Hoşgörü ve uzlaşma özlenen, arzulanan bir yoldur; ancak bunun da bir sınırı olması gerekir. Hoşgörü ve uzlaşma tek taraflı olmayacağı gibi korkutarak, yıldırarak baskı altına almak suretiyle de uzlaşma sağlanamaz olsa da adı uzlaşma olmaz.
İnsanlar çok değişik kültür ortamında yetiştikleri için değişik fikirlerde olabilirler. Çatışma yaratmadan herkesin fikrine saygı duymak erdemini göstermeliyiz. Burada hemen VOLTAİRE’nin bir muhalifine söylediği sözünü hatırladım “müdafaa ettiğiniz fikirlerin başından sonuna kadar hepsine muazırım; fakat hayatımın sonuna kadar da bu fikirleri müdafaa etmek hürriyetinizi temine çalışacağım’’ demiştir. İşte uzlaşma kültürü, fikirlere saygı budur.
Değişik dinde değişik ırkta insanlar vardır. Dünya üzerinde birçok devlet kurulmuştur. Dinleri aynı ırkları ayrı devletler vardır. Bu devletlerin çok gelişmiş olanları geri kalmış olanları vardır; ama her devlet kendi milletini daha güçlü daha medeni yapma gayreti içindedir. Bu sebeple de dinler diyaloglar kurulduğu gibi milletlerarası anlaşmalar yapılarak milletler arasında her konuda uzlaşma sağlanmaktadır.
Bir devletin içinde de insanlar belirli konularda ayrı düşünebilirler; ancak bu ayrılıkları çatışarak değil; uzlaşarak çözmeliyiz ve birliktelik kurmak gerekmektedir.
Peki her konuda uzlaşma olabilir mi? uzlaşamayacağımız konular nelerdir? Diye bir soruya muhatap olursak mutlak ve kesinlikle uzlaşamadığımız konular vardır ve bunlarda devletin bölünmez bütünlüğüne karşı olanlardır. Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı olanlarla uzlaşmamız mümkün değildir. Bunlarla uzlaşanlarla da hiçbir zaman aynı safta bulunmayız.
Uzlaşma konusu ne olursa inançlarımıza, dinimize, kutsal değerlerimize saldıranlarla beraber olamayız.
Türk milletinin ve islâm âleminin ramazanı mübarek olsun.
|