Avrupa’da yaşayan uluslar ırkçı oldukları için yaşadıkları bölgeyi ayrı bir kıta olarak görmüşler bunu da diğer uluslara kabul ettirmişlerdir. Avrupa’nın sınırları bugün dahi belli değildir. Ruslar, Gürcüler, Ermeniler Avrupalı sayılırken aynı bölgede yaşayan Hıristiyan olmayan diğer uluslar Asyalı kabul edilmektedir.
Eğer bugün bir Avrasya kıtasından bahsediliyorsa bu soyut kıtanın patronu olmak isteyen bölgesi Avrupa’dır. Asyalılar ise çağdaş köleler olarak düşünülmektedir. Avrupalılar sömürgecilik köklerinden besledikleri kültürleriyle bugün de diğer ulusları sömürmek istemektedirler. Asya yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle Avrupalının iştahını kabartmaktadır.
SULTAN GALİYEV VE İDİ AMİN
Sömürgeciliğe karşı çıkan ve bu amaçla sosyalizmi umut olarak gören Sultan Galiyev ne yazık ki amacına ulaşamadan Stalin tarafından öldürtüldü. Sultan Galiyev inanmış bir sosyalistti; aynı zamanda Turan ülküsünü benimsemişti. Galiyev Asyalı ulusların emperyalistler tarafından ezildiğine inanıyor ve bu ulusların bir araya gelerek kapitalizme karşı çıkmasının gerektiğini söylüyordu.
1970'li yıllarda Afrika'nın en yoksul ülkelerinden Uganda'da Müslüman bir devlet adamı başa geçti. Eski bir boksör ve köylü çocuğu olan İdi Amin İngiliz ve Hollandalı sömürgecilere meydan okuyarak, halkının desteğini alarak yönetime el koydu. O zamanlar yayınlanan gazetelerde okumuştum; İdi Amin Uganda'nın başkentinin en büyük meydanına bir heykel dikip altına " TÜRK GİBİ GÜÇLÜ " yazdırmıştı. Malesef Avrasya'nın Avrupa'lısı İdi Amin'i dünya kamuoyunun gözünden düşürmek için asılsız iftiralar attıktan sonra Tanzanya'nın paralı askerleriyle saldırdı. ( Not: Tanzanya ABD'nin Afrikadaki en önemli müttefiki olan bir ülkedir. Fetullah Hoca grubunun Tanzanya'da okulları vardır.)
Sultan Galiyev 20. yüzyılın başlarında İdi Amin sonlarında emperyalist güçler tarafından yok edildi. İkisi de sömürüye başkaldırmışlardı.
AFRASYA'NIN OLUŞMASI YAKINDIR
Kültürel bakımdan ırkçılığı reddeden, mazlum ulusların oluşturacağı soyut kıta Avrasya değil AFRASYA'dır. Afrasya şu anda geri bıraktırılmış ülkelerden oluşuyor. Ama güçlerini birleştirip zenginliklerini kullanırsa dünya tarihini değiştirebilecek potansiyele sahiptir. 59. hükümetin aklı başında bakanlarından Kürşat Tüzmen de bu gerçeği fark edenlerdendir. Her türlü zorluğa rağmen Türk kamuoyunun dikkatini Afrika'ya çekmeye çalışmaktadır. Tüzmen 'in ticari anlamda yaptığı çalışmalara kültürel bakımdan da destek olunmalıdır.
|