koskoca profesörünüz kendine nasıl yakıştırabilmiştir bilmiyoruz ama acaba YÖK’ü koruma ve kollama mücadelesinden vakit bulamadığı için mi bu duruma düşmüştür?
Sayın Gürüz, bu sorulara samimi cevaplarınızı aldığımızda eğer amacınız bilimselliği korumak ise ve bu konuda kamuoyunu ikna edecek bilgi ve belgeleri ortaya koyabilirseniz, sonuna kadar yanındayız.
Yok amacınız, “Laiklik, Atatürkçülük, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü vb.” gibi cumhuriyetin kutsal kavramlarını zırh edinerek, halka rağmen kendinize özel duygu ve düşüncelerinizi hükümete ve halka dayatmak ise kusura bakmayın, artık halk bu kadarcığı ayırt edecek kadar bilinçlendi.
Çünkü siz bilmeseniz de halk bütün dünyada olup bitenleri görüyor biliyor ve kıyaslıyor. Sonra da kimin Çağdaş Türkiye’den yana kimin statükocu olduğunu, kimin bilimle kimin filimle uğraştığını, kimin iş kimin laf ürettiğini, kimin ilerici kimin gerici olduğunu çok net değerlendiriyor. O yüzden seçim sandıkları artık takım tutar gibi partilere oy verenlerle dolmuyor. Dün zirveye çıkardığını bugün sandığa gömebiliyor.
Haklısınız... Bu halk sizi anlamıyor... Sizin inadınıza, siz dayattıkça size ters görüşteki insanları iktidara taşıyor. Ama ne yaparsınız ki elimizdeki halk bu... Sizi anlayacak halkı nerden bulalım sayın Gürüz?


www.ufukotesi.com - 11 / 2003  

unalbolat@netbulmail.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.