Çapraz Ateş

 

Kemal Çapraz  

Türkiye’yi kim, nasıl tanıtacak?


Türkiye’nin gündemini yine, Irak’a asker gönderme, Kıbrıs, AB ve Uyum yasaları ile dopdolu. Bu kadar yoğun gündemin arasında, hükümete yakın yayın organlarında, “Tanıtımda sivil devrim” başlığıyla verilen haber bir çoğumuzun dikkatinden kaçmış olabilir. Haberde, Türkiye’nin lobi ve tanıtım faaliyetlerini artık TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TÜRSAB gibi güçlü kuruluşların yanı sıra birçok derneğin de yer aldığı bir konseyin yapacağı belirtiliyordu. Türkiye’nin marka olarak tanıtılması konusunda strateji geliştirmek ve sürekliliği olan bir uygulama planı hazırlamak için kurulan Türkiye Tanıtım Konseyi’nin, sivil toplum örgütleriyle ön protokol imzaladığına da dikkat çekiliyordu.

Tabi ki, haklı olarak, “Ne var bunda, Türkiye’nin tanıtımı yapılacaksa bunu sivil kuruluşların yapması kadar uygun bir şey olamaz” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Haberi çok dikkatli bir şekilde okuduğumda hükümetin bu projeye tam destek verdiğini de öğrenmiş oldum. Haberde proje hakkında geniş bilgi yoktu. Kısa bir araştırmadan sonra elde ettiğim bilgilere şaşırmamak, hatta ve hatta bu ne cüret bu kadar da olmaz, demekten kendimi alamadım.

Projenin İstanbul’la ilgili bölümüne şöylesine bir göz attığımda, “İstanbul, Müslümanlık ve Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir” denilmektedir. Türklüğü ve Müslümanlığı negatif değer olarak gösteren bir ekibin Türkiye’yi tanıtacağını ve bunu da hem de başta muhafazakar olduğunu iddia eden bir iktidarın tam destekleyeceğini rüyamda görsem inanmazdım. Ama gerçeklerden maalesef kaçılmıyor.

Türkiye’yi tanıtım projesinde, “Uluslararası değeri olan çok sayıda yazarımız, mizah ustamız kültür insanımız vardır. Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Fazıl Say bunlardan sadece bir kaçıdır” denilmekte. Uluslararası alandaki markalarımızı da hepiniz yakından tanımış olduk bu rapor sayesinde.

“Fethin 550. Yılında yapılan projelerin tamamı kentin kültürel markalarına zarar vermiş projelerdir” evet Türkiye’yi tanıtacak raporda böyle buyrulmuş. Türk ve Müslüman olan herşey zaten bu mantığa göre İstanbul’a zarar veriyor. İstanbul denilince akla ilk gelen değerlerin de “rakı” ve “balık” olduğunu bu rapordan öğrenmiş olduk.
Türkiye’nin tanıtılacak , tarihi mekanları, “ Efes, Nemrut, Ksantos, Antik kiliseler, tapınaklar” Tarihi kişilikler de, “Yedi Uyurlar, Homeros, Sezar, Diyojen, Ezop ve Nakşidil Sultan” Sanırım, Türkiye’de başka tarihi kişilikleri bulamadılar veya tarih uzaktan yakından ilgilileri yok bu ekibin.

Türkiye’nin tanıtımında Fener Ortodoks Patrikhanesi’nin önemi, Ermeni Patrikhanesi ve kiliseleri bütün ayrıntılarıyla yazılmış. Eğlence merkezleri olarak da, Laila-Reina kültürü olarak algılanan yerler aslında dünya çapında değerler olarak düşünülebilirmiş... Bu mekanlardan turistlerin ciddi bir biçimde etkilendiği belirtilmiş. Düşünün eğlence tarzı olarak Laila’daki eğlenceleri göstereceğiz. Hükümetin büyük önem verdiği bu projede velhasıl bunlar ve buna benzer daha neler var neler. Anlaşılan o ki, Türksüz ve İslamsız bir Türkiye’yi tanıtacağız.
Bu projede yer alanlara da şöyle bir göz atmadan geçemedim tabi ki... Bazı komitelerden isimler sunmakla yetineceğim. Lüzumu halinde tam listeyi de yayınlayarak cennet vatanımızı kimlerin nasıl tanıtacağını yüce milletimizin takdirine bırakacağım. Kültür-Edebiyat-Mizah komitesi: Mario Levi, Orhan Pamuk, Tarih-Arkeoloji-Mimarlık: Prof. Dr. Stefanos Yerasimos, Kamu: Ali Müfit Gürtüna, Cengiz Özdemir, Melih Gökçek, Basın Medya: Etyen Mahçupyan, Mehmet Ali Birand, Akademikler: Geyvan Mc. Millen, Prof. Dr. Jak Deleon, Sivil Toplum-Meslek Örgütleri: Aldo Kaslowski, Tanıtım Strajejileri Kurulu: Vincent Bouvard, Türkiye Tanıtım Konseyi İcra Kuruluna ise, Başbakanlıktan Prof. Dr. Nabi Avcı katılıyor. İşte, Türkiye’mizi dışarıda tanıtacak kurul ve işte tanıtımda yaptığımız devrim...

BIKAKIN TANITMAYIN
Eğer Türkiye bu raporda yazıldığı gibi tanıtılacaksa bırakın tanıtmayın. Türkiye’yi küresel köleliğin pençesine sürüklemek isteyenler, kimliğimizi de kültürümüzü de tarihi değerlerimizi de yok etmenin peşindeler. İstanbul’un Müslüman Türk milletinin elinde olmasını hâlâ hazmedemeyenler, Truva atları vasıtasıyla bizleri dışarı pazarlamaya peşkeş çekmeye kalkıyorlar. Devletin imkanlarını, işte böyle bir tanıtıma peşkeş çekmek, ihanet değil de nedir? Allah aşkına bırakın tanıtmayın, dünya Türk’ü zaten tanıyor.





www.ufukotesi.com - 10 / 2003  

kemalcapraz@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.